plan

66 45 30
                                    

"B-bu " demiş bayılmıştı Jin. Yoongi ve namu bu adamı jinin tanıdığına artık kesindi.

Eve götürmüşlerdi. Doktor bu bayılmanın ciddi bişi olmadığını söylemişti. Namu yoongiyi ikna etmişti Tae ile aynı ortamda bulunması için. Herkesi yoonginin evine çağırmıştı namu.

Jin eve vardıktan 5dk sonra uyanmıştı. Tae jungkook ve jimin de gelmişti. Kapıyı çalmışlardı. Tae jkyi taşıyordu. İçeri girmişlerdi. Ama jimin kapıdaydı. Yoongiye aşırı derecede kırılmıştı. Aslında bi yandan hem ikisi haklı hem ikisi haksızdı. Namunun jimine içeri girsene demesiyle içeri zorda olsa girmişti.

Büyük koltuklara oturmuşlardı. Tae'nin yanında jk, namunun yanında Jin, yoongi ve jimin tek tek oturmuşlardı.

Namu sessizliği bozmuştu.

"Evet şimdi jeona ne oldu ilk onunla başlayalım"

Tae başlamıştı anlatmaya.

"Ben ve jimin okuldaydık. Jeonu merak ediyor endişeleniyor olduğu için onu yalnız bırakmak istemedim. Lavaboya gideceğini söylemişti. Ve sesler duyduk. Kapıda arızalı yazısı vardı. İçerde de jeonu saatli bombaya bağlı gözleri ve ağzı kapalı şekilde bulduk"

Jin sesli yutkunmuştu. O adamı tanıyordu. Namu jinin sırtını sıvazladı. O konuyada gelecekti ama ilk başta jinin kendine gelmesini bekliyordu.

"Sıra bende " diye lafa başlayacakken namu, kapı çalmıştı. "Heralde felix geldi. Bi dakika " diyip kapıya gitti ve evet felix gelmişti. İçeri geçmesi için komut verdi ve saygı ile eğildikten sonra içeri girmişti felix.

İçerdekiler de ayağa kalkarak saygı ile eğildiklerinde herkes yerine oturmuştu. Felixte yoonginin yanına oturmuştu.

"Bişi kaçırmadım demi? " demişti felix. Tae birden "hayır hocam, sadece okulda olanlar konuşuldu. O olayı zaten baştan sona biliyorsunuz" demişti.

Namu "ben devam ediyordum" deyip oturduğu yerde biraz hareket ettikten sonra başlamıştı.

"Jin beni biz bardayken aramıştı, anahtarı o gün veremeyeceğinden, sabah erken gidip kendisi bizi bekleyeceğini söylemişti. Nedenini sorunca bara geleceğini söyledi ve bende benim masama davet ettim. Herkes evine gittiğinde-" diyecekken jiminin telefonu çalmıştı. Hoseok arıyordu. Telefonu sessize aldı ve daha sonra dönecem mesajını attı. Namuya dönüp "üzgünüm, devam edebilirsin" demişti namu devam etmişti.

"Herkes evine gittiğinde ben ve Jin biraz daha kalmıştık barda. Geç olduğu için bende kalmasını rica etti-"

Jin lafı bölmüştü. "Bay kim" demiş yüzüne bakmıştı. Devam etmişti. "Gerçeği söyleyin" demişti. Herkes biran şaşkına uğramıştı. Namu "emin misin" dediğinde kafasını olumlu sallamış "evet eminim. Sonra ben anlatacağım zaman anlarsınız" demişti.

Namu "peki diyip" devam etti. "Geç olduğu için bizde kal demedim. Ailesi tarafından şiddete maruz kalıyomuş ve heryerinde morluk vardı. Bende merhem krem sürmek için yoonginin deposuna götürdüm. Orda kremini sürdüm. Bunu neden anlattın sormayın, jinin neden o depoda olduğunu anlayın diye anlattım. Sabah olduğunda jeonun olayını telefonda Tae anlattı ve apar topar kalktık. İlk ben sonra Jin duş aldık tam arabaya binmiştik Jin telefonunu içerde unuttuğunu söyledi bende arabada bekledim. İçeri gireli 20saniye olmadan patlama sesi geldi. Arkama döndüğümde depo yanıyodu..... "

Namu herşeyi anlatmış ve herkesin ağzı açık kalmıştı. Sıra jine gelmişti.

"Felix'in attığı fotoğrafta ki adam " demiş yutkunarak devam etmişti. "Babam"

box hocam <3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin