B|24

1.3K 36 7
                                    

[3 ay sonra.]
Melin.

Üzerimi değiştirdikten sonra dışarı çıktım. Arabaya bindikten sonra bir deniz kenarına sürdüm. İyice bunalmıştım.

Gözlerim karnımı buldu. 8 aylık olmuştu ve karnım fazlasıyla büyümüştü.

Kayalıklara oturdum. Doğumuma bir ay kalmıştı ve fazlasıyla heyecanlıydık. Yavuz evde yerinde duramıyordu. Kız çocuğumuz olacaktı ve adını bile bulmuştuk.

Aleyna İzel Aydoğan.

İsmini Yavuz koymuştu ve beğenmemle birlikte bu ismin güzel olduğunu düşünmüştük.

Bu sıralar çok ağrım oluyordu ve Yavuz sürekli yanımdaydı. Hatta en ufak ağrım olduğunda hastaneye gitmeye zorluyordu.

Fakat çoğunlukla gitmiyorduk.

Yavuz şuan şirketteydi. Haber vermemiştim çünkü söylesem kızacağına emindim. Yaklaşık bir saat boyunca orada oturdum ve saat Yavuz'un işten çıkış saatine yakındı.

Kalktım ve arabama geçtim. Beş dakika içinde evdeydim.

Ve Yavuz'da gelmişti.

Arabası buradaydı. Eve girdiğimde ise sert yüzünü ve delirmiş bir şekilde dolaşmış halini gördüm. "NERDESİN SEN AMINAKOYAYIM?"

Tahmin etmiştim fakat cidden dolmuştum.

"Sahil kenarına gittim, büyütme." dedim rahatça. Bu tavrıma daha da yükseldi. "Büyütme ha! NE BÜYÜTMESİNDEN BAHSEDİYORSUN? HABER VERMEDEN NEREYE GİDİYORSUN SEN! KARNINDAKİ ÇOCUĞUN FARKINA GEÇ OLMADAN VAR MELİN!"

"Ben karnımdaki çocuğun farkındayım tamam mı?"

Gözlerimden düşen yaşları sildim. "Ama sen bazı şeylerin farkında değilsin." dedim.

"Neyin? SÖYLE NEYİN FARKINDA DEĞİLİM!"

"Evden çıkartmayarak beni üzmenin yada fazlasıyla abartarak ilginin farkında değilsin mesela! Kızını o kadar düşünüyorsan-" Sustum. "Her neyse kısacası en az senin kadar bende düşünüyorum. Bazı şeyleri abartma artık." dedim.

"Sen ciddi misin? Doktor demedi mi YATAKTAN BİLE ÇIKMAYACAKSIN DİYE! SENDE SİKTİĞİMİN DENİZİNE GİDİYORSUN! VE BENİM BUNA TEPKİ VERMEMEMİ Mİ İSTİYORSUN SEN AMINAKOYAYIM!" diye bağırdı.

Kolumu sertçe bıraktı. "Sıkıldım." dedi. "Sıkıldın mı?" Gözümden düşen yaşı hızla sildim. "Sus artık, siktir git şurdan." dediğimde ise kolumdan tuttu. "Amacın ne? Ne istiyorsun sen." dedi. "Gitmeni istiyorum, bugünlük yeter. Cidden yeter!" dediğimde ise gülümsedi.

"Benden sıkıldıysan defol git." dedim net bir şekilde. "O anlamda demedim Melin." dedi. "Ağlama Melin, ölürüm sana bebeğim."

"İşler konusunda fazla sıkıyorsun. Biliyorum elinde değil ama gidemiyorum. Telefondan halletmeye çalışıyorum ama olmuyor. Hamilelik yüzünden olan duygusallığını farkedebiliyorum."

"Ben sadece seninle vakit geçirmek istiyorum, seni bir daha görmezse-" Sözümü kesti. "Sen bunun için mi, bundan dolayı mı beni sürekli istiyordun!"

Kenarda duran rafa tekme attı ve yere düşürdü. Sonrasında ise etrafta terör estirdi. "SEN ÖLECEĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORDUN CİDDEN!"

"SİKEYİM BANA NASIL SÖYLEMEZSİN!" diye bağırdı. Doktorumuz doğumun riskli olacağını söylemişti. Birkaç aydır korkuyordum. Fazlasıyla.

Onu bir daha görmemekten korkuyordum. Doğum her an olabilirdi ve benim sağ çıkmama ihtimalim olabilirdi.

Odadan çıktı ve kapıyı sertçe kapattı.

Gözyaşları içinde yatağa uzandım. Sıkılmıştı. Benden sıkılmıştı.

Bir süre sonra odaya bir kadın girdi. Elinde ise yemeklerle dolu tepsi vardı. Yanıma bıraktı ve gülümsedi. "Ben yeni görevliniz Sedef." Yaşı yaklaşık 40 vardı.

"Teşekkür ederim ama aç değilim." dedim. "Ama Yavuz Be-" Sözünü kesen odaya giren Yavuz oldu. Korkuyla gözlerimi elime çevirdim.

"Sedef sen bırak." dedi. Sedef başını salladıktan sonra odadan çıktı. "Ben dışarı çıkıyorum, gelene kadar bitirmiş ol."

O çıktıktan sonra yemiştim, en azından karnımdaki bebeğim için.

Yaklaşık yarım saat sonra eve geldi ve sertçe konuştu. "Bu sabah şehir dışına çıkıyorum, iş görüşmesine."

Gülümsedim fakat yine anında ağlamaya başlamıştım. "Bana ne zaman söylemeyi düşünüyordun?" dedim. "Düşünmüyordum." dedi ve evden çıktı.

Karnıma giren sert sancıyla uyandım.

Canım fazlasıyla yanıyordu.

Abimin Arkadaşı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin