Himaye Teklifi

7 2 0
                                    

Sarayın büyük yemek salonu, altın varaklarla süslenmiş tavanı ve parıldayan kristal avizeleriyle göz alıcıydı. Ancak o akşam, tüm ihtişamına rağmen, havada bir gerginlik hâkimdi. Sofra, varislerin en büyüğü olan Alper'in öfkeli bakışlarıyla doluydu. Herkes sessizdi, yalnızca tabakların üzerine düşen çatal bıçak sesleri yankılanıyordu.

Masanın ucunda oturuyordum. Gözlerim, Alper'in bana yönelik alaycı gülümseyişine takılmıştım. Alper, kasvetli bir ses tonuyla konuştu: " Aslında bu masada yerin yok! Ayzıt hepimizden daha gençsin niye geri çekilip birimizin himayesi altına girmiyorsun "

kalbim hızla çarpıyordu. İçimdeki korku ve öfke bir araya gelip cesareti mi ateşledi. Derin bir nefes aldım ve sesimi yükselttim: "Benim yerim bura! Ve asla size boyun eğmeyeceğim! Himaye altına alınmak ha komik olma taht varisiyim bende, o yüzden beni ciddiye alsan iyi olur "

Alper küçümseyici bir ses tonuyla bana '' Ya ciddiye almazsam seni?''

Küçük bir kahkaha attım ''o zamana olacaklardan ben sorumlu değilim zira aileni de gördük neydi o kızın ismi ...ha Aynur sevgili ağabeyciğin bir kız için tahtan vazgeçip yerini sana verdi yoksa asla varis olamazdın!''

Sofradaki herkes sözlerimin ağırlığını hissetti. Gerginlik, bir an için yerini hayrete bıraktı. Alper, benim gözlerimdeki öfkeyi ve başarma arzumu gördüğünde, beni küçümsenmenin yerini Öfke aldı .Başımı dik tutarak devam ettim: "Başka bir şey söyleyecek olan var mı ?! Güzel.."

O an, içimdeki hırs tüm odayı sardı. Sarayın duvarları bile bu hırsı hissedebilecek kadar güçlüydü. Alper, bir şeyler söylemek için ağzını açtı ama kelimeler boğazında düğümlendi öfkesinden dolayı ve bir hışımla masayı terk etti. Başımı daha da dik tutarak, kendi varlığımı kabul ettirmiştim. Yemeğimi bitirdikten sonra salonu terk edip odama geldim...

Acımasız TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin