Demir'in verdiği adrese giderken arkamda ki arabalara bakıyordum. Ve sanırım yine takip ediliyordum. İki tane daha kötü haberim vardı. Birincisi araba sayısı ikiydi. Diğer kötü haber ise gittiğim yere orman yolundan yani biraz ıssız bir yerden geçerek gidecektim.
Bu yüzden güzel şeyler olmayacağını hissediyordum. Ana yoldan çıkınca derin bir nefes alıp aynaya baktım tekrar. Tahmin ettiğim gibi fırsatı değerlendirme peşindeydiler. İki araba da mesafeyi olabildiğince kapattı.
"Ya şimdi ya hiç Asena." Kendi kendime konuştuktan sonra motoru yavaşlatıp kenara çektim. Arabalarında durduğunu duyduğumda kaskımı çıkarıp indim ve arkama döndüm. Önce önde ki arabadan inen dört kişiyi gördüm. Kesinlikle başım büyük belada gibiydi.
"Bir sorun mu var gençler?" Olmaması umudu ile sorduğum soru sonrası duyduğum kurşun sesi ile bir küfür savurup motorun arkasına saklandım. "Hiç bir şeye değilde bu motoruma sıktığınız kurşunlar yüzünden ağzınıza sıçacağım sizin." Silahımı çıkarıp şarjöre baktım. Doluydu. İki tane de motorda vardı. Ama sorun onları oradan alabilmekti.
"Eğer sağlam elimize geçersen işimize gelir polis." Duyduğum bağırtı ile silahı yandan çıkarıp iki el ateş ettim ve bu sırada bağırdım. "Siktir git." Teslim olucağımı falan mı düşünüyorlardı?
Telefonumu cebimden çıkarıp Leon'a kısa bir mesaj attıktan sonra silahı yandan çıkarıp bir kaç el daha ateş ettim. Duyduğum inleme ile birinin vurulduğunu anladım. E bir kişi bir kişidir. Diğerleri de muhtemel şerefsizin adını sesleniyordu.
Odaklarının dağılması ile silahı çıkarıp kenardan bakarak birini daha vurdum. O da bacağını tutarak yere düşerken bir kaç kişi de onun başına gitti. O sırada sayılarını saydım. Dokuz kişilerdi. İki gitti, yedi kaldı.
Bir kaç el daha ateş edip tekrar şarjöre baktım. Dokuz mermi kalmıştı. Şarjörü yerine geri takarken duyduğum adım sesleri ile başımı hızla kaldırdım.
Yanıma iki tane adam gelmişti. Onlardan hızlı davranıp önce birinin karın boşluğuna sonra diğerinin koluna ateş ettim.
En fazla bu kadar hızlı olabilmiştim maalesef. Çünkü motorun diğer tarafından gelen adam yerde olduğum için koluma hızla bir tekme savurmuştu.
Beklemediğim darbe sayesinde silahım yere düşmüştü. Silaha uzanmamın manasız olucağını bildiğim için adamın bacaklarına sert bir çelme taktım. Sendeledi ve yere düştü. Silahıma uzanacakken kollarım tutuldu.
"Sikeyim!" Sinirle söylenip arkamda ki kişiye tekmelerimi savurmaya başladım. "Bırak lan!" Arkamda ki adama attığım kafa sadece inlemesine sebep olmuştu. Beni sıkıca tutmaya devam ediyordu. Elinde ki pamuk ile önüme gelen adama savurmaya başladım bu sefer tekmelerimi. Ama pamuğun ağzıma konulmasına engel olamamıştım.
•
Oldukça ağır olan göz kapaklarımı zorlukla araladım. Başım dönüyordu. Etrafın bulanıklığı yavaşça silindi. Başımı ovalamak istediğim de ellerimin arkadan bağlı olduğunu anladım. Bacaklarımda aynı şekildeydi.
Bakışlarımı bulunduğum yerde gezdirdim. Bodrum gibi bir yerdi. Ama oldukça genişti. Kapının yanında bir kişi vardı. Uyandığımı görünce iğrenç bir şekilde gülümsedi. "Günaydın polis hanım."
"Kapa çeneni." Tüm bedenim çok ağırdı. Bir uykudan uyanma rağmen uyumak istiyordum. Kolumda ki acı ile başımı oraya çevirdim. Bir serum takılıydı. Kaşlarım çatıldı. "Bu ne lan? Ne verdiniz bana?" Sinirle söylendiğimde daha da gülümsedi ve omuz silkip odadan çıktı. Gözlerimi sıkıca yumup başımı arkaya attım. Uyumak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asena | Maviler
Fiksi RemajaElinde ki silahı kaldırıp namlusu ile saçımdan dökülen tutamları zarifçe yüzümden çekip kulağımın arkasına gönderdi. Namlu şakağımdan başlayıp yine aynı zariflik ile çeneme indi. Leon Rose o kadar mükemmeldi ki bu can alan silah ile bile zarifliğin...