Bir kaç dakika geçtikten sonra küçük yazlık gibi bir evin önünde durduk. Arabadan indik. Görkem kapıyı açtı, içeriye girdik. " Burda kalıcaksın " dedi. " Biri gelmez değil mi yada bir sıkıntı olmaz değil mi ?" diye sordum. " Hayır canım. Bizim yazlık burası kimse gelmez rahat ol sen " . " Peki teşekkür ederim Görkem " dedim.
" Evde her şey var bir şeye ihtiyacın olursa ararsın. Ben gidiyorum. Görüsürüz. " dedi ve gitti. Mutluydum. Kalıcak yer buldum. Evi incelemeye koyuldum. Duvarda asılı olan mutlu aile tabloları. Görkem'in fotoğrafları. Fotoğraf doluydu bu ev. Fotoğraf müzesi gibi. Neyse mutfağı, yatak odasını vb odaların yerlerini teşhis ettikten sonra, her zaman ki gibi kendimi yatağa fırlattım. Biraz gözlerimi dinlendirdikten sonra mutfağa geçip kendime bir şeyler hazırladım. Yemeğini yedikten sonra, güzel bir duş aldım. Saat 10.30 olmuştu. Çok yorgundum. Uyumak için tekrar kendimi yatağa attım.
Yatar yatmaz uyumuşum zaten. Evden gelen bir sesle yerimden irkildim. Umursamadım. Tekrar kendimi uykuya verdim. Ama sesler beni çok tedirgin ediyordu. Sesler bir kaç dakika aralıkla tekrarlanınca korkmaya başlıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hareket edemiyordum. Çok korkuyordum. Nefes dahi alamıyordum. Evde olduğum fark edilmesin diye. Ne yapacağım. Polisi mi arasam ?
Polisi arardım ama konuşamazdım. Keşke mesaj gönderilebilse polise diye düşünürken aklıma Görkem geldi. Evet Görkeme mesaj atabilirdim. Fakat şuan uyuyodur o yani gelmez. Yine de şansımı denemeliyim. Hemen telefonumu elime alıp yorganın altından Görkeme mesaj yazdım.
KİME: GÖRKEM
"GÖRKEM BEN ÇOK KORKUYORUM NE OLUR YANIMA GEL LÜTFEN. "
Gönderdim mesajı. Cevap gelmediğine göre, Görkem uyuyordu. Ne yapıcam ben ya. Hem ben karanlıktan da çok korkarım. Bir de üstüne sesler. Hiç iyi değildi. Aklıma bir fikir gelmişti. Ayağı kalkıp, kapımı kilitleyip ışığı açarsam en azından karanlık olmazdı. İyi fikirdi ama ayağa kalkmaktan kokuyordum. Yorganın altında sesleri dinliyordum. Sesler kesilince hemen ayağı kalkıp kapıyı kilitledim. Işık hızıyla ışığı da açtım. Şimdi iyiydim galiba. Birazcık nefes alabildim yani.
Bir kaç dakika yatağımın üstünde oturup düsünürken evin kapısının açılıp kapandığını duydum. Yorganı tekrar kendime doğru çektim. Gözlerim odanın kapısındaydı. Bir kaç adım sesleri duydum. Daha sonra bir çerçevinin yere düşüşü. Ağlamaya başladım.
Napıcam ben, sokakta yatsaydım keşke. Buraya gelmeseydim. Merdivenleri ters adımlarla çıkan ayak sesleri duydum. Benim odama doğru geliyordu. İşte şimdi bittim ben. Galiba sonum geldi. Öleceğim. Bu sefer kapımın kolu. Bir aşağı bir yukarı hareket etmeye başladı. Nefes alamıyor, ölecek gibi oluyordum.
Açmak için kapımı zorluyordu. Bende sessizce hıçkırarak ağlıyordum. Kapı birden açıldı. Kilitlemiştim nasıl olur bu ? Çok korkuyordum. Kendimi yatağa bıraktım. Yorgana sıkıca sarıldım. Hissediyordum. Arkamdaydı. Ve elinde bıcak vardı. Kesin. Yorganı üzerimden çekip, bıçağın metal olan soğuk yüzüyle kolumu dürttü. Bayılcaktim. Çok korkuyordum. O benim ona dönmem için uğraşırken ben hıcrıklara boğulmuş bir şekilde ağlıyordum. Titriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİRİMSİ #Wattys2015
Teen FictionMerhaba arkadaşlar hikayemi okudukça beğenceğinizi umuyorum. Sadece okuyun ve yorum yapin. İlk defa yaziyorum daha once hic yazmadim bu ilk. İyi olmayabilir. ama siz yanlislarimi yorum yaparak duzeltirseniz umarim guzel seyler cikar ortaya. Kitabim...