Okul işi bitmişti. Sıra babamla konuşmaktı. Babamı aradım ;
- Alo babacığım
+ Efendim güzelim.
- Baba müsaitsen Utku'yla yanına gelip bir şey konuşmak istiyoruz.
+ Müsaitim canım evdeyim buyrun gelin bekliyorum. Dedi ve telefonu kapattı. Buraya kadar herşey çok güzel gidiyordu. Utku'ya bu güzel haberi verdikten sonra hiç vakit kaybetmeden babamın yanına gittik. Bizim kapının önündeydik. Tedirgin bir şekilde zile bastım.Kapıyı hatice abla açtı. " Hoşgeldin kızım baban içerde sizi bekliyor " dedi. Bende " tamam hatice abla teşekkür ederim " deyip Utku'ya babamın odasının kapısının önüne gittik. Kapıya vurmadan önce kendimize çeki düzen verdik. Hemen kapıya vurdum. Babamın nazikçe " gelebilirsiniz " demesiyle kapının kolunu çevirip içeri girmemiz bir oldu.
Babam yine takmıs gözlüklerini çizim yapıyordu. Canım babam ne kadar çok yoruluyordu kim bilir. Babam bize sinirli sinirli bakıyordu. Ne oldu acaba ?
Yoksa... Yoksa babam haberi gördümü. Eğer gördüyse durum hiç iyi olmazdı. Korktum bir şey diyemedim babama. Ama ya babam hiç gazete okumazdı. Yani okumak isterdi ama işten güçten vakit bulamazdı. Korkuyordum.
" Gelin kızım oturun bakalım " dedi. Utku'yla birlikte hemen babamın masasının yanındaki koltuğa oturduk. Utku endişeli gibiydi. Korkmuştu galiba. Ne zaman babamın karşısına geçse böyle oluyordu.
" Evet çocuklar ne konuşacaksınız anlatın bakalım. " dedi. Ardından Hatice abla kapıya vurup babamın gir sesiyle içeriye girdi. Elinde tepsi vardı. Tepside portakal suyu ve bir kaç kurabiye vardı. Babam içinde bir kahve ve su. " Şuraya bırakabilirsin Hatice teşekkür ederiz " dedi. Hatice abla tepsidekileri masaya koyup odadan çıktı.
Portakal suyumdan bir yudum alıp konuşmaya başladım. " Babacığım Utku'yla bir proje aldık. Aslında bütün sınıfa verildi. Konumuz mesleklerle uğraşan kişilerle röportaj yapıp bir kaç şeyler öğrenip notlar alacağız. Biz de Utku'ya çok merak ettiğimiz için reklam ajanslarıyla röportaj yapmak istiyoruz. Seninde bize yardım edebilceğini düşündüğümüz için sana geldik. " dedim ve derin bir nefes aldım.
Babamda " iyi yapmışsınız kızım ben size bir kaç reklam ajanslarının kartını verebilirim sadece. Biliyorsun işlerim çok yoğun. Kartın üstündeki yazıyı arayarak görüşürsünüz. Ben bu kadar yardımcı olabilirim.
" Teşekkür ederim bu bile yeterli " deyip kurabiye yemeye ve portakal suyumu içmeye devam ettim. Sanki Utku yoktu. Meyve suyuna dokunmamıstı bile. Babamın dikkatini çekmiş olamalı. " Oğlum sen neden bir şeyler yemiyorsun. Meyve suyundan bile bir yudum almamışsın. Rahat ol." dedi.
Utku'yla böyle konuşması rahatlattı benide. Meyve sularımız bittikten sonra babamdan izin isteyerek odasından çıktık. Kedimi çok özlemişttim. Hatice ablaya nerde olduğunu sordum. " Senin odanda olması lazım güzelim. Uyuyor sanırım." dedi. Bende hemen Utku'nun kolundan tuttum odama çıktım. Uyumuyordu yaramaz. İp yumağıyla oynuyordu her zamanki gibi. Çok büyümüş. Neyse birazcık onunla oynayıp çıktık. Hemen Utku'yla eve gittik.
Yarın ajansı arayıp görüşecektik. Çok yorulmuştuk. Bir şeyler yiyip uyuduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİMSİ #Wattys2015
Teen FictionMerhaba arkadaşlar hikayemi okudukça beğenceğinizi umuyorum. Sadece okuyun ve yorum yapin. İlk defa yaziyorum daha once hic yazmadim bu ilk. İyi olmayabilir. ama siz yanlislarimi yorum yaparak duzeltirseniz umarim guzel seyler cikar ortaya. Kitabim...