36. Bölüm

304 12 1
                                    

"Plan böyle değildi. Ne yapmaya çalışıyorsun? Kendi kafana göre hareket etmeyi bırak ve söyle Elisa Nerede? Eğer ona zarar verirsen seni yaşatmam."

Duyduğum sözler beni şoka uğratırken bahsedilen planı anlamaya çalıştım.

Beni kaçırmak için yapılan bir plan mı? Demir neden böyle bir plan yapsın ki?

"Plan mı?"

Kurduğum sesli cümlenin üzerine Demir adımı söyleyip açıklama yapmaya çalışırken Savaş odadan çıkıp gitti. Birkaç dakika sonra yine silah sesleri çoğaldı.

On dakika kadar sonra kapı duvara vurarak açıldı. "Elisa." diye içeri giren Demir yara alıp almadığımı kontrol edip beni kapıdan çıkarmaya çalıştı. Kollarımı ondan kurtarıp, "Bırak beni." diye bağırdım.

"Söz veriyorum sana bunun açıklamasını yapacağım ama şuan değil. Çünkü Savaş'ın gözü dönmüş durumda ve sana zarar vermesine izin vermeyeceğim.

Bunun hesabını soracağıma dair bir bakış attıktan sonra odadan çıktık.

Bir silah sesi.

Kolumda hissettiğim acı ile bakışlarımı koluma çevirdim. Vuruldum.

Demir diğer kolumdan tutup beni çekiştirerek koşmamı sağladı. Canım yandığı için ağlamayı da ihmal etmedim.

Bir kaç dakika sonra dar bir koridor girişine geldik. Ama bir sıkıntı var. Koridorun her yeri örümcek ağlarıyla kaplı.

Demir bu durumu fark etmiş olmalı ki,"Girişe aldanma sakın, tek çıkış yolumuz burası. Bana güven ve devam et. Pişman olmayacaksın." dedi.

Bu söylediklerine kahkaha almamak için kendimi zor tuttum.
"Bu son. Sana bir daha güveneceğimi sanmıyorum." Söylediğim sözler nedeniyle yüzü asıldı ama umursamadım.

Karanlığa ilk adımımızı atar atmaz havaya sıkılan silahın sesiyle olduğumuz yerde kaldık. Bana güven mi demişti?

"Allah'ım nasıl bir belanın içindeyim." diye sesli bir şekilde söyledim.

Silah sesinin geldiği yön olan arkama kafamı çevirdiğimde mükemmel ve korkutucu sesiyle Savaş konuştu; "Biri bela mı dedi?"

Demir önüme geçip kendini bana siper etti. "Ona zarar vermene izin vermeyeceğim." diye kükrerken Savaş bir kahkaha attı. "İnsan sevdiği kadına bu kadar oyun oynar mı?"

Savaş'ın haklı olduğunu ve bir açıklama beklediğimi söylemek istesem de yapamadım. Demir kükreyerek birşeyler söylerken gözlerim karardı.

Demir'in anlatacaklarını dinleyelim

Elisa'yı bulamadığım her an hayatım ellerimden kayıyor gibi. Sanki boğazım sıkılıyor ve nefesim kesiliyor gibi.

Büyük çaplı bir araştırmanın ardından burnumun dibine kadar gelebileceklerini düşünmemiştim. Dünyanın her bir noktasında Savaş ve karımı ararken, o aşşağılık herif burnumun dibine kadar şehirdeki evine gelmiş.

Savaş evinin bahçesinde bulunan ve karanlık koridorlara açılan kulübenin altında saklıyormuş sevgilimi.

Telefon konuşmamızda planın böyle olmadığını söylememeliydim. Arkadan gelen ses "plan mı?" diye sorunca sıçtığımı anladım. Savaş bana ihanet edip planı ona anlatmış olmalı. Ya da daha kötüsü benim ağzımdan duymasını sağlayıp benden nefret ettirmek istemişti. Ama neden?

...

Savaş'ı karşıma aldığımda onu öldürebileceğimi fark ettim. Elisa'yı yaralamış olması ve benden uzaklaştırma çabaları gerçekten beni katil yapabilir.

Arkamdan gelen yere çarpma sesi ile hızla arkama döndüm. Elisa yerde yatıyordu. Hemen onu kollarımın arasına alıp kaldırdım. Savaş gitmemize izin verecek gibi görünmese de onu burada bırakma yada onsuz gitme gibi bir niyetim yok.

"Elisa'yı bana ver ve onu buradan götüreyim."

Savaş birden kenara çekilerek yol verdi. "Acele et aptal ve git onu kurtar."

Ne olduğunu anlamaya çalışırken hızla Savaş'ın gösterdiği yoldan çıkışa ulaştık. Adamlarım Savaş'ın etrafını sararken bıkkınlıkla nefesini verip bana döndü.

"Eğer ben olmasam hiç bir planı yapamayacaksın. Onu hastaneye yetiştir ve sonra beni ara. Planın bundan sonrası biraz riskli ama sonuca ulaşacağız merak etme."

Kurduğu cümleyle bana ihanet etmediğine inandım. İçgüdüsel birşey ama ona inanıyorum.

Adamlarım onu bırakıp bana kapıyı açtılar. Elisa'yı arabanın arka koltuğuna yerleştirip bende yanına oturup onu kollarımın arasına aldım.

Hastanede koluna pansuman yapılıp müşade altına aldılar. Birkaç saat uyutmanın onu dinlendireceğini söylediklerinde kabul edip Savaş'ı aradım. Yarım saat sonra hastaneye geleceğini söyleyip telefonu kapattı.

Hala herkes Almanya'da olduğunu bildiği için kimseye birşey söylemedim. Vurulma olayı için de daha sonra karakola uğrayıp ifade vereceğimizi söyleyip hallettim. Saygın ve zengin bir insan olmanın avantajı.

Savaş hastane bahçesine giriş yapınca oturduğum banktan kalktım. Yanımda gelip durunca birkaç saniye inmesini bekledim ama hareket etmeyince ben gidip kapısını açıp onu arabadan indirip suratına yumruğu geçirdim.

"Bu karımı korkutup ona zarar verdiğin için."

Durağı patlamasına rağmen sırıtmaktan vazgeçmedi. Bende ona eşlik edip gülümsedim ve ikinci yumruğu da indirdim.

"Bu da nefesimi benden aldığın için."

Hala gülerken ağzındaki kanı tükürüp arabaya geri bindi. Bende hızlı adımlarla yanındaki koltuğa geçip oturdum.

Bana yandan bir bakış atıp arabayı otoparkın karanlık bir köşesine çekip durdurdu. Yavaşça bana dönünce ben de onu taklit ederek yüzünü görebileceğim kadar döndüm.

"Umarım mantıklı bir açıklaman vardır. Yoksa senin için hiç iyi olmayacak."

Savaş yine o aptal sırıtışlarından birisini yüzüne yerleştirip konuşmaya başladı.

"Eğer ben Elisa'yı kaçırmasaudım sen planı uygulamayacaktın. Böyle olması daha cazip gelse de emin ol öyle değil. Çünkü beklenmedik olaylar oldu ve öğrenmemesi gereken birisi bu planı öğrendi."

Endişe ve korku çanları çalmaya başladığında, bu kişinin kim olduğunu öğrenmek için dikkatimi tamamen Savaş'a verip oturduğum koltukta dikleştim.


BİRAZ HEYECAN OLSUN DEĞİL Mİ? ACABA NELER OLACAK? FİKİRLERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞMAKTAN ÇEKİNMEYİN. SİZCE ÖĞRENEN KIM BU OYUNU?

HA BU ARADA SİZCE BU OYUN NE OLABİLİR?

VOTE VERMEYİ UNUTMATIN, YORUM YAPMAYI DA.

BİRDE HİKAYEYİ ARKADAŞLARINIZA ÖNERMEYİ BI DÜŞÜNÜN😊😊

SONRAKİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...

EVLİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin