Ambulansa yer tarifi verirken elimden geldiğince hızlı koşuyordum. Kaybettiğim bir kaç saniye yüzünden aramızda kocaman bir mesafe açmıştı bile. Hızımı daha da arttırdım. Ama yetişmem imkansız gibi duruyordu. Ana caddeye çıktığında arabaları umursamadan yola atladı. Ama ben canıma susamamıştım.
Koşarak karşıya geçtiğinde hızla gelen arabayı gördüm. Ve elimden kaçtığını kabullenmek zorunda kaldım. Hızlı hızlı aldığım nefesler arasında elimi dizlerime koyup soluklandım. Soluk borumda büyük bir yanma vardı yine. Geri dikleştim ve saçlarımı geri atıp sıkıntılı bir nefes verdim. Ardından hızla Sudeler'in yanına koştum.
Ambulans sirenleri parkı aydınlatıyordu. Sedyeye koyulan Sude'ye görevlinin kalp masajı yaptığını gördüğümde bedenim olduğu yere çivilenmişti. Nefes almam kısa bir süre kesilirken yanan ciğerlerimin isyanı ile derin bir hava çektim.
Rüya ağlıyordu. Bir sağlık görevliside onu ambulansa bindirirken hemen motoruma koştum. Kaskı takmadan çalıştırıp hızla siren seslerini takip ettim. Yaklaşık on beş dakika sonra geldiğimiz hastane ile motoru rast gele park edip acilden içeri girdim. Aynı zamanda telefonu çıkarıp Leon'un adını tuşladım.
"Efendim Asena?" Bu haberleri vermek neden hep bana düşerdi? Alnımı elim ile ovuşturup konuştum. "Leon, Sude vuruldu."
"Hasiktir. Durumu nasıl?" Yüzümü buruştururken sedyenin peşinden koşturmaya devam ediyordum. "En son kalp masajı yaptıklarını görmüştüm."
"Hay sikeyim ya. Hemen hastaneyi mesaj at. Demir'e haber verip geliyorum."
"Tamam." Telefonu kapatıp konumu mesaj attım. Sude'yi acilden soksalarda direkt ameliyathaneye götürmüşlerdi. Rüya kanlı ellerine bakıp derin derin soluklar alıyordu. Onun için hızla Boran'a kısa bir mesaj çekip yanına ilerledim.
"Rüya iyi misin?" Sorum ile dolu gözlerini bana dikti.
"O...o ölecek mi? Çok kan kaybetti. Kalbi durdu." Bir süre yüzüme baktı ve bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı. "Bir hafta sonra evlenecekti ya bu kız."
Acıyla konuşurken ne yapacağımı şaşırmıştım. Ellerini yavaşça boynuma dolayıp göz yaşlarını omzuma akıtmaya başladığında gözlerimi sıkıca yumup ona karşılık verdim.
•
Bir yarım saat sonra Boran gelmişti. Şu an Rüya ile ilgileniyordu. Ben de oturmuş, koridorun başına bakıyordum. En sonunda resmen koşan Demir görüldü. Oturduğum yerden hızla kalktım. Gözleri kızarmıştı. "Sude iyi mi?" Telaşlı sesi ile ortaya attığı soruyu sessizce cevapladım. "Ameliyatta."
Bu sefer arkasından Leon görüldü. Derin soluklar alıyordu. Bana baktı. Omuz silktim hiç bir şey bilmediğime dair. "Nasıl oldu bu? Aklım almıyor? Nasıl vuruldu ya?" Demir hem bağırıyor hemde açıklama istercesine bana bakıyordu. Saçlarını hırsla çekiştirdi.
"Benim yüzümden. Yine ve yine birine zarar geldi." Benden istemsiz sinirli çıkan sesime döndü herkes. Rüya burnunu çekip yorgunca konuştu. "Başlama Asena." Yerimden hırsla kalkıp ona baktım.
"Ne başlama? Olan bu değil mi? Bana olan saldırıda kolunu kurşun sıyırdı. Boran benim yüzümden bıçak darbesi yedi. Leon vuruldu. Şimdi de Sude. Sıradaki kim? Demir mi? Yoksa Ceyda teyze. Çevremde insan olmaması ne kadar doğruymuş ya." Tüm sinirimi bağırarak boşaltmam ile şaşkın bakışlar üzerime sabitlendi. Demir hariç, onda öfke vardı. Olması gereken buydu işte.
Bakışlardan rahatsız olurken hızlı adımalar ile koridordan çıktım. Peşimden adım sesleri geliyordu. Acilden çıkıp motorumun yanına vardığımda dönüp ona baktım. "Asla bırakmıyacaksın değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asena | Maviler
Teen FictionElinde ki silahı kaldırıp namlusu ile saçımdan dökülen tutamları zarifçe yüzümden çekip kulağımın arkasına gönderdi. Namlu şakağımdan başlayıp yine aynı zariflik ile çeneme indi. Leon Rose o kadar mükemmeldi ki bu can alan silah ile bile zarifliğin...