2.8 | yıldızlara bak
Çok sevmek zarar verirdi insana. Çok sevilmek de verir miydi peki? Sevdiği kişiyle bir nefes almak ister miydi peki insan? Ya sevdiği kişi ona iyi gelmiyorsa? Ya onu ölüme sürüklüyorsa? Yine de sevmeye devam edebilir miydi?
İnsan bu kadar çok soru cümlesi kurduğunda anlıyor aşkından nasıl da yanıp tutuştuğunu. Çünkü aşk insanı bilinmezliğe sürüklemeyi çok sever. Peki bu bilinmezlik içinde nefes alabilir miydim ben?
Barış olmadan, nefes alabilir miydim? Ya da Can olmadan? Hata yaptım belki de Berkan'a kendimi bırakarak. Barış'la elde edebileceğim ikinci şansı kendi ellerim arasında boğarak öldürdüm belki de.
Berkan'a anlatsam peki? Anlar mıydı beni? Kavgasız gürültüsüz bırakır mıydı beni? Ya da her şey daha mı kötü olurdu?
'Anne!' Can'ın sesiyle kapalı olan gözlerimi açmıştım. Yatakta zıplayan oğlumu tek hamlede kollarım arasına alıp gıdıklamaya başladım.
'Yapma. Yapma.' Minicik dudakları arasından çıkan peltek kelimelerle onu daha da çok güldürmek istiyordum.
En sonunda gıdıklamayı bırakıp yanağına sulu bir öpücük kondurduğum anda yüzünü ekşitip eliyle yanağını sildi.
'Annelerin öpücüğü silinmez.' Kaşlarımı çatmamla birlikte o da yanağıma bir öpücük kondurmuştu.
'Bir daha silmeyeceğim.' Söylediği şeye karşılık yanaklarından tutup tekrardan öptüm onu.
Gülerek yataktan inip kaçtığı gibi baba diye bağırması da bir oldu. Yatağa kendimi bıraktığım gibi derin bir nefes aldım.
'Baba! Oyun oynayalım!'
'Saat daha sabahın altısı be oğlum! Gel onun yerine uyuyalım güzel rüyalar görelim!'
Konuşmalarına gülerken, aklıma gelen şeyle gülümsemem yüzümde soldu. Berkan yerine Barış burada olsaydı? Oğluyla o oynasaydı? O uyutsaydı oğlunu. Hayal edebilir miydim bunu? Kucağında oğluyla birlikte hayal etsem Berkan'a ihanet eder miydim?
Gözlerimi kapattım. Pişmandım. Ne yaptığımı bilmez halde en ufak duygusal çöküşümde kendimi Berkan'a teslim ediyordum.
Bana ilk kez Can'a baba olabileceğini söylediğinde kucağında yedi aylık oğlumu tutuyordu. Annesi olarak tamamiyle yanında ya olabilecektim ya da olamayacaktım. Tümörün beni ne hale getireceği meçhuldü.
Duygusal boşluk, duygusal çöküş sonrasında da depresyon ve Berkan'ın kollarına teslim olma.
Tüm bu şeyleri bir kenara bırakırsak, beş ay olmuştu Türkiye'ye geleli. Bu kadar çabuk mu geçmişti zaman yani?
Kısa bir süre sonra yatağa yanıma gelen Berkan arkama yerleşerek kollarını belime sardı. Nefesini boynumda hissediyordum.
'Tüm enerjisiyle uykumuzu kaçırdıktan sonra uyudu yine.' Gülümsemem suratıma yerleşirken derin bir nefes aldım. 'Neyin var senin?'
'Bir şeyim yok.'
'Hayır var.' Kollarını belimden çektiği gibi yatakta oturdu ve bakışlarını bana çevirdi. Gözlerindeki korku ve endişe tüm vücudumu sardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/372686514-288-k506555.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secrète | barış alper yılmaz
Romance'Lütfen git.' Adam hızla kafasını iki yana salladı. 'Gidemem, zehrim ikimizi de ele geçirmişken hiçbir yere gidemem artık.'