1×09

112 18 49
                                    

Five Hargreeves

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Five Hargreeves

F

ive ile eve geleli yarım saat oldu. Ev dediğim de akademi. Kendi evime uzun süredir gitmiyordum. Bir ara uğramam lazımdı.

Dolapta duran üniformalara baktım. "Giyecek hiçbir şeyim yok..." Cidden yok. Hepsi aynı saçma üniformalar. Bir tanesini alıp giyindikten sonra saçlarımı taramaya başladım.

Duşa girmek kendimi iyi hissettirmişti. Kapımın çalınması ile kapıya döndüm. "Gel."

Kapı açıldığında gelen kişi tabii ki Five'dı. Kapının yanındaki duvara yaslanıp beni izlkerken konuştu."Klaus'da bir gariplik var fark ettin mi?" Kafamı olumsuz anlamda sallladım."Ne garipliği?"

"Senin çok anlayabileceğin bir şey değil." Gözlerimi devirdim. " Tamam Five en zeki sensin." Güldü " Benim değil senin sözlerin."

Saçlarımı düzellttikten sonra Five'a döndüm. "Şimdi ne yapıcağız?" Yaslandığı yerden doğruldu. "Benimle gel."

Odadan çıktığında onu takip ettim. Klaus'un odasına doğru ilerliyordu.

Klaus deli gibi kaşınıyordu. Odasından banyoya doğru olan yol ise kan izleriyle doluydu. Five kanlara bakmamam için çenemden tutup kafamı kaldırdı.

Klaus'un kapısı açık olmasına rağmen kapıyı tıklattı. "İyi misin?"

Klaus bize döndü. "Evet,sadece...uzun bir geceydi." Five burnundan güldü. "Tek bir gece gibi değil sanki." Kaşlarımı çattım.

Klaus üzerine tişörtünü giyerken konuştu. "Evet." Gözlerim boynundaki künyeye takıldı. "Künye mi takıyordun?"

"Evet, bir arkadaşımındı." Five ise soruma yeni bir soru kattı. " Peki ya yeni dövme?"

Klaus koluna bakıp baştan savma bir cevap verdi. "Yaptırdığımı bile hatırlamıyorum. Dedim ya uzun bir geceydi."

Five sırıtarak konuştu. "Yaptın değil mi?" Klaus yatağına oturdu. "Neyden bahsediyorsun?"

Five odanın içine doğru ilerledi. "Semptomları fark edebiliyorum Klaus."

Klaus elleri ile yüzünü kapattı. "Neyin semptomları?"

"Hiçbir şey anlamadığım konuşmaları hiç sevmiyorum." Five bana bakıp Klaus'a döndü.

"Jet lag , kaşıntı. Biri burnundan beynine bir kutu pamuk sokmuş gibi hissettiren baş ağrısı. Anlatacak mısın?" Klaus ellerini yüzünden çekip Five'a baktı.

"Kankaların eve girip seni bulamadığında beni rehin aldılar." Gözlerimi devirdim. O ikisini sevmemiştim. İsimlerini hatırlamıyorum.

Five gülerek konuştu. "Sende çantalarını çaldın."

The Electric Girl • F. HargreevesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin