Seungmin alkışlayarak ayağa kalktı. Filenin diğer tarafındaki Moonbin raketini yere bırakarak kendini yere attığında ben de rahatlayarak tribünlerde oturan Seungmin'e döndüm.
Sanki gittiği konserde sanatçıyla göz göze gelmiş gibi kocaman hareketlerle ellerini kollarını salladı. "Çok iyiydin, Minho!"
Mesela böyle anlarda kafasını ısırmayı deli gibi istiyordum.
Bayan Min'in sesini duyduğumda arkamı döndüm. "Güzel maçtı. Moonbin, bugün dünden daha iyiydin. Umarım çizginden çıkmazsın."
"Hemen gidiyor musunuz, Koç?" diye sordu Moonbin doğrularak.
"Hayır, atletizm öğrencileri için birkaç başvuru yapacağım. Bir şey olursa odamdayım." Lafı bitince saha kenarındaki banktan defterini ve çantasını alarak spor salonundan çıktı.
"İyiydin ustam." Chaeyoung tribünlerden Moonbin'e seslendi. "Haftaya da bu performansın aynısını istiyoruz."
Moonbin yerden kalktı. "Aslında değildim ve siz de biliyorsunuz."
Biliyorduk. Kendini oyuna vermekte çok zorlanıyordu ve nedenini hâlâ anlayamamıştık. Moonbin raketini ve bir iki topu alarak salondan çıktığında peşinden bakmakla yetindik. Tribünlerdeki Chaeyoung ve Seungmin'e döndüm. Bu çalışmada Yeri ve Jeongin yanımızda değildi.
İkisi tribünlerden kalktı ve saha tarafına geçmek için duvardan atlamayı tercih etti. Seungmin'in yere inerken sendelemesiyle gülümsedim. Bizim için kolaydı çünkü bunu hep yapıyorduk ancak görünüşe göre o bu yolu pek seçmiyordu.
"Hemen çıkacak mısınız, Minho?" diye sordu Chaeyoung yanıma geldiklerinde.
"Planım o yönde. Dışarıda hava buz gibi, erkenden eve gidip evde duş alacağım."
Başını salladı. "Peki. Moonbin'e beni beklemesini söyler misin o zaman? Ben de onunla dönerim."
"Tabi." Chaeyoung'la salon kapısında ayrıldık ve Seungmin'le beraber erkekler soyunma odasına yürüdük. İçeri girdiğimizde Moonbin çoktan giyinmişti, dağıttığı eşyalarını topluyordu.
"Hazırsın, koca oğlan." diyerek alay ettiğimde gözlerini bana çevirdi.
"Ben yarıştan çekileceğim."
Şok olarak yerimde durdum. Tek kelime bile edemiyordum. Şaka yapıp yapmadığını kontrol etmek için dikkatle yüzünü süzdüm ancak oldukça ciddi duruyordu.
"Neden?" diye sordu Seungmin benim yerime.
"Zaten yeterli değilim. Yeri benden daha çok istiyor ve daha çok hak ediyor. Eğer ben çekilirsem benim yerime o yarışabilir."
"Moonbin, yarışa bir haftadan az kaldı." derken hâlâ bunu dediğine inanamıyordum. Daha erken söylemesi gerekirdi, böyle düşündüğünü bizden saklamamalıydı.
"Biliyorum ama kafamı toparlayamıyorum, Minho." Başını ellerinin arasında aldı ve oturduğu yerde dizlerine doğru eğildi. Çok stresli görünüyordu.
Birkaç adımda aramızdaki mesafeyi kapattım, önüne çöktüm ve yüzüne baktım. "Neyin var senin?"
"Burada olmayı hak eden kişi ben değilim, Minho. Yeri benden daha çok istiyordu."
"Gerçekten günlerdir bunu düşünerek mi kendini sabote ediyordun?" diye sordum. "Yeri daha çok isteyebilir, biz seni daha iyi olduğun için seçtik."
"İyi olmadığımı görüyoruz."
Kendi hırsımı bulaşıcı bir hastalık gibi arkadaşlarıma da yaymış olmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Treat You Better ;; 2Min
FanfictionSeungmin'e yardımcı olmak, artık Minho'ya zor geliyordu. 🌼 @wintrvante 'ye ithaf edilmiştir. | 2022 Eylül