Bugün Yavuz'u ziyaret etmeye şirkete gidecektim.
Bu olayların üstünden üç hafta geçmişti. Yavuz'la birbirimize bu üç haftada fazlasıyla zaman ayırmıştık. Doğruyu söylemek gerekirse mükemmel geçmişti.
Şimdi ise şirketteydim. İlk olarak abimin odasına girdim. "Ben geldim!" İlay'da buradaydı. "Hoşgeldin güzelim." dedi abim. İlay kalktı ve koşarak yanıma geldi. Sıkıca sarıldı.
Üç haftalık tatile çıktığımız için İlay'la görüşememiştik, özlemiştim. "Bebeğim naber?" dedi. "İyi İlay, sizi sormalı?" Gülümsedi. "Bizde iyiyiz."
"Nasılsın abi?" Aynı konuşma gerçekleştikten sonra onların yanından ayrıldım. Yavuz'un odasına ilerledim. Koridorun sonu onun odasıydı.
Gelmiştim.
Direkt odaya girdiğimde gördüğüm manzaraya karşılık yutkundum. Yavuz, karşısında ise asistanı gülümseyerek bir şeyler anlatıyordu.
Fakat fazlasıyla yılışıktı.
"Hoşgeldin." dedi Yavuz. Sinirlenmemeliydim fakat kendime hakim olamıyordum. "Çık." dedim sadece. Kadının yüzüne bile bakmadım.
Giydiği gömleğin düğmesini nerdeyse yarıya kadar açmıştı. Giydiği dar eteği yukarı çekmişti, belli oluyordu.
Amacı belliydi.
"Ne diyorsun?" dedi öncesinde. "Çık dışarı." dedim bir kez daha. Yavuz yanıma geldi. "Ne oldu?" dedi. "Ne mi oldu? Sevgilimi görmeye geliyorum, karşılaştığım manzaraya bak!"
"Aydan sen çıkabilirsin." Aydan gözlerini devirdi ve odadan çıktı. Kapıyı ise sertçe arkamızdan kapattı. "Sen ne demeye çalışıyorsun?" dedi Yavuz. Asıl sinirlenmesi gereken benken onun sesi sertti.
"Her şey ortada. Söylememe gerek bile yok Yavuz." dedim. Asistanı dahi olsa bu saatlerde bu odada olmasını gerektirmezdi. "Niye geldin?" diye sordu. Gülümsedim fakat sabrımın taşmasına az kalmıştı.
"Niye mi geldim? Gelmemi istemiyor musun yoksa?" dedim. "Melin konuyu değiştirip durma!" diye bağırdı. "Bana bir daha sakın bağırma." dedim.
Arkasını döndü ve cama ilerledi. Eline geçirdiği vazoyu sertçe yere fırlattı. "Melin ne söyleyeceksen söyle, sonra git. Sinirliyim, senden çıkarmak istemiyorum."
"Gitmeyeceğim." dedim net bir şekilde. Yanıma geldi. "Sonra konuşalım, ciddiyim." dedi. Başımı salladım. Gözümden düşen yaşı sildim.
Arkamı dönüp gideceğim sırada kolumdan tutup kendine çekmesiyle dudağımı sertçe öpmesi bir oldu. "Evde konuşacağız." dedi.
Sonrasında ise hiçbir şey söylemedim. Koltuğuna ilerlediğinde bende odadan çıktım. Aydan tam karşımdaydı. Gülümseyerek beni izledi.
"Görüşürüz tatlım." dediğinde gülümsedim. Abimin odasına girdim. "Melin, ne oldu güzelim?"
"Yavuz'un asistanı Aydan'ın işine son ver, lütfen." dedim. Dayanamayıp ağlamaya başladım. Abim ne olduğunu sormadı ve odadan çıktı. İlay'a durumu anlattım. O sırada abimin sesini duydum.
"Aydan kovuldun."
-
Yavuz eve geldiğinde ilk yaptığı şey bana sarılmak olmuştu fakat iyi değil gibiydi. Nedenini sormadım, eğer önemli bir şeyse zaten söylerdi.
Yatağa uzandım ve yanıma çağırdım. Yanıma geldi. "Bugün için özür dilerim." Bir şey söylemedim. Şuan konuşmak istemiyordum, iyi değildi.
"İyi uykular bebeğim." Omzuna yaslandım ve birbirimize sarılarak uyuyakaldık.
"Melin."
Gözümü Yavuz'un sesiyle açtım. "Sana söylemek istediğim bir şeyler var."
Başımı salladım. Kalktım ve başımı ona yasladım. Fakat o geri çekildi.
"Seni ilk gördüğümde benim olmayacağının farkındaydım. Fakat seni istiyordum. Oldu, güzel başladı. Ama böyle bitmeli Melin. Eğer devam etsek bile, edemeyeceğiz. Senin abinle aran bozulabilir ve ben buna izin veremem. Ama bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim. Bana sevilmeyi sen öğrettin Melin'im. Zaten buradan gideceğim, bir daha yüzümü bile görmeyeceksin. Özür dilerim. Böyle olması gerekiyor."
"Yavuz saçmalama." Ve sonrasında ona defalarca kez seslenmeme rağmen dinlemedi, gitti.
Arkasına bile bakmadan gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abimin Arkadaşı +18
Romantizm"Melin, büyüleyicisin." Beni kendine biraz daha yaklaştırdı. Boynuma eğildi ve sert bir öpücük kondurdu. Sonra ise gözlerime baktı. Nasıl baktığını açıklamak mümkün değildi. Şarkı bitti ama biz devam ettik. Çünkü şuan ne etraftaki insanlar, ne olduğ...