BÖLÜM -40-

63 6 0
                                    

Hünkar has odaya geri döndüğünde Rüya halen odasındaydı. Kendisine kurulan bu alçak tuzağı düşünüyordu, elbette aklında birisi vardı.. lakin önce emin olması gerekiyordu..

Ah evet yazarcığım sen geri döndüğüne göre benim sıram çoktan geldi demek, burada canım çok sıkıldı. Çözmem gereken ufak bir olay var hadi gel onu halledelim ama.. bu kez sen değil ben anlatacağım yazarcığım müsadenle :)

 bu kez sen değil ben anlatacağım yazarcığım müsadenle :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazardan: Müsade senin köpeğin olsun Rüya♡

*

Akşam üstü güneş batmak üzereydi, saraya turuncu renkler hakimdi. Benim dairemse kasvet doluydu, üzerime atılmış bir suç vardı. Bu konuyu titizlikle çözüp failini etkisiz kılmam gerek. Odamın içinde bir sağa bir sola gitmekten bıktım, elime ne geçiyor koca bir hiç!

Rüya : Elenor bana Yasemin'i çağır.

Elenor saygıyla başını eğdiğinde yüzümde memnuniyet vardı.

Elenor : Elbette Prensesim.

O dediğimi yapmak için odadan ayrıldı, bir kaç saniye bekleyip ardından bende çıktım. Güneşim tamamen gözden kaybolmasıyla saray gölegeler içindeydi, bu çok fazla işime geliyordu zira gölgeler yeni dostumdu.

Koridorun duvarlarına yakın yürüdüm, sesler duyduğumda saklanıp bekledim. Konuşan iki kişi vardı, birisi Sümbül diğeri Nigar'dı.

Sümbül ağa : Başımıza bela olacak, Valide sultanımız hiç hoşnut değil.

Nigar  kalfa : Koskoca Padişahın seçimi, Valide sultan hoşnut olmasa bile sonuç değişmez Sümbül ağa.

Sümbül ağa : Sana göre hava hoş tabi, iki ateş arasında kalacak olan benim.

Nigar kalfa : Sen akıllı adamsın Sümbül ağa bulursun bir yolunu.

Duyylmaması için oldukça sessiz konuşmaya çalışıyorlardı genede onları duydum ve aklımın bir köşesine kaydettim, daha sonra yoluma devam ettim. Geçem gereken tek koridor daha kaldı sonra ahıra açılan kapıya geldim demektir. Köşeyi döndüm kapı ağaları tam karşımdaydı, durmuş bana bakıyorlardı.

Kapı ağası : Prenses yolunuzu mu kaybettiniz?

Rüya : Aslında atımı merak ettim ve ona bakmak için ahıra gideceğim.

Tebessüm edip kapıya doğru bir adım attım lakin adam elini uzatıp beni durdurdu.

Kapı ağası : Maalesef Prenses çıkmanıza izin yok.

Anlam veremedim, sinirlerim hoplamoştı.

Rüya : Ne demek izin yok?

Kapı ağaları birbirlerine bakındılar. Aklıma gelenle bıkınlık içinde gözlerimi devirdim.

Rüya : Paşanıza söyleyin onun iznine ihtiyacım yok, çekilin!

Kapı ağası : İmkanı yok Prenses, paşamız bizzat kendi izin vermezse çıkamazsınız.

Rüya KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin