11. bölüm: enkaz

22 5 10
                                    

Merhabalar <3
Nasılsınız?
Umarım keyfiniz yerindedir çünkü bu aralar kötü bir dönemden geçtiğimizin hepimiz farkındayız. Maymun Çiçeği, Wattpad kapatılma, Roblox kapatılma, Instagram'ın kapatılması ve tekrar açılması... Bir sürü bela peşimizi bırakmıyor.
İşte bu kötü dönemlerde birazcık da olsa kendimizi iyi hissetmek için bölüm yazıyorum. Aslında bölümü daha önce yazıp atacaktım fakat ben de Wattpada yeni girmiştim ve VPN kullanırken sorun olup olmadığını test etmem gerekiyordu.
Sonuç olarak buradayım ve bölüm yazıyorum.
Fazla uzatmak istemiyorum. Bölüme geçiyoruz o halde.
Lütfen bölüme oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayın ayrıca satır aralarına bırakacağınız yorumlar da beni mutlu eder.
Yeni simgemizi alta koyuyorum ve bölüme başlıyoruz.
👑
Hayat bazen sana sadece uçurumlar sunardı. Önünde sadece uçurumlar olurdu ve senin uçurumdan başka bir çaren kalmazdı. İşte tam bu dönemlerde için sıkılır, ruhun daralırdı.
Hissettiklerimi sadece böyle anlatabilirdim. Bir uçurumun kenarındaydım ve sadece uçurumdan atlayabilirdim. Başka çarem yoktu. Ben de o uçurumdan atlamayı seçmiştim. Hayallerimi, ailemi, yaşayacağım tüm o güzel şeyleri bırakmıştım. Bir kenara fırlatmıştım. Hayatım sadece yıkıklardan ibaretti. Yıkıklar, hayal kırıkları ve umutsuzluklar.
Odamın boydan boya olan penceresinin önünde oturuyordum. Gözlerim uzaklarda önümdeki küçük masanın üzerinde ise deri kapaklı bir defter vardı. Ne yazacağımı da bilmiyordum ki. Hayatımı mı yazsaydım, yoksa kırılan hayallerimi mi? Bir seçim yapamıyordum aralarında.
Gerçi, ikisi de aynıydı. Hayatım korkunç bir hikayeden ibaretti, kırılan hayallerim ise hayatımın içine dahildi...
Elimdeki tüylü kalemi küçük mürekkep şişesine batırdım. Deri kapaklı defterinin ilk sayfasına başladım yazmaya.
"Merhaba geride kalan umutlarım, hayallerim ve yaşayacağım güzellikler."
Diye başladım acı çeker gibi. Sonrasındaysa cümleler kolay geldi.
"Biliyorum umutlarım tükendi, hayallerim suya düştü ve yaşayacağım tüm o güzellikler hayallerimle birlikte sessizliğe gömüldü. Canım yandıkça, daha güçlü birine dönüşıyorum sanki. İçim daralıyor fakat ben gülümsüyorum. Canım yanıyor fakat ben gülüyorum. Bağırmak, ağlamak istiyorum fakat ben kahkaha atıyorum... Kötüyüm ama ben herkese kendimi iyi olarak lanse ediyorum."
Gözlerim doldu ağlayamadım. Sadece elimdeki tüylü kalem yavaşça defterin üzerine düştü. Mürekkep defterin üstünde dağıldı ve benim yazdıklarımın üzerine kara bir çizgi atılmış gibi göründü.
Ancak yılmadım, tüylü kalemi tekrar elime aldım ve olabildiğince düzelterek yazmaya devam ettim.
"Ailemden hala haber alamıyorum. Kardeşlerim ne halde bilmiyorum. Annem iyi mi, babamın kokusu hala yerinde mi, bilemiyorum. Ben babamın kokusunda sakinleşen bir çocuktum. 23 yaşında olsam bile, babasının kokusu olmadan uyuyamayan bir kızdım ben. Fakat şimdi uzaklardaydım. Babamın kokusu yoktu, annemin kokusu yok. Abilerimin Bazen sinir bozucu, bazen merhamet kokan sesleri yok. Yalnızım, çaresizim ve yorgunum. Yapmam gereken ajan olarak Savaşı engellemek biliyorum, fakat ben de bir insanım değil mi? Ben de dayanamıyorum, ben de ailemi, sarayımı özlüyorum. Orada daha mutluydum. Burası karanlık, burası ıssız, burası ateş. Burası kötülük... Burası can yakıyor. Burası öldürüyor be anne, burası yaşatmıyor be baba... Burada bana yardım edecek kimse yok abilerim!  Burada beni savunacak ailem yok lütfen gelin beni alın buradan. Kurtarın bu azaptan, yaşayamıyorum artık. Ne beter bir şeymiş bu? Bir daha ailemden ayrılmak istemiyorum..."
*
Deri kapaklı defteri kapatarak benim için ayrılan kasaya yerleştirdim. Ucunu asma kilitle kilitledikten sonra kilidin anahtarını cebime attım. Pelerinimin cebi, küçük eşyalarımı yanımda taşıyabileceğim kadar kullanışlıydı.
Odadan çıkarak Saray'ın uzun koridorlarını aşmaya başladım. Çay salonuna inip bir bardak çay içmek istiyordum. O kadar keyfim yerinde değildi ki, ne yaptığımın farkında bile değildim. Merdivenleri inerek çay salonuna girdim. Çay salonunda kraliçe ve yanında 18 yaşlarında genç bir kız vardı. Önlerine doğru ilerleyip dizlerimin üzerinde selam verdim. Selamımı aldıklarında ise yavaşça doğruldum ve karşılarındaki koltuğa oturdum.
"İyi akşamlar," dediğim sıra bir hizmetçi benim için çay dolduruyordu. Göz ucuyla bana bakarak şeker kasesine Uzanınca, "iki Tane" diye yanıtladım o daha sormadan.
"İyi akşamlar bu arada sabah kahvaltı masasını ateşe veren sen misin?" Diye hiç beklemediğim bir konuyu açan genç kıza baktım. Utangaç bir tavırla dudaklarını birbirine bastırarak oturduğu koltuğa iyice sindi." Şey... Üzgünüm ben çok heyecanlı biriyim de... Böyle fütursuzca sorabilirim."
İstemsizce gülümsedim. Çok tatlı bir şekilde bana bakan genç kıza tebessüm ederek, "evet o masayı ateşe veren bendim" deyince gözleri kocaman açıldı." Eşim evlendiğimiz ilk gün nişanlısını kahvaltıya indirirse, ben de o masayı ateşe veririm. Bu konuda haklı değil miyim? Kim ister ki eşinin bir başkasıyla kahvaltıya inip kendisini düşük göstermesini?"
Genç kız birkaç saniyeliğine düşündükten sonra başını salladı. "Çok haklısın. Abim diye demiyorum ama biraz... Öküz biridir kendisi," sanki hiç abisine hakaret etmemiş gibi gülümsedi." Ama sevimlidir," deyip arkasına yaslandı. Kraliçe ise genç kıza bir bakış atarak bana döndü.
"Oğlumun sabah yaptığı saygısızlıktan dolayı bağışla bizi kızım. Kendisi ilk defa böyle şeyler yaşıyor ve tökezlemesi gayet normal." içimden ne kadar farklı duygular geçse de onu onaylamaktan başka bir çarem yoktu. Oğlunu savunacaktı tabi. Gelip beni, el kızını mı savunacaktı? Tüm her şeyi bir kenara bıraktığında prens Aksel'in de bir kardeşi varmış. Bana hiç böyle bir bilgi verilmemişti bundan dolayı biraz şaşırmıştım doğrusu.
"Aksel'in bir kardeşi olduğunu bilmiyordum" diye mırıldandım merak eder bakışlarım kızım üzerindeyken. Genç kız en kibar haliyle tebessüm ederek beni yanıtladı.
"Çok kıskanç bir abim olduğu için kardeşi olduğumu genellikle kimseye söylemez. Benim onu bırakıp başkasıyla gideceğimi düşünür çünkü," dedikten sonra kıkırdadı. " Aslında bilmiyor ki en yakın arkadaşıyla sevgili olduğumu" derken bir anda sustu. Sanki dilini ısırmış gibi duraksadıktan sonra kraliçeye mahçup bir bakış attı. "Özür dilerim anne ama abimden gizlemek zorundaydım. Biliyorsun yoksa hiç evlenemeyeceğim ve sarayda kalacağım." bu haline sessizce güldüm. Abisinden korkan kardeş ha? Bu genç kızı kendime çok benzetmiştim. Çünkü ben de yeri geldiği zaman abimden çok korkar, ondan her şeyi saklardım.
Gerçi en yakın olduğum abim de Felix'ti. Abimin güçlerinin herkes farkındaydı fakat benim güçlerimden hiç kimsenin haberi yoktu. Ben ve abim dışında. O benim böyle güçlerimin olduğunu biliyordu, kendisi de bu güçlerden taşıdığı için hemen anlamıştı ve bana eğitim vermeye başlamıştı. Onun sayesinde büyü yapmakta bu kadar iyiydim.
"Her neyse," diyen genç kız ile düşüncelerimden sıyrılarak genç kıza baktım." İsmim Melina tanıştığımıza memnun oldum" deyip elini uzattığında elimi uzatarak elini sıktım. Elimi geri çekerek gülümsedim.
"Bende Freya." Başını salladı onaylar bir tavırla. Ardından ayağa kalkarak annesine baktı. "Odama çekilmek istiyorum, iyi günler anne," ve tekrar bana dönerek gülümsedi. "Sana da iyi günler yenge, umarım buradaki günlerin daha iyi geçer" dedikten sonra kraliçeye ve bana selam vererek çay salonundan ayrıldı. O gittikten hemen sonra kraliçe bakışlarını bana çevirerek konuşmaya başladı.
"Biliyorum, nişanlı bir adamla evli olmak istemiyorsun, biliyorum, kendini küçük düşmüş gibi hissediyorsun ama bizi bir dinle olur mu? Çünkü her yapılan şeyin altında bir amaç saklıdır," deyince tamam der gibi onu onayladım. "Sizi dinliyorum, kraliçem."
"Bundan uzun yıllar önceydi. Oğlumuz yeni doğmuştu, hayatımız o kadar iyi gidiyordu ki bir an şaşırıp kalmıştık kral ve ben. Çünkü evlendikten yedi yıl sonra oğlumuz olmuştu. Yani zorlukla hamile kalmıştım. Onun başına bir şey gelecek diye çok korkuyordum. Ve biz de bilge kahinlerle şöyle bir şey denemek zorunda kaldık. Onun hayatını, kaderini bir başkasına bağlamak zorunda kaldık. Sana... Bir gün gelecekti ve sen bu krallığa gelecektin. O gün seni prensle evlendirecektik ve... Oğlumuzun başına hiçbir şey gelmeyecekti. Ve şimdi sen oğlumuz ile evlisin. Biliyorum bu amaç uğruna senin de başını yaktık ama zamanla herkes herkese alışır, her şey birbirine uyum sağlar."
*
Duyduklarımdan sonra daha fazla orada kalamamıştım. Çayımı sadece yarısına kadar içebilmiştim ve Buda bana iyi gelmemişti. O duyduklarım da neydi? Ben bir adamla bağlanmış mıydım? Bu olması imkansız bir şeydi ama olmuştu işte. Peki o bunun farkında mıydı? Annesinin, babasının ve kâhinlerin yaptığından haberdar mıydı? Belliki haberdar değildi çünkü nişanlısı vardı. Onun kalbi bir başkasına aitken onu nasıl sevebilirdim? Ona nasıl uyum sağlayabilirdim ve ona en önemlisi de nasıl alışabilirdim?
Hayat bazen istemediklerimizi karşımıza çıkarabilirdi. Bunun en büyük örneği de şu an benim yaşadığımdı. Asla biriyle evlenmeyi, ve onunla yaşamayı istemezdim. Ama istemediğim şeyler hep benim başıma gelmişti.
Düşüncelerimin içinde kaybolurken kapım çalındı. Yerimde dikleşerek "gel" diye seslendim. Kapım yavaşça açıldı ve Alira içeri girdi.
"Efendim... üç genç adam dışarıda sizi soruyorlar. Muhafızlara engel oluyorlar ve içeri girmek için ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar..."
Üç mü? İçeri mi girmek istiyorlar? Beni mi görmek istiyorlar? Hayır! Bu olamaz, hayır!
👑
Merhabalar herkese tekrardan!!!
İnanın bu bölümü ne zamandan beri yazdığımı anlatamam. Galiba VPN ile wattpad A bağlandığım ilk günden beri yazmaya çalışıyorum. Ama yazmak çok zor oldu benim için. Bir yandan, Instagram'da hikayeler paylaşıyor, Wattpad ın açılması için elimizden geleni yapıyoruz. Bir yandan ise, buradan kitaplarımızı word dosyalarına aktarmaya çalışıyoruz...
Lütfen sizlerde bu emeğime karşılık bir oyunuzu ve yorumunuzu benden eksik etmeyin.
Sizleri çok seviyorum, daima sizlerle birlikte olmak istiyorum, şimdi birkaç sorum olacak ve daha sonra da bölümünü tamamen bitireceğim.
SORULAR:
Melinayı sevdiniz mi?
Freya bu öğrendikleri karşısında ne yapacak sizce?
Saraya gelen, ve ortalığı karıştırmak isteyen üç adam sizce kim?
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere✨👑

SAKLI TAÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin