Sanırım seni daima özleyeceğim, yıldızların gökyüzündeki güneşi özlemesi gibi.
Summertime sadness
18
Minji'ye anlatmaya karar verdim.
Minji bizim evdeydi ve ben, üç yıl önce yaşadığım travmatik olayı anlatmaya karar verdim.
Annemin telefondan çağırmıştım onu. Şuan Minji yatağımın üstünde telefonuyla oynuyordu. Yatağıma oturdum.
"Siktiğimin salağı post atıyor bir de." dedi telefonuna bakarken. Telefonunu bana gösterdi sonra.
__
@/yawnzzn: like the stars miss the sun in the morning sky
1.2k beğeni, 0 yorum
__
Yorumları kapatmıştı. Göndermeyi kime yapmıştı anlayamamıştım, ama bana yapmazdı zaten. Derin nefes alıp heyecanımı bastırmaya çalıştım.
"Minji." dedim. Sesim o kadar gergin çıkmıştı ki ben bile şaşırmıştım.
"Ne oldu?" dedi dikkatini bana vererek. Telefonunu kapatıp eşofmanının cebine koydu.
Gözlerine baktım. "Seninle bir şey konuşmam lazım."
Gözlerini kocaman açtı. "Ben bir şey yapmadım." dedi gergince.
"Sen bir şey yapmadın zaten."
"Bak yemin ederim ben bir şey yapmadım." dedi tane tane sakin tutmaya çalıştığı sesiyle.
"Sen bir şey yapmadın ama...ben çok kötü bir şey yaptım."
Belki bu akşam Minji'yle olan arkadaşlığımız bitecekti. Belki de ona daha erken söylemediğim için güveni kırılacaktı.
"...ne yaptın ki? Kötü bir şey yapmamışsındır sen."
Ellerim titremeye başladığında hatırlamak istemediğim için günlüğüme bile yazmaya çekindiğim konuyu konuşacakken asıl benim gergin olmam gerekiyordu.
"Ben..." dedim. Nasıl tanımlamam gerektiğini bilmiyordum olayı. Eski sevgilim desem sevgili değildik, arkadaş desem değildik.
"Minji ben ortaokulda da zorbalığa uğradım."
Durdu. Kaldı öylece.
"Sevdiğim çocuk tarafından." diye mırıldandım titrek bir sesle.
"Ortaokulda...birini mi seviyordun? Zorbalığa mı uğradın, onun tarafından?"
Deja vu gibi.
"Son sınıfta, okulu asıyordum ve sigara içiyordum. Ot çekiyordum. Ailemle aram bozuktu. Jeon Jihoo diye bir çocuk vardı, onun sayesinde yapıyordum işte. Motorla kaçıyorduk okuldan." diye anlatmaya başladım."
"Birlikte bir sürü anımız var. Bana bir kolye vermişti. Güzeldi evet ama ben takmak istememiştim. Bir keresinde gözlerimin ne kadar güzel olduğundan bahsetmişti. O günden sonra ben kolyeyi takmaya başladım." derken farkında olmadan gülümsediğimi fark ettim. Boğazımı temizleyip konuştum.
"Kolyeyi takmayı unuttuğum gün...bana öpüşmeyi merak ettiğini sormuştu." dedim. Devamını getirmek istemesem bile devam ettim.
"Öpüştük. Ama öpüştüğüm kişi o değildi."
"Ne?" diye sordu. Sesinden anlamadığı belli oluyordu.
"Başka biriyle öpüşmüşüm. Onu ittirdiğimde...Jihoo yoktu orada. Arkada video çekiyordu. Gülüyordu."
Yumruğunu o kadar çok sıkıyordu ki eklemlerinin beyazladığı gördüm.
"Çok korkmuştum o gün. Aynı zamanda iğrenmiştim."
Arkadaşlarımın içtiği ve yediği şeyleri asla yemezdim. Sadece arkadaşlarıma özel değildi. Annemin babamın yediği şeyleri bile yemezdim. O öpüşmeden sonra kendimi kirli hissettim. Dişlerimi yüzlerce kez fırçaladım, ama geçmiyordu işte.
"O günden sonra, eşcinsel diye zorbalığa uğramaya başladım. Beni kenara çekip dövenler oluyordu. Ama hep gülüyorlardı. Gülmelerinden nefret ediyordum..." Gözyaşlarım ben farkında olmadan akmaya başlamıştı. "Okul değiştirdim."
Dişlerimi sıktım. "Ve şimdi bu çocuk, Jeon Jihoo..." sesim titreyince derin bir nefes aldım. "Yeni okulumda, öğrenci."
Gözlerini kocaman açtı. Titrek bir nefes verdi. "Ciddi misin?"
Kaşlarını çatarak dilini dişinde gezdirdi. Sinirlendiği belliydi.
"Hayatındaki tek şerefsiz Yeonjun sanardım..."
Burnumu çektim. "Napıyor, iyi mi?" diye sordum.
"Açıkçası...bilmiyorum. Kendi arkadaşlarıyla küs galiba."
Aralarında ne olduğunu bilmiyordum ama Yeonjun'un haklı olduğundan emindim.
"Neyse, ben anneme soracağım. Senin okuluna nakil aldırmam lazım."
"Ne?"
"O Jihoo denen salaktan koruyacağım seni. Zorbalık görmene engel olacağım." dedi kararlılıkla. "Yeonjun'da yapamadığımı, Jihoo'da yapacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stay with stars, yeongyu ✓
FanfictionBiri öldüğünde yeni bir yıldız oluşur, efsanesini duydun mu hiç? #1yeongyu 170724 #1txtfanfic 170724 #1yeonjun 120824 #1moa 230824