Telefonu açtıktan sonra İzel'i kucağımda sakinleştirmeye çalışıyordum.
Yabancı numaraydı.
"Efendim?" dedim. Bir süre kalabalıktan çıkan ses geldi. Sonrasında ise bir adam konuştu.
"Siz Yavuz Aydoğan'ın eşi misiniz?" diye sordu. "Evet, bir şey mi oldu Yavuz'a?" dedim endişeyle.
İzel'i yatağa bıraktım ve içimdeki kötü his yerini aldı.
"Yavuz Bey trafik kazası geçirdi, şuan ise .. Hastane'sine gidiyoruz. Durumu kritik."
"Ne?" diyebildim sadece. Gerçek olamazdı. Derya abla odaya girdi, sesimi duymuş olmalıydı. İzel'i kucağına aldı, İzel'in ağlamasını durduramıyordu.
Başım dönüyordu, kenara tutundum. Telefonu kapatmıştı. "Ne oldu kızım? Söylesene Melin." Babamda odaya geldi. Derya ablaya cevap verecek gücüm yoktu.
Babam bardağa doldurup su uzattı. "Güzel kızım, Melin ne oldu?" Babam suyu uzattı ve bir yudum aldım. İzel'in çığlıkları kulağımda yankılanıyordu. "Yavuz kaza yapmış, durumu ağırmış." diyebildim. Gözümden bir damla yaş düştü, ağlayamıyordum.
Derya abla İzel'i susturamadı. Başım ağrıyordu, "İzel sus." dedim. Susmadı ve ağlaması daha da arttı. "İzel sus dedim sana."
"Kalk gidelim hastaneye Melin, kendine gel." dedi babam.
Gözlerimi açtım ve babamın desteğiyle ayağa kalktım, başım dönüyordu. Yavuz'a bir şey olmaması için yol boyu dua ettim. İzel arabaya binince susmuştu, Derya abla dikkatini dağıtmıştı.
"Geldik güzelim, inelim hadi." Babam koluma girdi ve hastaneye girip ameliyathane katına çıktık. O sırada koridorda önümüzden bir tane hemşire geçti. "Yavuz iyi mi?" diye sordum.
"Acil kan arıyoruz, AB+" dedi. Benimkiyle aynıydı. "Ben veririm." dedim. Kendimi iyi hissetmiyordum fakat verecektim.
Odaya aldılar ve hiç beklemeden kan aldılar. Sonrasında ise odadan Yavuz hakkında bilgi vermeden çıktı.
İzel sakinleşse bile huysuzlanıyordu. Kucağıma aldım ve oturma alanına geçip kucağıma yatırdım. Bir süre sarıldıktan sonra uyuyakaldı.
Yavuz'u bekleyeli 3 saat olmuştu.
Fakat en ufak bir haber yoktu. Aklıma kötü şeyler getirmemeye çalışıyordum. İzel'le ilgileniyordum.
Doktor içeriden çıktığında İzel'i kucağıma aldım ve kapıya yöneldik. Babamlarda yanımdaydı. "Yavuz iyi değil mi?" diye sordum.
"Maalesef durumu hala kritik. Bir süre yoğun bakımda kalacak. 3 dakika olmak üzere bir kişi girip görebilir. Onun dışında uyanmasını bekleyeceğiz. Geçmiş olsun."
İyi olacaktı, olmalıydı. Kızı için yada benim için, iyi olacaktı. Emindim.
Üzerime verdikleri kıyafeti giymeden önce İzel'i Derya ablaya verdim. Sonrasında ise o kapıdan içeri girdim.
Yavuz için 2. girişimdi ve ikisi de fazla üzücüydü. Nefes bile alamadığımı hissettim. Bembeyazdı, buz gibiydi. Elini tuttum. Göğsünde çeşitli kablolar vardı. Alnına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.
"Ben geldim sevgilim." diye başladım. "Sana veda ederken gerçek bir veda olacağını düşünmemiştim. Kısa bir veda fakat can yakıcı. İzel'de babasını bekliyor, sanki o gün hissetmiş gibi hiç susmadı. İzel ve ben, seni çok özledik. Bir an önce buradan çıkmanı bekliyoruz, seni çok seviyoruz ve özlüyoruz. Özletme bizi." Son kelimeyi söylediğim an hemşire içeri girmişti. Ne ara 3 dakika geçmişti?
"Görüşürüz sevgilim, yine geleceğim ve sen uyanmış olacaksın."
Odadan çıktıktan sonra babam kapıda beni karşıladı ve sıkıca sarıldı. Çektiğim acıyı en iyi anlayan o'ydu ve ona sıkıca sarıldım. Baba kavramını artık seviyordum.
"Güzel kızım, ağlama birtanem. Yanındayım." Bir süre daha sıkıca sarıldı ve sakinleşmemi bekledi. "İzel'de uyudu, gel sende dinlen birtanem." dedi ve oturma yerine yöneldi.
Hiç ayrılmadım ve oturduk. Göğsüne çekti ve sakinleşmemi sağladı. Gittikçe mayışıyordum çünkü bir gece boyunca uyumamıştım.
Uyumakta istemiyordum fakat dayanamamıştım. "Baba." dedim. Dinlediğini belirten bir ses çıkardı. "Haber gelirse uyandır."
"Tamam bebeğim."
-
İzel'le ilgilenemiyordum.
İki gün geçmişti, İzel sürekli uyuyordu. Emzirdikten sonra direkt uyuyakalıyordu.
Yavuz hala uyanmamıştı ve bu benim canımı yakıyordu. Olabilecek tüm kötü ihtimalleri düşünmek istemiyordum.
İzel kucağımda uyuyakalmıştı. Çok masumdu, çok güzeldi. Annelik duygusu fazla iyiydi.
Kokusunu içime çektim, çok güzel kokuyordu. Boynuna küçük bir öpücük kondurdum. Babam yanıma geldi. "Sende böyleydin ve bende seni böyle seviyordum." dedi. Gülümsedim.
"Çok güzeldin, hayatımda gördüğüm en güzel bebektin. Doğduğunda koyu kahverengi gözlerin vardı. Herkes sana hayranlıkla bakıyordu. İzel aynı senin gibiydi, bebekliğine çok benziyor." Gözlerim doldu.
Ağlayacağımı anlayınca kolunu omzuma attı ve beni kendine çekti. Kokumu içine çekti ve aynı benim yaptığım gibi boynuma öpücük kondurdu. "Güzel kızım, seni çok seviyorum."
Gözlerimdeki yaşları sildi ve omzuna yatırdı. "Yavuz çıksın artık." dedim. "Çıkacak güzelim, gelecek yanınıza."
İzel huysuzlandığında odaya geçtim ve emzirdim. Sütüm azalmıştı. Stresten dolayı artık sütüm gelmiyordu.
İzel gülümsediğinde güldüm. Gülüşüne ölebilirdim.
Ona aşıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18
Romance"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını açıklamak mümkün değildi. Şarkı bitti ama biz devam ettik. Çünkü şuan ne etraftaki insanlar, ne olduğ...