7. Bölüm

575 29 1
                                    

Kollarını boynuma dolayan tonton amcanın ağzından çıkan kelimeler benim için kocaman bir şok oluştururken bakışlarımı zor da olsa Demir'e çevirdim. Yüzünde 'Üzgünüm.' ifadesi vardı. 'İdare et.' bakışını da atıp bize bir adım yaklaştı. Tonton amca beni sıkmayı bırakınca karşıma geçip beni incelemeye başladı.

Demek ki Demir Bey için yapacağım iyilik bu oluyor. Başa gelen çekilir. O da aynı şeyi benim için yaptı sonuçta. Ama bunun hesabını kesinlikle soracağımı anlatmak için ona bir bakış attıktan sonra karşımdaki adama gülümsedim. "Merhaba Efendim." dedim gülümserken. "Ne efendimi kızım dede de bana."

İçimden Demiiiiiiirrrrr! diye çığlık atarken ağzımı tekrar araladım. "Merhaba dedecim."

Memnuniyetle gülümseyen adam bana tekrar sarılıp gülümsedi. "İşte böyle."

Ben de aynı şekilde ona gülümsedim. Beni bırakıp Demir'e dönen dede elini torununun omzuna attı. "Akşama hiçbir mazeret istemiyorum. Birlikte yemek yiyeceğiz ve konuşacağımız çok şey ve sizin yapacağınız açıklamalar var." dedi.

"Haklısınız dedecim. Gerçekten açıklama yapılması gerekiyor." derken gözlerimi Demir'e çevirdim bende.

Yüzündeki tatlı gülümsemeyle dedesinin ellerinden kurtulan Demir yanıma gelip elini belime attı. "Merak etme dede, akşam yemeğinde görüşürüz." diyerek gülümsedi. Dede gitmesi gerektiğini söyleyip yanımızdan ayrılınca Demir de elini belimden indirdi. Kızgınlıkla ona bakarken arkadan gelen öksürük sesiyle yüzümde korku ifadesi belirdi. Yani belirdiğine eminim.

"Yeliz bunun bir açıklaması var. Gerçekten bunun bir açıklaması var."

İkinci cümleyi kurduğumda bakışlarımı Demir'e çevirdim. Onun açıklama yapması için yaptığım bu hareketi anlamadı. "Yeliz benim kuzenim Demir. Neden açıklama yapmaya ondan başlamıyorsun?"

Demir aptal olmadığı için son kurduğum cümlenin soru cümlesi olmadığını anlayarak Yeliz'e döndü. Ellerini kavuşturduğunda beni bu durumdan kurtaracak cümleleri kurmasını bekledim. "Evet Yeliz Hanım, bunun gerçekten bir açıklaması var. Her şey çok çabuk gelişti. Bizde anlayamadık nasıl böyle oldu." Gayet iyi giden Demir'i başımla onaylıyordum bende. "Venedik'te karşılaştık ve birbirimize sırılsıklam aşık olduk. Sonra da orada yıldırım nikahıyla evlendik." Bende onaylamaya devam ederken başımı salıyordum. "Aynen öyle Yeliz." dediğimde yeni idrak ettim Demir'in söylediklerini. Öfkeme hakim olamayıp "Demir." diye bağırdım.

Beni kolumdan tutup az önce çıktığı odaya sürükleyen Demir'e söylenirken Yeliz'i de unutmadım. "Her şeyi açıklayacağım Yeliz. Kimseye bir şey söyleme." dediğimde odaya girdik ve Demir kapıyı kapattı sertçe.

"Aşağılık herif, nasıl benim üzerimden böyle bir oyuna girişirsin."

Konuşmama fırsat vermeyerek eliyle ağzımı kapattı yine. "Biraz sakin olursan açıklayacağım."

Birkaç saniye sakinleşmemi bekledikten sonra yavaşça elini indirdi. Kızgın bir boğa gibi nefes alıp verirken Demir Bey'in konuşmasını bekledim.

"Bugün kafede karşılaşınca sana takılmak için karıcım demiştim hatırlıyor musun?"

Birkaç saniye düşündükten sonra hatırlayıp başımı olumlu anlamda salladım.

"O zaman bizi duyanlar oldu. Onları da hatırladığına eminim. Oradakilerden birisi bizim fotoğrafımızı çekip sosyal medyada paylaşmış. Tabi 'Demir Karan gizlice evlenmiş ve işte karısıyla ilk pozları' diye de eklemiş. Kısa sürede sosyal medyada yayılmış. Nereden duyduysa dedem de öğrenmiş ve geliniyle tanışmak için buraya gelmiş. Burada onu ikna etmiştim öyle bir şey olmadığına. En azından ikna olduğunu sanmıştım. Yüzündeki hayal kırıklığını gördüğümde ona nasıl böyle bir şey yapabildim diye kendime kızıyordum. Ama odadan çıkıp karşısında seni görünce gerçekten evlendiğimi düşündü. Belki de buna inanmak istedi bilmiyorum."

Bir çırpıda kurduğu cümleler karşısında şaşkınlıktan ve kızgınlıktan kala kaldım. Ne saçmalıyor bu zengin züppesi ya?

"Senden böyle bir şey istemeye hakkım yok biliyorum ama bana yardım eder misin? Venedik'te sana yaptığım iyiliğin karşılığı olarak. Söz veriyorum fazla uzamayacak. En geç birkaç ay sonra unutulur ve dedeme de ayrıldık deriz."

Sinirden iyice kudurduğum sırada sağlam bir tokat attım Demir'e. Benden ne istediğinin farkında mı acaba bu?

"Sen ne dediğinin farkında mısın ya? Benden ne istediğini kendin de duyuyor musun?"

Kızgınlıkla odanın içinde gezinirken Demir tedirginlikle uzaktan beni izliyordu. Konuşarak beni teselli etmeye çalışması beni daha da sinirlendirdi. Sonunda dayanamayıp bağırdım. "Ben gidiyorum ve akşam yemeğe falan da gelmeyeceğim. Bunun açıklamasını dedene nasıl yaparsın bilmiyorum ama umurumda da değil."

Konuşmasına fırsat vermeden kapıyı çarparak çıktım. Dışarıdaki kuzenim beni görünce açıklama bekler gibi baktı. Tam açıklama yapmak için durmayı düşünürken Demir kapıyı açıp "Elisa." dedi. Onunla konuşmamak için Yeliz'in yanında durmadım ve hemen asansöre yöneldim. Arkamdan gelen Demir'in "Elisa bekle, konuşalım." diye bağıran sesine aldırış etmeden asansörün önüne gelip düğmesine bastım. Zaten beşinci katta olan asansörün kapısı açılıp içeri girdiğimde Demir de tam kapının önünde duruyordu.

İçimden kopan kocaman kahkahayı asansörün içine bıraktığımda bana bakan gözler muazzamdı. Delirdiğimi düşünmesini beklediğim adam bana farklı bakıyordu. Gözlerindeki manayı anlayamasam da gülmeyi kesmedim. Sonrasında aklıma gelen düşünceyle gülme sesim kızgınlığa dönüşmeye başladı. 'Aptal Elisa, sen şuan gülerken herkes sizi evli sanıyor.'

Kızgınlığım yerini çaresizliğe bırakırken, asansörün kapısını tutan yakışıklıya "Benim biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var." diyebildim sonunda. Gözlerimdeki yorgunluğu anlamış olacak ki, tuttuğu kapıdan ellerini çekti. Kapanan kapının ardından gözlerinde gördüğüm duyguyu bu kez anladım, pes etti.

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin