1.9 | umudunu kaybetme
1 hafta önce
Umut etmek ne demekti? Ne düşünürdü insan umut ederek? Ne bulurdu ya da ne bulmayı umardı? Nefesi yeter miydi umut etmeye? Ya da son nefesinde mi vazgeçerdi umut etmekten?
Annelikte beşinci günümdü. Ameliyattan kalan ağrılarım yavaş yavaş geçmiş artık kızımın ameliyatını yatağımda beklemek zorunda değildim.Yanımdaki hareketlilik ile başımı oraya doğru çevirmeden bile kimin geldiğini anlamıştım.
'Bu omuz hala daha senin. Biliyorsun.' Ben başımı aşağı yukarı sallarken ellerini ellerimle buluşturdu. 'Yaşaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız.'
'Biliyorum. Ama yaşamayacağını ikimiz dahil tüm hastane biliyor bence.'
'Yapma Mira. Umudun olsun biraz. Hep öyle derdin hastalarına. Umudunuzu kaybetmeyin, ne olacağı belli olmaz diye.'
'Ama onlara aynı zamanda da ben hiçbir şeyin garantisini vermiyorum derdim. Ama içten içe biliyordum bebeklerinin öleceğini. Boşuna işkence çektirdiğimizi.'
Ben omzuna başımı koyarken gözlerimi kapattım. Bu adam hayatımda başıma gelmiş en güzel şeylerden biri diye düşünürken, arkamdan çevirdiği olaylar gün yüzüne çıkmıştı. Ama ne olursa olsun Mert benim en yakın arkadaşımdı, kardeşimdi. Kan bağımız olsun ya da olmasın. Barış'ı hala hayatımda tutabiliyorsam onu da tutmalıydım.
'Babam seni görmek istiyor.' Sesi düşünce balonumu bir iğne misali patlatırken elimde olan eliyle oynamaya başladım.
'Henüz hazır değilim.'
'Biliyorum bende aynısını söyledim. O yüzden her bulduğu fırsatta bebişle ya.' Gülerek söylediği cümlesine karşılık bende gülümsemiştim. Sahi neden isim veremiyordum bu çocuğa. Korktuğun için Mira. Ölürse ismiyle gidicek, gerçekten yaşamış bir insan olarak veda edecek çünkü sana. Haklıydı. Sırf göt korkumdan isim veremiyordum.
'Barış'a neden hala haber vermedin Mira?' Sorduğu soru beynimde yankılanırken kendime de sordum soruyu, sahi neden Barış'a haber vermiyorsun?
'Bilmiyorum. Sanki gelirse her şey biticek gibi. Bebiş ölücek gibi.'
'Babası, burda olmaya hakkı var. Senin yanında olmaya da hakkı var. Sevgilin sonuçta.'
'Gelemez. İsteyemem ondan bunu.' Çatık kaşlarıyla beni kendinden uzaklaştırıp sandalyede yan döndü.
'Ne demek isteyemem?'
'Kariyerinde çok yol katetti Mert. Gelmesini isteyemem. Zaten sonu belli olan bir filmde oynuyoruz. Yapamam bunu ona. Annelik duygusu ne hala bilmiyorum. O da babalık duygusu ne bilmeyecek burda olsa da. O yüzden gerek yok, geldiğinde görücek zaten bizi.'
Mert konuşucakken Büşra Hoca'nın görüş alanıma girmesiyle yerimden kalktım.
'Hocam?' Yüzünde güller açıyordu ve bana o kadar büyük bir gülümseme bahşediyordu ki umutlanmamak için kendimi zor tutuyordum.
'Durumu gayet iyi. Çok güçlü bir kızın var bir tanem.'
Mert de yanıma konumlanınca sıkıca ona sarıldım mutluluktan ağlamaya başladığım an Büşra Hoca beni kendine çevirip konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secrète | Barış Alper Yılmaz
Romance'Seni benim sevdiğim kadar seviyor mu peki!?' duyduğum sesle arkamı dönüp göğüsünden ittirmem bir oldu. 'Yeter! Rahat bırak artık beni! Çık hayatımdan Barış!' Kollarımdan tutup beni kendine çekmesiyle gözlerine kenetlendiğim anda arkamdan gelen sesl...