0.6 hafıza
2024
Saç diplerimde dolaşan parmaklarını hissettikçe, kafamı yasladığım göğüsüne daha da gömüldüm. Nasıl bir insanın kollarındayken bu kadar güvende hissedebilirdim ki. Yanımda olur muydu, güvende hissettirdiği gibi korur muydu peki beni dış dünyadan?
'Sana bir şey anlatmam gerekiyor.' Uykulu sesiyle konuşmaya devam etmem için mırıldandı. 'Alzheimer için yaptığım testlerin sonucu çıktı.'
Arabanın camına yasladığı kafasını kaldırıp bakışlarını bana çevirdi. 'Test yaptırdığını söylememiştin?' Kafamı sallayıp burnumu boynuna gömdüm.
'Bebeğime nasıl bir gelecek sunacağımı bilmem gerekiyordu.' Kokusunu içime çektim. Nasıl tarif ederdim ki bu kokuyu? 'Pozitif çıktı.'
Sağ eliyle belimi daha sıkı sarıp derin bir nefes aldı. 'Berkan'ın haberi var mı?' Başımı iki yana salladım.
Kısa süreli bir sessizliğin ardından göz kapaklarım tekrardan kapanmaya başladı. Yorgunluk tüm vücudumu sarmış, ölümümün geleceğini hissediyordum. Kendi fermanımı kendim yazmıştım. Daha iki gün önce kollarının arasında olduğum bu adama benden uzak durması için yalvarıyordum. Ancak sürekli kendimi onun kolları arasında nasıl bulduğuma da anlam veremiyordum. Sessizliği bozan taraf o olmuştu.
'Hala söylediklerimin arkasındayım. Karnındaki bebeğin babası benim güzelim. Hem ona hem de sana sahip çıkarım.' Elleri tişörtümün altına geçip tenimin üzerinde dolanmaya başlamıştı. 'Beni tanımama evresine ulaştığın anda bile usanmadan seninle ilgilenirim. Berkan bunu kaldıramaz, güçlü birisi değil Mira. Onu terk ediceksin korkusuna kapılıp evlenme teklifi etmek için kendini ortalığa attı.'
Kokusunu içime çektim tekrardan. 'Barış, lütfen şu an bu konuları konuşmak istemiyorum. Tek isteğim huzurlu olmak.'
'Huzuru sana vereceğimin teminatını çok önceden söyledim ben sana. Kabul etmemek için direnen hep sen oldun. Yalvardım amına koyayım. O seni kaybetme korkusuyla tutuşup da evlenme teklifi etmeye kalktı, bense seni kaybetme korkusuyla en yakın arkadaşımın arkasından iş çevirmeye kalktım.'
'Bu durumda olmamızın tek suçlusu ben miyim yani?' Başımı göğüsünden kaldırıp ona bakmaya başladım. Gözlerini kapatıp ofladı. 'Öyle demedim.'
'Ama onu ima ettin.'
'Hayır etmedim. Sadece bana o zaman açıklama fırsatı sunsaydın şu an sağda solda gizli gizli buluşmak yerine, biri görücek korkusuyla tedirgin olmak yerine yukarıda elini sıkıca tutup yanında olabilirdim.' Haklı çocuk Mira, açıklaması için bir fırsat bile vermedin ona. 'Ama onun yerine Berkan'ın seni teselli etmesine izin verdin. Kendi hür iradenle kapılarını ona açtın Mira. Seni arkadaşım olarak biliyordu doğru. Ama sana aşık olduğumu da biliyordu.'
Bir dakika ne? Nasıl yani?
'N-nasıl yani?' Eli yanağıma giderken konuşmaya devam etti. 'Biliyordu işte. Senin onun çıkma teklifini kabul ettiğini söylediği an sana olan hislerimin hala daha devam edip etmediğini sordu, bende ona her şeyin yolunda olduğunu bir sorun olmadığını söyledim.'
'Neden böyle bir şey söyledin?'
'Çünkü benden vazgeçtiğini sandım güzelim.' Güzelin miydim gerçekten? Tam konuşmaya devam edeceğim sırada çağrı cihazımın sesiyle Barış'ın kucağından kalkıp ön koltuktaki çağrı cihazımı elime aldım. 'Mert çağırıyor. Annemle ilgili, gitmem lazım.' Onaylarcasına kafasını sallarken ben arka kapıdan indikten sonra o da peşimden indi. Ellerini belime sarıp dudağıma sıcacık bir öpücük kondurdu. 'Burdayım ben, telefonumun da sesi açık, ihtiyacın olduğunda ya da konuşmak istediğinde burdayım.' Kafamı sallayıp Barış'ı arkamda bırakarak asansöre doğru yöneldim. Kapıları açıldığı anda karşımda ne Mert'i görmeyi umuyordum, ne de Mert'in otoparkta arabasına binen Barış'ı görmesini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
secrète | Barış Alper Yılmaz
Romansa'Seni benim sevdiğim kadar seviyor mu peki!?' duyduğum sesle arkamı dönüp göğüsünden ittirmem bir oldu. 'Yeter! Rahat bırak artık beni! Çık hayatımdan Barış!' Kollarımdan tutup beni kendine çekmesiyle gözlerine kenetlendiğim anda arkamdan gelen sesl...