4.7 | espoir

535 76 45
                                    

İyi okumalaaar canlarımm🌸
Yorum yapmayı atlamayın,
yapmıyorsunuz artık yorum üzülüyorum🥺

4.7 | umut

Duyduğum ağlama sesiyle yatakta kıpırdanırken hafifçe doğrulup kalktım. Yatağın baş ucundaki beşiğin içerisine ellerimi uzatıp minik oğlumu kucağıma aldım.

Küçük gece lambasının odayı aydınlatmasını fırsat bilerek tekrardan yatağa oturarak bacaklarımı yorganla örttüm. Emziğini Umut'un ağzına verdiğimde hemen emmeye başlamış ve tekrardan gözlerini kapatmıştı.

Sol kolumla yavaşça Barış'ı dürttüm. 'Barış, uyan.' Kımıldamamasına karşılık biraz daha sert dürttüm. Gözlerini açmakta zorlanarak bana baktı. 'Umut'u tut ya da kalkıp mama yap, lütfen.'

Sakince kafasını aşağı yukarı sallayarak yataktan kalkarak sandalyenin üzerindeki tişörtünü üzerine geçirdi ve odadan çıktı. Kafamı yatağın başlığına yasladığım anda gözlerim kapanmıştı. O kadar yorgundum ki.

Bir kaç dakika sonra Barış elinde biberonla odaya girmiş ve bana uzatmıştı. Elinden aldığım gibi yavaşça emziğini ağzından çekip biberonu verdim. O yavaşça içmeye başladığında bakışlarımı Barış'a çevirdim.

Tişörtünü tekrardan çıkarmış ve yatağa yaklaşıyordu. 'Çok uykum var.' Dediği şeyle tebessüm ettim.

'Benimde.' O da gülerken tam karşıma oturup Umut'a çevirdi bakışlarını.

'Bir sonrakine beni uyandır direk, sen hiç kalkma. Biz oğlumla hazırlarız yemeğini.'

'Bir sonrakine muhtemelen hepimiz birden uyanacağız. Saat beş çünkü.' Kaşlarını çatarak o da benim gibi sırtını başlığa yasladı.

'Sekizde antrenmana gitmek için kalkmam gerek.' Bende yüzümü buruşturdum.

'Muhtemelen benimde o saatte kalkmam gerek. Çünkü annenler sekizde uyanıyor.' Elini bacağıma yerleştirip hafifçe sıktı.

'Rahatsız mısın bizimkilerden?' Hızla kafamı iki yana salladım.

'Saçmalama, Emine anne o kadar çok yardım ediyor ki rahatsız olmam imkansız.' Derin bir nefes alıp Umut'a baktım. 'Aksine minnettarım.'

Biberondaki mamasını bitirdiğinde hafifçe çekerek omuzuna ne ara bez yerleştirdiğini anlamadığım Barış'ın uzattığı koluyla karşılaştım. Yavaşça kucağına bıraktığımda o da gazını çıkarmak için sırtını ovalamaya başlamıştı.

İkisini de izlemeye başladığımda saçları büyüdükçe daha da sararmaya başlayan oğlumuza kaydı gözlerim. Oğlumuz demek o kadar tuhafıma gidiyordu ki.

'Saçları her geçen gün daha da sarılaşıyor.' Göz ucuyla bakmaya çalıştığında gülümsedi.

'Aynı babası.' Kaşlarını kaldırdı bir anda. 'Sakın annem falan deme, küçüklük fotoğraflarımı biliyorsun. Tıpkı ben işte.'

'Tamam ya bir şey demedim.'

'Deme zaten.' En sonunda Umut'un geğirmesiyle yüzünü hafifçe buruşturup kollarına alıp görüş açısına aldı. 'Yarasın paşam, o nasıl geğirmekti öyle.'

secrète | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin