1 Ekim 1989 saat 12'de dünya genelinde 44 kadın doğum yaptı. Bu kadınlardan hiçbiri o sabah hamile bile olmadığından dolayı bu olay çok sıra dışıydı.
Eksantrik milyarder ve maceraperest Sir Reginald Hargreeves , çocuklardan başarabildiği kadarını b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Allison,Lorelai!Yardım." Diego'nun bağırması ile koşarak yanına gitmeye başladım. Traktör ayağının üstüne düşmüştü. "Nerede kaldınız?"
"Geri giderim bak." Klaus bana destek çıktı. "Aynen öyle."
"Her şey tartışmaya dönmek zorunda mı?" Kafamı salladığım sırada Diego'nun ayağını Allison ile çekmeye çalışıyorduk. "Kesmek lazım bunu." Diego bana dik dik baktığında göz devirdim. "Şakadan da anlamıyorsun."
Luther traktörü kaldırdığı sırada Diego'yu geriye doğru çektik. "İyi misin?" Kafasını salladı. "Sıfır takımı!Engek bilmez." Benim kafamı kolunun altına alırken Luther ile el çakışıyordu. "Diego geri altına atarım seni." Saçımı karıştırıp beni bıraktığında etrahfıma bakındım. "Five."
"Sevgilin , Five gibi ışınlanıyor." Luther'a Allison hak verdi. "Evet,gücümü kullanıp nefesimi kesti."
"Beni de şokladı resmen. O yüzden Five'ın yanına gitmeliyiz. Tehlikede."
"Gücü varsa bizden birisi olmalı." Herkese ufak bir sessizlik geldi. "Hayır olamaz."
"Ama bizden sekiz tane var." Klaus'a cevap verdim. "Belki daha çok vardır."
"Şaşırdık mı? Babam bize tüm sırlarını açmadı ki." Allison'un söylediğine kafamı salladım.
"Ama biyolojik kardeşimiz değil." Diego'nun omzuna elimi koydum. "Luther ve Allison , ben ve Five. Oluyor böyle şeyler. Üveyseniz sıkıntı yok gibi."
Ahıra doğru ilerlediğimde diğerleri de arkamdan geliyordu. Ahıra girdiğimizde Five Lila'ya ailesi ile alakalı bir şeyler anlatıyordu.
"Neden yapsın?" Diego öne çıktı. "Çünkü bizden birisin." Lila'nın dikkati dağıldığı için koşarak Five'ın yanına ilerledim. "İyi misin?" Kafasını salladı. "Sen?"
"Bende iyiyim.Biraz gücümün ne kadar can yaktığını öğrendim o kadar." Five gülücek gibi oldu.
Gülenecek durumdu yani.
"Denetimci seni kaçırdı Lila. Babamızın bize yaptığı gibi." Lila bıçağı doğrultarak konuştu. "Aynı şey değil."
"Doğru.Babam ailelerimizi öldürtmedi.Beni dinle Lila. 1 Ekim 1989'da doğdun, bizimle aynı gün. "
"Geri çekilin!" Hepimiz Lila'ya doğru yaklaştığımız için bağırmıştı. "Dur!Bekleyin.Lila dur."
"Sana güvenmiştim.Sana iş buldum, annemle bile tanıştırdım ama kaçıp gittin."
"Dünyayı kurtarmak içindi!Denetimci seni kullanıyor Lila."
"Yanılıyorsun. Beni o büyüttü. Beni seviyor."
"Ama şunu unutma sevgi acı vermemeli. " Luther'ın söylediğine kaşlarımı çattım. Gerekli miydi şimdi? Lila kusar gibi yapınca hafif güldüm. "Denedim."
