Dedikodu Adayı

4 1 0
                                    

Bir hafta geçmişti ve Dilay, kendini tamamen iyi hissetmeye başlamıştı. Bahçede, savaşçıların arasında dolaşırken, onların konuşmalarına kulak misafiri oldu. "Dilay yaralanmış, duydunuz mu?" dedi biri, sesinde merak vardı. Diğerleri, bu haberi duyunca gülüşmeye başladılar.

"Evet duyduk , siz hiç Dilay'ı gördünüz mü ? Çok güzel hatun " dedi bir diğeri. "Onu bir kere çıplak görmek için her şeyi yapardım," diye ekledi. Dilay, bu sözlere içten içe güldü ama aynı zamanda rahatsız oldu. "Saçmalıklar," diye düşündü. Bir savaşçı, "Eskiden Aytuğ'un sevgilisiydi," dedi. "Off, neler yapmışlardır," diye mırıldandı biri. Tam o sırada, Aytuğ bahçeye girdi. Gözleri, savaşçıların üzerine odaklandı. "Edebimizi takınmamız lazım," dedi, sesi soğuk ve alaycıydı. "Hala benim kadınım," diye ekledi, gülümseyerek. Dilay, bu sözlere dayanamadı ve kahkahalarla gülmeye başladı. "Senin kadının mı? Yok daha neler!" dedi, alaycı bir tonla. Aytuğ, sinirlenerek ona doğru yaklaştı ve kulağına fısıldadı. "Seni unutmam mümkün değil, hele ki geçirdiğimiz onca geceyi" dedi, sesi düşük ve tehditkar bir tonda. Dilay'ın yüzü kıpkırmızı oldu. Arkasını dönmek isterken, Aytuğ yaralı kolunu tuttu ve bastırdı. O sırada Alper, bahçede dolaşırken bu durumu gördü. Hızla yanlarına koştu 

ve Aytuğ'un yakasından tutarak, "Bırak onu!" diye bağırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ve Aytuğ'un yakasından tutarak, "Bırak onu!" diye bağırdı. Gerilim aniden yükseldi .Aytuğ, Alper'in gözlerindeki öfkeyi görünce gülümsemeye çalıştı ama bu gülümseme gıcık bir şekilde belirdi. Alper, bu gülümsemeye daha fazla dayanamayarak ona bir tane geçirdi. 

Aytuğ, yere düştü, şaşkınlık içinde Alper'e baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aytuğ, yere düştü, şaşkınlık içinde Alper'e baktı. Alper, yüksek sesle, "Dilay'a bir daha yaklaşan olursa , karşısında beni bulur!" diye sert bir şekilde uyardı. Ardından, Dilay'a dönerek, "Hadi gidelim," dedi, nazik bir ses tonuyla. Dilay, Aytuğ'a son bir bakış attı ve sinsi bir gülümsemeyle, "Alper, gidelim," dedi.

 Dilay, Aytuğ'a son bir bakış attı ve sinsi bir gülümsemeyle, "Alper, gidelim," dedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 İkisi bahçeden çıkarken, Mehmet, bu durumu izliyordu. Gözlerinde bir gizemle, Dilay'ın olayları lehine çevirmesini izleyerek gülümsedi.

Bahçede gerilim yavaşça dağıldı ama Alper'in öfkesi ve Dilay'ın cesareti,

  Sarayda dedikodu olmaya adaydı...

Acımasız TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin