Kaybeden köpekler üzerine bahse girerim.
-i bet on losing dogs
13
İkimizden de sular damlarken ilk önce beni ittikten sonra kendi girdi soyunma odasına. Şuan yaşananlar hakkında hiçbir fikrim yoktu. Rüya mı görüyorum?
Uzun oturaklara oturup cebinden sigarasını çıkardı. Sigara yanmıyordu, çakmak yakmıyordu. Direkt atlamıştı havuza galiba.
"Sikeyim ya."
Sigara içtiğini biliyordum zaten. Son zamanlarda fazla içtiğini de biliyordum. Birkaç saniye gözlerine baktım.
Fark etmeden titremeye başlamıştım.
"Al duşunu." dedi gözlerime bakmadan. "Yemem merak etme."
Yutkunup odadaki dolabımdan şampuan, yedek kıyafet, iç çamaşırı falan çıkardım. Okulda bazen yüzme kulübünde olanlara ders veriliyordu. Ben de ne olur ne olmaz diye bulunduruyordum bunları dolabımda. İki tane kulüp seçme hakkımız vardı, ben fotoğrafçılık ve yüzme seçmiştim. Aslında yüzmeyi hobi olarak erken yaşlarda öğrenmiştim ama havuzda bileklerime bir şey bağladıkları için yüzememiştim.
Yeonjun basketbol ve resim kulüplerindeydi. Niki de resim kulübündeydi, bir ara kulüp odasına geldiğimde Yeonjun'un resimlerini görmüştüm, baya güzeldi. Yetenekli olmadığı bir konu var mıydı?
Soyunma odasında bir kapı vardı, duş yerlerine açılıyordu. Okul bayağı büyük bir yerdi.
Duşta 15 dakika kadar kaldıktan sonra soyunma odasında aceleyle üstümü giyindim. Su sesinin kesilmesiyle Yeonjun'un duştan çıktığını anladım.
Kapıdan giyinmiş bir şekilde çıktı. Basketbol kulübünde olan kişiler de bu soyunma odasından ve duşundan yararlanabiliyolardı.
Saçlarım hala ıslaktı, kurutmaya gerek duymadım. Ayakta beklemeye başladım.
Aklıma ortaokulda ki o olay geldi.
Deja vu.
Okulun soyunma odasında, revirde, tenha köşelerinde beni sıkıştıran, verdiği kolyeyi zorla bana taktırmaya çalışan, ne kadar istemediğimi söylesemde bana takıntılı olan o kişi.
İlaçlarla zar zor atlattığım travmaların sahibi, Jeon Jihoo.
Aniden aklıma gelmesiyle ürperdim.
O zamanları hiç hatırlamak istemiyorum.
"Jihoo..?"
"Efendim?"
"Neden gözlerimi kapattın?"
"Rahatla. Bir şey yapmayacağım. Fantezi gibi düşün." dedi.
Cevap vermedim.
"Kolyeyi niye takmıyorsun?"
"Ah...ben..ben takacaktım...evde unuttum."
"Takmanı söylemiştim, değil mi?"
"Evet ama...u...unuttu-..."
Dudaklarımda hissettiğim şeyle sözüm kesildi. Dudaklarını dudağıma bastırıyordu. Gözlerim kocaman açıldı. Sonra alt dudağımı emmeye başladı. Ben dümdüz durarken dilini ağzımdan içeri soktu.
Karşılık verdim.
Yüzümde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama Yeonjun birkaç kez omzuma dokunmuştu.
"Beomgyu."
Dediği şeyle transtan çıkar gibi oldum. Atmosfer çok garipti.
Birkaç saniye sonra "Neden atladın otobüsün önüne?" diye sordu.
Birkaç saniye düşündüm. Cevap vermemek için atladım, diyemedim.
"Çok fazla... baskı altındaydım, ne yapacağımı bilemedim..."
Cevap vermedi.
"Peki sen neden yaydın okula eşcinsel olduğumu?" dedim.
Aniden ciddileşti. "Ben yaymadım." dedi endişeli bir tonda.
Histerik bir şekilde güldüm. "Başka yapacak kimse yok, benden tahammül edemeyen, benden nefret bile etmeyen..."
"Beomgyu ben yapmadım hiçbir şey."
Yalan söylüyor.
"Neden...neden...hiç mi değerim yoktu sende?" diye sordum kırgınlıkla. Gözlerinin içine baktım. Kırgın olduğumu iyice anlasın diye.
"Beomgyu ben sana bunu yapmam!" diye bağırdı. Sinirleniyordu.
"Sen bana o kadar çok şey yaptın ki, koymazdı zaten."
Birkaç saniye baktı inanamıyormuş gibi.
Görüyorsun işte, yalan söylüyor.
O...
"Sen..."
yaptı.
"...yaptın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with stars, yeongyu ✓
FanfictionBiri öldüğünde yeni bir yıldız oluşur, efsanesini duydun mu hiç? #1yeongyu 170724 #1txtfanfic 170724 #1yeonjun 120824 #1moa 230824