0.1 | regret

3.6K 84 62
                                    

İlk okumaya başladığınız tarihleri
yazın bakalım burayaa

Öncelikle şunu söylemek isterim ki
bu hikaye psikolojiğe dayalıdır,
hoşunuza gitmeyecek olaylar ve davranışlar olabilir.
Bunları dikkate alarak okumanızı rica ederim.
İyi okumalar öpüldünüz🌸

0.1 pişmanlık

Sırlarla dolu bir hayatta yaşamak, her insanın korkulu rüyası ve en zoru da ne biliyor musun? O sırrı bildiğin halde bilmiyormuş gibi davranmak. Durum bu. Hayatında sır tutmaya kalktın mı, eğer seninle ölüme kadar gelmek istiyorsa oraya kadar gelmeli. Aksi mümkün değil. Eğer o sırrı yayarsan suçlusu sen olursun, acı çeken sen olursun, acı çektiren de sen olursun.

2024

Galatasaray'ın meşhur yemeklerinden birindeydik. Herkes keyfine, eğlencesine o kadar dalmıştı ki, bir anlığına kasılan midemin ağrısını bile unuttum. Herkesin yüzündeki o rahatlık, bana büyük bir hüzün gibi geliyordu. Çünkü ben orada, içimde dev bir boşlukla, bir yalandan diğerine adım atıyordum.

Soğuk ellerini belimde hissettiğim an tüm dikkatimi dağıtmıştı, başımı sağıma çevirdiğim an gözlerinin içine baktım. Ne yapıyorsun burada Mira? dedim içimden. Derdin ne? Ne istiyorsun? Onun dikkatini tekrardan üzerine çekmek mi? Yoksa gözlerinin içerisine endişeyle bakan her şeyden habersiz bu masum adamı mı sevmeye başladın? Midemi bulandırıyorsun.

'İyi misin sevgilim?' Elimi yanağına koyarak, onu onaylarcasına başımı salladım. 'Midemi üşüttüm sanırım, kendimi kötü hissediyorum o yüzden.'

'Eve götürebilirim seni biliyorsun, söylemen yeter güzelim.' Endişesi daha da suçlu hissettirmişti kendimi. Kulağına eğilerek gerek olmadığını söyledim. Her ne kadar içi rahat etmese de ikna etmiştim.

Berkan tüm dikkatini takım arkadaşlarıyla konuşmaya yönelttiği anda gözlerim tam karşımda oturan Barış'a takıldı. Gözleri hep üzerimde miydi, yoksa şu an mı bana bu kadar endişeyle ve sinirle bakıyordu?

Kimsenin görmeyeceğine emin olduktan sonra başıyla kapıyı işaret ettiğini fark ettim. O yerinden kalkıp giderken, bende birazdan kimseye belli etmeden kalkıp yanına gitmeliydim, bu hep böyleydi. Kaçmaya çalıştıkça ona sürükleniyordum. Gün geçtikçe sona yaklaşıyorduk ve bunun farkında değildi. Hoş benim de farkında olduğum söylenemezdi.

Berkan'a lavaboya gideceğimi söyledim ve yerimden kalktım. Lavaboya geçtim ama Barış'a gitmeyecektim. Yapamazdım artık bunu. Kabinin kapısını kilitleyip klozetin üzerine oturdum. Kısa süre sonra kapının kilit sesini de duymamla buraya geldiğini anladım. Ardından yankılanan sesiyle gözyaşlarıma hakim olamadım.

'Git Barış.' Hıçkırıklarım çoğaldıkça ellerimle kendimi susturmaya çalışıyordum. Sus lütfen sus, ağlama artık yalvarırım.

'Ağlama güzelim, lütfen.' Dedi, beni teselli etmeye çalışarak. Ama ben onun güzelim dediği kadın olmak istemiyordum artık.

'Git, yalvarıyorum git.' Yorulmuştum, dayanacak gücüm kalmamıştı. İçim, nefes almakta zorlanıyordu.

'Gidemem, yapamam. Seni yalnız bırakamam. Kapıyı aç da konuşalım, lütfen ağlama artık.' En sonunda sakinleşerek kilidi açtım ve o an gözlerimiz buluştu.

'Yapma artık yalvarıyorum. Ben dayanamıyorum, çok yoruldum.' Önümde anında diz çöküp elleriyle ellerimi tutmuştu. Kocaman elleri arasında ellerim çoktan kaybolmuş, dudaklarını ellerimde hissettiğim an hıçkırıklarım daha da artmıştı.

secrète | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin