Oy vermeyi unutmayın iyi okumalar 💖😽
🎀
"Yerini beğendin sanırım? Kalkmaya niyetin yok gibi görünüyor."Gözlerim büyürken transtan çıkıp onun üzerinden kalktım. Yanaklarımın ısındığını şuan hissetmiştim. O da oturdu.
"Vural ben özür dilerim gerçekten istemeden oldu, nasıl gerçekleştiğini bile bilmiyorum sadece seni ittirmek istemiştim kendimi senin üzerine atmak gibi bir niyetim yoktu ben-" hızla ve nefes almadan konuşmamı, işaret parmağını dudaklarımın üzerine koyması ile susmuştum.
"Tamam, bir şey demedim." Dedi. Ama o da düşünceli görünüyordu. Kafamı tekrar özür dilercesine salladım. Ayağa kalkıp lavaboya gittim ve yanan yüzümü yıkadım.
İyisin, alt tarafı adamın üzerine düştün ve neredeyse öpüşecek gibi oldun. Sorun değil.
Kendimi avutmam şaka mıydı? O benim üzerime düşse, kıyamet Mehdi inmeden kopardı sanırım.
Üzerime rahat bir şeyler geçirdikten sonra terliklerimi giyip Vural'ı bekledim. Bu kadar şey olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yapması onu boğmam için bir sebepti.
Birlikte ilerlerken karşı odadaki Yalın ile aynı anda çıkmıştık. Bize kaşlarını çatarken omuz silktim ve onları arkamda bırakıp aşağıya inmeye başladım. Güzel bir kahvaltı midemi şenlendirebilirdi.
Limonatamı yudumlarken karşımdaki manzaraya bakıyordum.
Yanlış anladınız, bildiğimiz o doğa güzelliklerinden bahsetmiyorum, Vural'ın yakışıklılığından bahsediyordum.
Gördüğü her kızı etkileyebilecek bir bakışa ve yüz hatlarına sahipti. Uzaktan baksam içinden bir canavar çıkacağını beklemiyordum.
Vural bakışlarım yüzünden öksürük krizine girerken bakışlarımı hemen sahte olan manzaraya çevirdim. Yalın Vural'ın sırtına vurduğunda Vural Yalın'a ters bir bakış attı. Kahkahamı bastıramazken İlkin ve Gökçe de güldü. Vural bakışlarını bana çevirince gülümsemem soldu ve bende öksürdüm.
Bu adamın konuşmadan konuşabilme yeteneği var, bana yardım edin.
Gökçe de benim sırtıma vurduğunda elini tuttum ve izin vermedim. Su içip geçtiğinde,
"Ne oluyor be? Hâlâ anlamadım ne bu öksürük krizleri?" Diye sordu Yalın.
"Boğazımıza kaçtı yar-" öksürerek Vural'ın konuşmasını böldüm. Ne oluyordu be? Öksürerek konuşmayı icat etmiştik.
"Ne bekliyorsun Yalın? Boğazımıza kaçtığında hapşırmamızı mı istiyorsun?" Diye sordum dik dik. O ikimize anlamsız şekilde bakarken,
"Ne oluyor amına koyayım, ne bu tavırlar? Sabah nasıl kalktınız yataktan?"
Vural'ın üstüne düşerek kalktım desem ayıp olur muydu acaba?
Zihnimdeki uygunsuz cevapları silip onun yerine cevap vermemeyi seçtim.
Gökçe Yalın'a bakmaya bile yeltenmiyordu. Ona bakışlarım çok imalıydı, işte benim kızım dercesine bakıyordum. Ne ya? Erkek milletini süründürmek gerekiyordu.
Vural'ın bakışlarını üzerimde hissetsem de keyfimi ve kahyamı bozmadan arkama yaslandım. İlkin yine kalkmış birileri ile flört ediyordu. Kafamı iki yana salladığımda bende bu kızın rahatlığından istiyordum.
"Bugün gidiyor muyuz bir yerlere? Şu meşhur heykeli görmek istiyorum." Dedi Gökçe ağzına zeytin atarken.
"Neptün çeşmesi mi?" Diye sordu Yalın. Kafamı salladım.