Yavuz evde değildi. Kimse yoktu. Korkuyla telefonuma uzanmaya çalıştım. Ona bir şey olmamalıydı.
Hızlıca Yavuz'u aradım. Sancı hareket etmemi bile engelliyordu. Canım yanıyordu. Yavuz ilk çalışta açtı. "Efendim bebeğim."
"Yavuz ne olur gel. Karnım.. çok ağrıyor, dayanamıyorum."
Yaklaşık beş dakika içinde burada olmuştu. Beni kucağına aldı. Arabaya yatırdıktan sonra hızlıca şöför koltuğuna geçti.
O kadar hızlıydı ki, on dakika içinde gelmiş olmalıydık. Beni tekrar kucağına aldı ve sedyeye yatırdı. Bir süre sonra doktorumu gördüğümde rahat bir nefes aldım.
Yavuz buradaydı ve öğrenmeye çok yakındı.
"Ona bir şey olmadı değil mi?" dedim gözyaşları içinde. Fısıldıyordum. "Umarım." dedi. "Karnınızı açın lütfen." Yavuz'un yardımıyla karnımı açtım. Az da olsa belli olmaya başlamıştı.
Eğer ona bir şey olduysa kendimi asla affetmeyecektim.
Elindeki cihazı karnımda gezdirdi ve önündeki ekrana baktı. Bir süre sonra gülümsemesiyle birlikte rahat bir nefes aldım. "Bebeğimiz iyi, hiçbir sorun yok."
Bu cümleden sonra doktorun söylediği hiçbir şeyi duymadım. Yavuz duyduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Kaşlarını çattı ve bana döndü.
Arabaya bindiğimizde ise sert bir nefes verdi. "Melin, sen-" Sözünü kestim. "Hamileyim."
"Ne?" Duymasına rağmen beklemiyordu. Birkaç dakika sessiz kaldı. "Bir şey demeyecek misin?" dedim. "Ne dememi bekliyorsun Melin, ne zamandır saklıyorsun bunu."
Söylediği şeyleri sertçe söylemişti. "Yaklaşık 2 aydır biliyorum ama 4 aylık." dediğimde kaşlarını çattı. "Ve ben daha yeni öğreniyorum! Öyle mi?" Başımı salladım, gözlerimdeki yaşları sildikten sonra önüme döndüm.
Eve yaklaşmıştık fakat Yavuz fazlasıyla hızlı sürüyordu. "Yavaş sür, korkuyorum." dedim ama dinlemiyordu. "Yavaş sür dedim sana!"
Yol kenarına ani bir frenle durdu ve arabadan hızla indi. Kenarda duran demire tekme attı. Ben sadece izliyordum. Söylemeliydim, hepsi benim yüzümdendi.
Arabadan indikten sonra karşısına geçtim. "Özür di-" diyeceğim sırada sözümü kesti. "HEMEN ARABAYA GEÇ VE SUS."
Sinirliydi, yaklaşmamalıydım. Arabaya geçtim ve bir süre sonra geldi, evime bıraktı. "Ben konuşmak istiyorum." dedim. Bana döndü. Daha sakindi.
"Ben istemiyorum." dedikten sonra kapımı açtı, arabadan indim. Eve geçtikten sonra gözyaşları içinde yatağa uzandım. Elimi karnıma sardım.
Evet, şimdi ne yapacaktım?
Şimdi sert çıksa bile bebeğimizin babasının o olduğu gerçeğini değiştiremezdi.
İkimizde beklemiyorduk fakat sonuç olarak hamileydim.
Yazmasını bekledim, akşama kadar. Fakat ne yazmış ne aramıştı. Eve bile gelmemişti.
[1 ay sonra.]
Melin.Abime ayrıldığımızı söylemiştim. Çünkü bir aylık boşluğun ardından dün aldığım cevap beni kırmıştı.
Yavuz: Boşuna yazma yada arama Melin. Ne diyeceğim yada ne yapacağım konusunda kararsızım. Hiçbir boktan emin değilim. Tek istediğim kafa dinlemek.
Tam olarak böyle yazmıştı.
Bende bugün abime sadece ayrıldığımızı anlatmıştım. Karnımda 5 aylık olmasına rağmen küçük bir şişlik dışında bir şey yoktu.
Abim ilk duyduğunda idrak edememişti ve Yavuz'u aramıştı. Yavuz ise bunu doğrulamıştı. Canımı sıkan en önemli şeyde buydu.
Ne yapmaya çalışıyordu, anlamıyordum. Ona bir konum atmıştım, deniz kenarındaydım. Bir saat içinde geleceğini söylemişti, son kez konuşacaktım.
Ya bitirecektik yada tekrar başlayacaktık. Geldiğinde ona döndüm, ilk defa böyle görmüştüm. Gözaltları uykusuzluktan mosmordu, saçları dağınık ve özensizdi. Onu böyle görmek hoşuma gitmemişti.
Yanıma geldi ve oturdu. Kayalıklardaydık. "Nasılsın?" dedi. Gözümden bir damla yaş düştü. Nasıl olmamı bekliyordu? "İyiyim, sen?" dedim, her şeye rağmen.
"Aynı." dedi sadece. Kısa süren sessizliğin ardından konuştum. "Hiç mi düşünmedin?" dedim. Bana döndü ve sonrasında gözleri karnımı buldu.
"Beni orda bırakıp gittiğinde kendime gelemedim. Bir ay sonra kafa dinlemek istediğini söylemekte neyin nesi? Ben hamileyim, bunun farkına var artık. Karnımda bir can taşıyorum, sende onun babasısın. Kabul etsen de etmesen de-" Sözümü kesti.
"Kabul etmemekte ne? Nerden çıkarıyorsun, sadece hala daha kabullenmiş değilim. Beklemiyordum ve baba olacak kadar büyük bir sorumluluk taşıyamayacağımı sanıyordum. Fakat artık eminim Melin." dedi, güldüm.
"Neyden eminsin? Babası olduğundan mı?" dedim. "Biliyorum, yaptığım bencilceydi. Fakat sen onu benden iki ay boyunca sakladın ve şuan beş aylık hamilesin. Ne tepki vermemi bekliyordun? Yüzüme baka baka gerçekten kaçmışsın."
"Evet söylemem gerekiyordu fakat korkuyordum. Korktuğumda başıma geldi. Bir ay boyunca ne çektiğimden haberin var mı senin? Kaç gece ağrılarımdan uyuyamadım, stresten dolayı kaç kez serum yedim? Bunların farkında mısın sen?" dedim.
"Tamam sen haklısın Melin, sana göre her şey yanlış." dedi. Gözlerimdeki yaşlar bu anı bekliyormuş gibi aktı. Elimle yüzümü kapattım. Bir süre sonra Yavuz kollarını bana sardı ve ona sıkıca sarıldım.
Şuan ve her zaman, tek ihtiyacım olan buydu.
"Özür dilerim." dedi. Ben sakinleşene kadar boynuma defalarca kez öpücük kondurdu. Sakinleştikten sonra ise yüzüme baktı. "Seni seviyorum ve her zaman yanında olacağımdan şüphen olmasın bebeğim."
&
Bir hafta geçmişti ve daha iyiydim.
Yavuz'un attığı konuma gidiyordum. Beni çağırmıştı ve nedenini söylememişti. Geldim ve arabadan indim.
İnanamıyordum.
Yavuz tam karşımdaydı. Deniz kenarındaydık ve yat'ta beni bekliyordu. Uzattığı elini tuttum ve bindim. Sonrasında ise içeri ilerledik. Bir masa kurulmuştu.
Üstünde ise birçok çeşit yemek vardı. Ortası güller ve mumla süslenmişti. "Beğendin mi?" diye sordu. "Bayıldım." dedim içtenlikle.
Yemeklerimizi yedikten sonra elimi tuttu ve masadan kaldırdı. Önümde diz çöktüğünde heyecanla onu izledim. Gözlerim daha şimdiden dolmuştu.
İlk önce cebinden bir yüzük kutusu çıkardı ve kutuyu açtı.
"Seni gördüğümde fazlasıyla korkmuştum çünkü sana aşık olacağımı ve deliler gibi seveceğimi biliyordum. Daha o zamanlar anlamıştım. Ve şimdi, karnında bizden bir can taşıyorsun. Seni anlatmaya kelimeler yetmez güzelim."
Yutkundu. "Benimle evlenir misin?" Gülümsedim. "Evet." Yüzüğü parmağıma geçirdikten sonra dudağıma kısa bir öpücük kondurdu.
Sonrasında ise karnıma eğildi ve dudaklarını bastırdı. "Seni çok seviyoruz bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18
Romance"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını açıklamak mümkün değildi. Şarkı bitti ama biz devam ettik. Çünkü şuan ne etraftaki insanlar, ne olduğ...