Gözlerimi yavaşça kaldırıp ileri baktım. Üvey babam. Sikeyim. Bu kadar aptal olduğumuza inanamıyorum. Havada ki elini yavaşça indirdi. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde dikiliyordum ayakta. Kulağıma oldukça uzaktan gelen siren sesleri doldu.
Üvey babam arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. Arkasından gitmek için bir kaç adım atmıştım ki Leon'un durumunun ciddiyetini sonunda fark edebildim. Hızlıca yanına çöktüm. Çok kan kaybediyordu. Çok fazla.
Elimi yarasına koyup bastırdım. Ama tabiki çok bir işe yaramıyordu. Benim kanıma onun kanı karıştı. Elimde ki sıcaklık beni rahatsız ediyordu. Bu kanın ona ait olduğu düşüncesi beni çok fazla rahatsız ediyordu. "Leon iyi misin?" Titreyen sesim ile sorduğum saçma soru sonrası bana bakmaya çalıştı.
"Pe-pek sayılmaz." Kekeleyerek ve oldukça kısık sesi ile konuştu. "Sikeyim ya. Dayan. Sakın gözlerimi kapatayım deme seni öldürürüm duydun mu?" Sinirli ve korku dolu sesim ile bağırdım.
"Seni bu kadar kolay bırakmam merak etme." Gülerek konuşması sonrası gözlerimin yandığını hissettim. Yıllar sonra ağlayacak mıydım? Hayır ben ağlayınca sonu kötü bitiyor.
Polis arabaları sonunda gelmişti. Hızla ilk inene seslendim. "Hemen ilk yardım çantasını getir. Çabuk." Adam kısa bir affallama sonrası dediğimi yaptı ve koşarak yanıma çöktü. Çıkardığı pamuk ve sargıları yarasına bastırırken başkasına seslendim. "Arabayla kaçtılar. Bir ekip peşine düşsün hemen."
Bir kaç kişi arabaya doluşup giderken kalanlardan biri konuştu. "Ambulans çağıralım mı?"
"Vaktimiz yok. Arabanın arka kapısını açın." Leon'un yarasına bir kaç şey daha tıkıştırdım. Ama sırtından kan kaybetmeye devam ediyordu. Sürgülü kapının açılma sesi kulaklarıma doldu.
"Yardım edin çabuk." İki tane polis yanıma geldi ve Leon'u yavaşça yerden kaldırdı. Geri kalan pamuk ve bezi alıp peşlerinden gittim. Arka koltuğa oturttuktan sonra ben de yanına yerleştim hızla. Tek elimi sırtında ki yaraya bastırırken diğer elim ile de önünde ki yaraya tampon yapıyordum.
Leon kaybettiği kanlar yüzünden gözünü zor açık tutuyordu. "Leon bana bak." Başını yavaşça çevirdi. Önce gözlerime baktı. "Uyumak yok. Duydun mu?" Sesimde ki korku ile gülümsedi. Gözü karnıma kaydığında kaşlarını çattı. "Asena sen de yaralısın. Bırak beni ve kendine müdahale et." Zar zor konuşuyordu. Ama yakınında durduğum için onu duyuyordum. "Benim ki önemli değil. Kendini düşün." İnleyip başını arkaya attı.
"Burdayım. Ben burdayım." Destek olmak için fısıldadım. Sarılmak istiyordum, dokunmak, öpmek. Ama yapamıyordum. Ve bu acı vericiydi kesinlikle. Alnımı omzuna yasladım. Küçük bir öpücük kondurup fısıldamaya devam ettim. "Burdayım ve sana hiç bir şey olmayacak."
"Buradasın sevgilim." Acı çektiği her şekilde belli olan sesi ile konuştu. Duyduğum kelime ile kalbim hızlanırken başımı kaldırıp gözlerine baktım. Ama o sımsıkı yummuştu. Nefes almaya ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
Dilim tutulmuştu. Bana sevgilim demişti. Ve ben ne yapacağımı bilmiyordum yine. Ellerimi gevşettiğimi hissettiğim de hızla başımı iki yana salladım. Kendine gel Asena. Baskıyı tekrar eski haline getirdim. Sireni açmış ve oldukça hızlı bir şekilde gidiyorduk. Leon'u uyanık tutmak için sürekli bir şeyler söylüyordum. Üşüyordu biliyorum. Uyumak istiyordu. Ama bunu yapamazdı.
Ne kadar geçtiğini bilmediğim bir süre sonra araba hastanenin önünde durdu. Biri arka kapıyı açarken diğeri acilin girişine koşup sedye gerektiğini bağırdı.
Elimi çekmek istemesemde gelen sağlık görevlilerinin ikazı ile geri çekildim. Leon sedyeye konulup hastaneden içeri sokulurken ben de peşinden hızlı adımlar ile ilerliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asena | Maviler
Teen FictionElinde ki silahı kaldırıp namlusu ile saçımdan dökülen tutamları zarifçe yüzümden çekip kulağımın arkasına gönderdi. Namlu şakağımdan başlayıp yine aynı zariflik ile çeneme indi. Leon Rose o kadar mükemmeldi ki bu can alan silah ile bile zarifliğin...