Kalbim resmen atmayı bırakmıştı. Yaptığım şeyi kavrıyamıyor, kabullenemiyordum. Leon'u öpüyordum ya şu an. Dudaklarından.
Ve galiba o da benim gibi uzun bir süre olayı kavrayamadı. Gözlerim kapalı olduğu için tepkisini göremesemde kasılan bedenini hissediyordum.
Ben onu yavaşça öperken o sadece duruyordu. Artık galiba kendine gelmiş olmalı ki dudaklarını aralayıp bana karşılık verdi. Küçük bir adım atıp daha da yakınıma girdi. Tek elinin belime diğerinin boynuma gittiğini hissettim. Parmaklarını zarifçe çenemin altına koydu. Duran kalbim bir anda hesap edemediğim bir hızla çarpmaya başladı.
Benim çekilecek bir yerimin olmadığını bilen Leon dudaklarını son kez yavaşça oynattı ve geri çekildi. Gözlerim kapalı derin soluklar alıyordum. Leon'un göz kapaklarımın üstünde ki bakışını hissediyordum.
Kirli sakalları üzerinde ki elimi çektim. Gözlerimi açtım ve bakışlarımı yere diktim. Onu öpen ben değilmişim gibi göğsünden itip kendimden uzaklaştırdım ve hızla dar sokağın çıkışına ilerledim.
Ben ne yapmıştım?
Bunu nasıl yapardım?
Neden yapmıştım?Aklımda sinirle bağıran soruların eşliğinde derin soluklar alarak koşarak indiğim yokuşu çıktım. Olay yerine geldiğimde kısa süre motorumu aradım. Of Leon ile gelmiştim ben. Derin bir nefes alıp elimi alnıma koyup ovuşturmaya başladım.
Sakin. Sakin ol. Derin nefesler al ve şimdi de ver. Çok kolay. Burnundan al ağızından ver. Hadi Asena.
"Komiserim iyi misiniz?" Duyduğum ses ile gözlerimi açtım. Benden sonra çocuğun peşinden giden polisti. Yanağımda ki kana baktı sonra gözlerime. "Evet. Ufak bir kesik."
"Ambulansa uğrayın isterseniz." Başımdan savmak için onu onayladım. Bana bakmaya devam ederek yanımdan uzaklaşmaya başladı. Hâlâ hareket etmeyerek ona bakıyordum. "Önüne dön."
İkâzım ile hızlıca başını başka yere çevirdi. Gözlerimi devirip ağır adımlar ile sağlık ekiplerinin yanına ilerledim. Yaraya kısaca bir ilk yardım yaptı. "Sağol." Başıyla bir selam verip kendi işine dönerken ben de yanından uzaklaştım. Yavaş ve bıkkın adımlar ile yürümeye başladım.
Çocuğun yakalanıp yakalanmadığını bile sormayı unutmuştum. Aptaldım aptal. Hırlar gibi bir nefes aldıktan sonra rast gele bir polisi yanıma çağırdım.
"Emredin komiserim."
"Çocuk yakalandı mı?" Kız kafasını aşağı yukarı sallarken konuştu. "Evet."
"Pekala." Yanından yürüyüp geçerken yokuştan çıkan Leon'u gördüm. Bakışları yerde kaşları çatıktı. Alt dudağını dişliyordu. Hızla arkamı döndüm. "A bir de şey." Başını yavaşça yere eğdi kız. "Ceset ne zaman kaldırılır?"
"Şu an o işi hallediyorlar."
"Çocuk nerede?" Sorduğum peş peşe gereksiz sorular ile kadın anlamak istercesine kaşlarını çattı. "Polis arkadaşlar onun ile ilgileniyor."
"Hımhım." Mırıldandım ve ellerimi arka cebime sıkıştırıp etrafa bakmaya başladım. "Komiserim iyi misiniz?" Kızın sesi ile bakışlarımı tekrar ona çevirdim. "Evet. İyiyim."
Arkamı döndüm buradan ayrılmam gerekiyordu. Acil bir işim çıktı desem. Yüzüne bakamam ki. Haber vermeden de gidemem. İş için buradayız. Yanımdan geçip gidecek kızın kolunu tuttum hızla. Bıkmış ama belli etmemeye çalışan bir ifade ile bana döndü.
"Benim aşırı acil bir işim çıktı. Leon baş komisere söyle tamam mı?" Başını aşağı doğru eğdi. Hızlı adımlar ile yanından uzaklaşıp mahellenin çıkışına geldim. Şimdi bekle ki taksi geçsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asena | Maviler
Novela JuvenilElinde ki silahı kaldırıp namlusu ile saçımdan dökülen tutamları zarifçe yüzümden çekip kulağımın arkasına gönderdi. Namlu şakağımdan başlayıp yine aynı zariflik ile çeneme indi. Leon Rose o kadar mükemmeldi ki bu can alan silah ile bile zarifliğin...