AA|FİNAL

502 19 0
                                    

[4 ay sonra.]
Melin.

Tam sekiz aylık hamileydim ve zamanın nasıl bu kadar hızlı geçebildiğini düşünüyordum.

Daha dün hamile olduğumu öğrenmiş gibiydim.

İzel'le sürekli Yavuz ilgileniyordu çünkü ayağa kalkacak dahi halim yoktu. Arada İlay geliyordu, arada Derya abla yardıma geliyordu.

Evde hizmetli vardı, o da yemek işini hallediyordu. Yavuz arada işe gidip geliyordu, çoğunlukla abim işlerini hallediyordu.

Şimdi ise abimler ve babamlar bizdeydi. Akşam olmuştu. İlay yaklaşık 6 aylık hamileydi. Onun hamileliği rahat geçiyordu fakat benim iki hamileliğimde fazlasıyla zorlamıştı.

Bugün babam bize abimle konuşmak istediğini söylemişti ve artık uzamasını istemiyordum. Belki affedemezdi ama en azından kabullenmesini istiyordum.

Bunun için abimlerde gelmişti ve İlay'ında haberi vardı. "Oğlum seninle konuşmak istediğim şeyler var." dedi babam. Abim duymamış gibi televizyon izlemeye devam etti.

"Lütfen Serhat, sadece dinle oğlum." dedi bir kez daha. Abim babama döndü. "Ne anlatacaksın? Nasıl terkettiğini mi?" dedi.

Abimin yanına geçtim. "Serhat sana yaşattıklarını biliyorum, affedemeyeceğini de. Fakat artık böyle olmasını istemiyorum, en azından kabullenmeye çalış." dedi İlay.

"Kabullenmeye çalışıyorum zaten İlay, daha ne yapabilirim? Baba mı o Allah aşkına?" dediğinde başımı salladım, sonuna kadar haklıydı.

"Sana her ne yaşatırsam yaşatayım senin asla öyle bir baba olmayacağına eminim Serhat. Önceden sürekli içiyordum, evet. Sana yaşattıklarım çok ağırdı ama özür diliyorum oğlum. Cidden pişmanım, şimdi olsa asla yapmazdım. Senden istediğim şey beni affetmen, en azından birazda olsa baba oğul gibi olmak." dediğinde abim güldü.

"Biz mi baba oğul olacağız? Her ne kadar özür dilesende seni affetmeyeceğim. Ama haklı olduğun bir konu var." dedikten sonra elini İlay'ın karnına koydu. "Ben asla senin gibi bir baba olmayacağım. Bana tiksinerek, öfkeyle yada nefretle bakan bir oğlum asla olmayacak." diye devam etti.

İlay abimin elini tuttu. "Biliyorum oğlum, özür dilerim. Her ne kadar fayda etmeyecek olsa da." dedi. "Fakat sende az da olsa hatrım varsa," dedikten sonra ayağa kalktı.

"Bir kere sarılmak istiyorum, sadece bir kez." dedi. Abim İlay'a döndü. İlay başını salladı, "İzin ver." dedi abime. Bir süre abimden ses çıkmadı ve en sonunda kabullenmiş gibi ayağa kalktı. Karşımızda sarıldılar fakat abim kollarını sarmadı. Babam geçen onu aşkın seneden sonra belki ilk defa sarılıyordu.

"Seni seviyorum oğlum, her ne kadar baban olarak görmesende sen benim oğlumsun."

Yavuz elimi tuttu ve gülümsedi. "Eğer Serhat kabullenmeseydi asla kalkıp sarılmazdı." dedi fısıldayarak. Öyleydi. Abim asla kalkıp sarılmazdı.

"Bir fotoğraf çekinelim mi, hep birlikte?" dedi İlay. Abim başını salladı. En başta babam ve Derya abla vardı. Yanında ise sırayla abim İlay ve biz vardık. İzel'i kucağıma aldım ve kamerayı sabitledik.

Sonrasında ise birkaç tane fotoğraf çekindik, ilk aile fotoğrafımızdı fakat biz 7 kişi değildik. 9 kişiydik. İlay'ın karnında ve benim karnımda iki tane erkek çocuk vardı.

Cinsiyeti üç ay önce öğrenmiştik ve çok sevinmiştik. İlay ise bu ay öğrenmişti. Mutluyduk ve bunun bozulmasını istemiyorduk.

Abimin Arkadaşı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin