Zayıf Yönler

3 2 0
                                    

Sarayın büyük kapıları açıldığında, varislerin aileleri içeri girdi. Her biri, çocuklarını görmek için sabırsızlanıyordu. Ancak danışmanların daha önceki gözlemleri, ailelerin ruh hâlleri üzerinde bir etki yaratmıştı. Salonda, herkesin gözü önünde, danışmanlar varislerin karakterleri hakkında raporlarını sunmaya başladılar.

Danışmanlardan biri, "Ayzıt, cesur ama fevri. Dikkatsiz davranışları tehlikeli sonuçlar doğurabilir," dedi. Bu sözler, Ayzıt'ın ailesinde kaygı yarattı.

Diğer danışman, "Alper ise soğukkanlı ama fazla temkinli. Bu durum, bazen fırsatları kaçırmasına neden olabilir," diye ekledi. Aileler, çocuklarının karakterleri hakkında bu gözlemleri dinlerken, yüzlerinde karamsar ifadeler belirdi.

İkizler hakkında ise, "Kıvrak zekaya sahipler ama alaycı tavırları ilişkilerini zedeleyebilir," dediler. Aileler, bu duruma da dikkat kesildi.

Her aile, çocuklarını ortak salonda mutluluk ve şefkatle karşıladı. Sarayın büyük salonu, sıcak bir atmosferle doluydu. Aileler, çocuklarını kucaklayarak hasret giderdiler. Ancak bu mutluluğun ardından, aileler arasında bir gerginlik başladı.

Birden, aileler diğer çocuklara laf atmaya başladılar. "Ayzıt'ın cesareti neye yarar ki, eğer dikkatsizse?" dedi bir aile üyesi. Diğer aileler, bu sözlere katılarak, "Alper'in temkinliliği sadece korkaklık değil mi?" gibi eleştirilerde bulundular. İkizler de alaycı bir şekilde, "Bizim zekamızdan bahsetmiyorsanız, o zaman kimseye bir şey anlatamazsınız," dediler.

Bu tartışmalar, tüm ailenin gergin bir havaya bürünmesine neden oldu. Herkesin sesi yükselmeye başladı. Ailelerin arasındaki çetin düşmanlık, yüzeyde saklı kalmıştı ama şimdi açığa çıkıyordu.

Tam bu sırada, sarayın uşaklarından biri içeri girdi ve "Kral, ikindin vakti çaya geleceğini duyurdu," dedi. Bu haber, tartışmanın sona ermesine yol açtı. Aileler, hemen kendilerini toparladılar ve gergin havayı dağıtmaya çalıştılar.

Her aile, çocuklarını kenara çekerek zayıf yönleri yüzünden azarlar.

Ayzıt'ın annesi, "Cesaretin harika ama fevri davranışların seni zor durumda bırakabilir," dedi. Ayzıt, başını eğdi.

Alper'in babası, "Soğukkanlılığın iyi ama bazen fazla temkinli oluyorsun," diye uyardı. Alper, babasının sözlerini ciddiyetle dinledi.

İkizlerin annesi, "Sizler çok zekisiniz ama alaycı tavırlarınız, diğerleriyle olan ilişkinizi zedeleyebilir," dedi. İkizler, annelerinin ciddiyetini anladılar ama birbirlerine gizlice gülümsediler.

Bu sırada, Ayzıt'ın küçük erkek kardeşi Eren, ablasının gözyaşlarını görünce yanına koştu. "Ablacığım, üzülme! Ben buradayım," dedi. Eren, en sevdiği oyuncağını çıkararak, "Bunu senin için getirdim. Bunu al ve gülümse!" dedi.

Ayzıt, Eren'in küçük ellerinde tuttuğu oyuncağı görünce duygulandı. "Teşekkür ederim, Eren. Senin bu küçücük ellerin bana çok şefkat gösteriyor," dedi. Eren, ablasının boynuna sarıldı ve "Ben her zaman senin yanındayım," diye ekledi.

Ailelerin arasında çetin bir düşmanlık vardı ama bunu çocukların dışında kimse bilmiyordu. Bu durum, çocukların diğer varislerden önde olmaları gerektiğini düşündürüyordu. Aileler, bu gerilimi çocuklarına yansıtmamak için çaba gösteriyorlardı. Ancak, bu gizli düşmanlık, her an patlak vermeye hazır bir volkan gibiydi...

Acımasız TaçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin