2×02

84 23 90
                                    

LORELAİ'S POV

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LORELAİ'S POV

Five geldikten bir gün sonrası;

Elimdeki çöp poşetini restorantın arka bahçedeki çöp konteynırına attım. Ellerimi çırparak arka kapıdan mutfağa girdiğimde Amy bağırdı. "Masa üçün siparişini birisi alabilir mi?" Elindeki defteri bırakarak tuvalette koştu.

Ellerim yıkadıktan sonra Amy'e gülerek mutfaktan çıkıyordum ki Charlie beni durdurdu.

( ben bu karakteri cast bölümüne eklemeyi unutmuşum da kimseyi bulamadım da siz kafanıza göre birini düşünün. )

"Ben bakarım." Gülümsedim. "Teşekkürler."

Five beni buraya ışınlayalı dört yıl olmuştu. Hâlâ diğerlerinden bir iz yoktu. En azından bu zaman çizgisinde kıyamet yoktu ama ailemde yoktu. Five yoktu.

İlk bu zamana düştüğümde çok kan kaybından bayılmıştım. Charlie yoldan geçerken beni görmüştü ve yardım etmişti.

Beni hiç tanımamasına rağmen bana evini açmıştı. İlk başta garip gelsede tanıdıkça bunu herkese yapacağının farkına varmıştım. Ki geçmişimi de sorgulamıyordu. Tekniken onun geleceği oluyordu ama orayı karıştırmayalım.

Siparişlerden birini daha hazırlıyordum. Artık alışmıştım bu hayata. Dört yılımı eski hayatıma geri dönmeyi bekleyerek geçiremezdim.

Kardeşlerimi ve Five'ı çok aramıştım. Hiçbirinden iz yoktu. Benim gözümden kaçmıştır belki fakat cidden kardeşlerim kendini çok güzel belli ederlerdi.

Kaosun sözlük anlamı oldukları için.

Öğlen aramızda Amy ve Charlie ile restorantın arkasındaki ara sokağa çıkmıştık. En sessiz yer resmen burasıydı.

Amy çocukluk anılarından birini anlatıyordu. "Çitlerden bakıyım derken kardeşim arkamdan gelip beni  korkuttu. Bende öyle düştüm kolum kırıldı. İyi yanı üç ay her istediğimi yapıyordu." Söylediğine gülerken bir anlığına benim kardeşlerimin bana yaptıklarını düşündüm.

Diego beni bıçakları için deneme tahtası olarak kullanıyordu. Çok iyi anlaşırız canım kardeşimle. Özlemiştim onu.

"Tek çocuk olduğuma seviniyorum şuan." Charlie'nin söylediğine güldüğümde iş arkadaşlarımızdan birisi geldi.

"Lorelai?" Kafamı ona çevirdim. "Efendim?" Eli ile içeriyi gösterdi. "İçerde üç adam seni soruyor ama dikkatli ol. Ellerinde silahlar var." Kafamı salladım.

Belki sivil polis falandır. Bu dönemde var mıydı bilmiyorum ama.

Bu döneme alışmak zordu. Teknoloji gibi bir çok şey hiç gelişmemişti. Renkli televizyonlar bile yeni çıkmıştı.

The Electric Girl • F. HargreevesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin