Borçlu Bir Varis

1 0 0
                                    

Gürkan , Ayzıt'ın elini tuttu ''Artık bana borcun var.'' Ayzıt, aniden ayağa kalktı .''Bunu karşılıksız yapmayacağını biliyordum!. Ailenden farklı olduğunu sanmıştım''. Hızla kapıya yöneldi Ayzıt, Gürkan birden Ayzıt'ın kolunu tutup kendine çekti. Ayzıt dengesini sağlayamadı ve gürkanın kucağına düştü .

 Gürkan, kucağındaki Ayzıt'a yaklaşarak, "Az da olsa ilgini istiyorum," dedi. Bu sözler, ikisinin de kalp atışlarını hızlandırdı. Ayzıt, Gürkan'ın gözlerinde bir şeyler bulmaya çalışırken, aniden dudaklarının yakınında Gürkan'ın sıcak nefesini hissetti. O an, zaman sanki durdu. Her şeyin ötesinde sadece ikisi vardı; aralarındaki çekim, onları daha da yakınlaştırıyordu.

Ancak bu yoğun an, birdenbire kapının zorlanmasıyla kesildi. Davetsiz misafir, Gökhan, "Kapıyı aç!" diye bağırıyordu. Gürkan, panikle gözlerini Ayzıt'a çevirdi. "Hızlı ol, dolaba saklan!" dedi. Ayzıt, kalbi hızla çarparken, Gürkan'ın komutunu dinleyerek dolabın içine girdi. Kapak kapandığında, karanlık içinde yalnız kaldı ve nefesini kontrol etmeye çalıştı.

Gürkan, derin bir nefes alarak kapıyı açtı. Karşısında Gökhan, kaşlarını çatarak duruyordu. "Bu kapı niye geç açıldı? Bir işler mi çeviriyorsun sen?" diye sordu. Gürkan, "Banyodaydım, biraz geciktim," diyerek geçiştirdi. Gökhan, gözlerini Gürkan'ın yüzünde gezdirerek, "Dilay'ın başına gelenleri duydum. Ne oldu?" diye sordu.

Gürkan, "Bir avcı vurmuş. O kadar da önemli değil," dedi ama Gökhan'ın tavrı, bu durumu önemsemediğini gösteriyordu. "Biliyordun ve bana anlatmadın, öyle mi?" diyerek tartışmaya başladı. Gürkan, "Bende sana gelecektim zaten, bir şeyler anlatmaya," dedi, sıkılmış bir tavırla.

Gökhan, "Bu işin içinde başka bir iş var. Aksi takdirde Sinan bu kadar sinirli olamazdı," dedi. Gürkan, "Başka bir şey var mı?" diye sordu ama Gökhan, hiç beklenmedik bir şey söyledi. "Ayzıt seni fazla etkiliyor. Bu hoşlantı senin için tehlikeli olabilir. Rus ruleti oynamaktan farksız."

Gürkan, dolaba yan gözle bakarak Ayzıt'la göz göze geldiğinde, "Bu onun için değer," dedi. Ayzıt, bu sözler karşısında kızardı ve kalbi deli gibi atmaya başladı. Gökhan, kahkahalarla gülerek, "Saçmalıyorsun! Aşk, hayalperestlerin işi," dedi. "Hedefimiz taht ve taç olduğunu unutma."

Bu verimli ama aynı zamanda verimsiz konuşma, Gökhan'ın Gürkan'ın odasından çıkmasıyla son buldu. Gürkan, kapıyı kapatırken, içindeki karmaşık duygularla baş başa kaldı.

Ayzıt, dolabın karanlık köşesinde, Gürkan'ın sözlerini düşünerek kalbinde bir huzursuzluk hissetti. "Bu kadar mı önem taşıyor?" diye düşündü. Kalbinin atışları, Gürkan'ın ona olan ilgisinin ağırlığıyla birleşince, içindeki duygular daha da yoğunlaştı. Dolabın içinde geçirdiği zaman, sanki bir ömre bedel gibiydi.Gürkan, kapıyı kapattıktan sonra derin bir nefes alarak dolaba doğru yaklaştı. "Açıl, biliyorum içindesin," dedi. Ayzıt, dolabın kapaklarını açtığında, Gürkan'ın gözleriyle karşılaştı.Gürkan, Ayzıt'ın yüzüne bakarken, içindeki duyguların daha fazla dışa vurmasına neden oluyordu.

"Beni düşündün mü?" diye sordu Gürkan, sesi yumuşak ve samimiydi. Ayzıt, "Aynen, işim gücüm yok ,seni düşündüm," dedi, gözlerini kaçırarak. Gürkan, bu yanıtı duyunca gülümsedi. Gürkan, Ayzıt'ın yüzünü nazikçe avuçlarının içine aldı. ''Nerede kalmıştık?'' Gürkan göz kırptı ve dolaptaki Ayzıt'a yaklaştı . Ayzıt ellini Gürkan'ın dudaklarına koydu ''Rakibini mi öpeceksin?'' dedi. Gürkan'ın yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi '' Öpmemi ister miydin?''. Ayzıt giderek sıcakladığını fark ediyordu ''....'' Gürkan yüzü kızarmış Ayzıt'ın dudaklarındaki elini tuttu ve dolaptan çıkardı . Ayzıt, Gürkan'ın parmaklarının dokunuşunda bir sıcaklık hissetti. O andan itibaren, aralarındaki çekim daha da güçlendi. Ve bu bağ, her türlü zorluğun onu bulacağını hissettirdi sonuç olarak Ayzıt artık Gürkan'a borçluydu .

Acımasız TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin