• 31

170 24 103
                                    

Adımlarımı birbiri ardına atarken esnedim. Gözüme tek damla uyku girmemişti. Bütün gece yatakta dönüp durmuştum.

Kafamda yalnızca Seungmin vardı. Bütün gece kollarımın arasındaki hâli gözümün önüne gelip durmuştu. Resmen başka bir şey düşünemiyordum. Bir önceki gün zihnimi işgal eden kılıçlı küçük küçük Seungminler beynimi rahat bırakmıyordu.

Ona duygularımı açıkça söyleyebilmiş olmayı dilerdim.

Bütün gece uykusuz kalmam yetmiyormuş gibi, yarışlara dair de hiçbir heyecanım yoktu. Bir anda strese girerek her şeyi berbat etmekten korkuyordum. Normalde asla bu kadar heyecansız olmazdım. Bir terslik olduğu kesindi.

Okul bahçe kapısından geçtim. Bir kez daha esnedim. Gerçekten çok kötüydüm ancak yarışma saatine kadar otobüste veya başka bir yerde uyuyabileceğimi düşünüyordum. Yarım saat uyusam bile yeterdi. Baş ağrımı biraz olsun azaltmak için ilaçlara başvurmam gerekmişti ama ilaçların gözlerimin ağrısına bir etkisi olmamıştı ve en çok da bu yüzden uykuya ihtiyaç duyuyordum.

Bahçedeki banklardan birine kurulmuş ekibi fark ettiğimde adımlarımı o tarafa çevirdim. Gruplaşmış oturuyorlardı. Beni ilk gözüne kestiren Yeri'nin bana el sallamasıyla tüm ekip bana döndü, ayaktaki Moonbin'in bir adım geri atması sonucu ben de arkasında oturan Seungmin'i görebildim. Kalbim yine ritmini şaşırmıştı.

Gülümsememe engel olmaya çalışsam da saniyeler içinde ağzım kulaklarıma varmıştı. Seungmin ise her zamanki hafif gülümseyen ifadesiyle bekliyordu. Yanlarına ulaştığımda herkese teker teker baktım.

"Günaydınlar."

"Salak seni. Uyumadın mı?"

Moonbin'in sözleriyle kaşlarımı çattım. "O kadar mı belli?"

"Mala benziyorsun, Minho." dedi Jeongin.

Chaeyoung ayaklanıp kolumu tuttu. "İyi misin? Gergin misin?"

"Gerçekten uyumadın mı?" diye sordu Yeri de.

Onlara yarışma yüzünden uyumama gibi bir durumum olmadığını söylemek istesem de gözlerim Seungmin'le buluştuğunda duraksadım. Bir şey ima etmek ister gibi bakıyordu. Bundan bahsetmemi istemiyor gibiydi.

Başımı iki yana salladım. "Önemli bir şey değil."

"Minho, bu kadar stres yapma. Kendine hakim ol."

Moonbin'in söyledikleriyle onaylar gibi ses çıkardım. Seungmin'le baş başa kalmak istiyordum. Yarışmaya gitmek istemiyordum, bütün günü Seungmin'le geçirmem gerekiyordu. Çok ters bir zamanda her şey gelişmişti, bugün ikimize ayrılmış olmalıydı.

"Ne var ne yok?" diye sordum keyifli tutmaya çalıştığım sesimle. "Ne yaptınız? Siz ikiniz hazır mısınız?"

"Dün sen gelmeyince partnerli antrenman yapamadık ama evet, hazırız." dedi Yeri iğneleyici bir tonla.

"Üzgünüm." diye mırıldandım. "Size haber vermem gerekiyordu."

Chaeyoung elini salladı. "Neyse artık. Bir gün de atlamış olalım, ne olacak ki? Geçen gün ikimiz çalışmıştık zaten. Hem Yeri'nin işine geldi. Kendi kategorisinde daha fazla pratikle yarışmış olacak."

Başımı Yeri'ye çevirdim. "Heyecanlı mısın?" Chaeyoung ve ben partnerli kategoride yarışacaktık ama Yeri tek başına oynayacaktı.

"Neden olayım? Silip süpüreceğim."

Gülümsedim. Göz ucuyla hâlâ bankta oturan ve hiç konuşmadan bizi dinleyen Seungmin'i süzdüm. Sanki başka bir yerdeydi. Hiç yanımızda gibi durmuyordu.

Treat You Better ;; 2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin