yıldızlara çok yakınız

95 14 5
                                    

Yıldızlara çok yakındık, senin gibi birini tanımadım hiç.

29

"Beomgyu." dedi. Her zaman ki sert sesi yoktu. Uzun boyu yüzünden başımı kaldırıyordum ona bakarken.

"Selam." dedim ne diyeceğimi bilemeyerek. Kolumu tutunca aramızdaki mesafe daha da azaldı.

"Biraz gelebilir misin? Konuşmak istiyorum."

Aklımdan binbir düşünce geçti ama yutkunup başımı salladım. "Tabii, olur."

Etraftaki insanların bakışını hissederken kolumdan tutarak okulun çatısına götürdü beni. Sert rüzgar çarparken onun tutuşu yumuşaktı. Kimse yoktu burada.

Beni bıraktı ve karşımda durdu. Çok derin bakıyordu. Bir şey söyleyecek gibiydi ama söyleyemiyordu sanki.

"Nasılsın?" dedi.

"İyiyim, sen?"

"Bende."

"Çok iyi."

"Senin yara bandın olacağım." dedi heyecanla karışık bir gerginlikle. "Yara bandın olacağım, yaralarını saracağım. Hepsini kapatacağım."

"Ama Yeonjun," dedim. "Yara bandı sadece kanı durdurur, yarayı iyileştirmez." dedikten sonra devam ettim. "Yara bandı ağrı kesici gibidir, yarayı anlık olarak durdurur ama yara sonra geri açılır. Yara bandı ise senin iyileştiğini sanıp tekmeyi koyar."

"Davranma böyle..." diye yalvardı. İçimin gittiğini hissettim.

"Nasıl?"

"Bilmiyorum ama yapma lütfen."

"Her istediğini elde edemezsin Yeonjun." diye konuştum. Dişlerimi sıktım.

"Biliyorum. Ama sen her istediğim değilsin." dedikten sonra devam etti. "Tek istediğimsin." dedi. "Ben senden hoşlanıyorum Beomgyu." dedi kısık ve boğuk bir sesle.

Gözlerim kocaman açıldı. Durdum. Kaldım öylece.

Ağlamadım ama ağlayacakmış gibi hissettim. Hala öylece duruyordum. Beni öptüğünde anlık bir istek olduğunu düşünüyordum ama şuan gerçekten taşlar yerine oturuyordu.

"Bitirmeme izin ver. Ne zaman başladığını bilmiyorum, ne zaman biteceğini de. Ama umarım bitmez. Çünkü bana evim gibi oldun. Ev gibi hissetirdin. Ve ben o evden hiç çıkmak istemedim. Hep orada kalmak istedim. Benim evim dediğim yer senin kalbin ve hep orası benim evim olacak. Ve ben o evden hiç çıkmayacağım."

"Mesela birine aşık olduğunda o senin bir parçan haline gelir. Yemek yerken, uyurken, her yerde onu düşünürsün. O his senin damarlarında akar."

"Yıllardır hayatı zehir ettiğim birine aşık olmanın aptalca olduğunu biliyorum. Ama o yıllardır sana aşık olduğumu ve kendime yediremediğimi fark ettim. Seni arkadaşlarından bile kıskandım, seni herkesten ve her şeyden korumak istedim. Çünkü o his de benim de damarlarımda akıyordu."

"Hayatın ellerimde olsun istedim. On sekiz yıldır kimseyi sevmedim, sevemedim. Ama sen kimseyi sevemeyen o aptala bile gerçekleşmesi imkansız hayaller kurdurttun geceleri."

"Rüyalarımı, hayallerimi, düşüncelerimi süsledin. Sana muhtacım. Beni sakinleştiren hep sen oluyorsun. Kriz falan geçirsem ilk orada sen olacaksın eminim. Çünkü beni bırakmayacağına inanıyorum ve umarım bırakmazsın. Tek bildiğim, seni seviyorum. Fakat seni hak etmediğimi biliyorum. Sana yaptığım onca şeyden sonra seni sevmeye hakkım yok ama seni seviyorum Beomgyu. Benimle, çıkar mısın?" dedi hızlı hızlı nefes alırken.

Bu kadar konuşmadan sonra nefessiz kalmış olmalıydı. Bu cümleleri ezberleyip geldiğini sanmıyordum, çünkü söylerken duraklıyordu arada. Sanki kendi düşüncelerini söyler gibiydi.

Sol tarafıma tekme yemiş gibi hissettim sözlerini dinlerken. İlk defa böyle bir aşk itirafı alıyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum.

Belle onu biraz süründürmemi, bana aşkını itiraf ederse sakın kabul etmememi söylemişti. Ama... nasıl reddedebilirdim ki?

Hızlı hızlı nefes almaya başladım, kalbim aşırı hızlıydı. Bana umutla bakarken gözleri parlıyordu. Biraz da şefkat vardı. Daha fazla dayanamadım ve parmak uçlarımda kalkıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım.

Kısa bir an için dondu. Kendine gelmesi için bir saniye geçti ama sonra kontrolü eline aldı. Beni ayak uçlarımda sabitlemek için kolunu beline doladı. Beni kendine doğru çekti. Nefes nefese kalıp ayrılınca baş parmağıyla alt dudağını sildi.

"Hala cevap vermedin." diye fısıldadı benim duyabileceğim kadar.

"Düşüneceğim."

"Düşünme, kaçırırsın bak."

Kıkırdadıktan sonra cevap verdim. "Tamam, olur."

Dudaklarının kenarları kıvrıldı. Gülümsemesi çok güzeldi. Gözleri parlıyordu.

Gözlerimi gökyüzüne çevirdiğim de güneşin batmaya başladığını fark ettim. Onun gülümsemesi en az güneşin batışı kadar güzeldi.

Kollarını belime doladı. "Yemin ederim, sana çok güzel hissettireceğim. Seni hakedeceğim sevgilim."





stay with stars, yeongyu ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin