"Donuyorum amk!"
"Bende sıcaklıyor diğilim! Ne küfür ediyon!"
"Lan bir hafta geçti siz hala cezalımısınız?"
"Yok cezamız iki günlüktü sadece. Kuzey efendinin yürüyesi tutmuş. Lan havalar zaten soğuyor! Ne bu yürüme sevdası. Çok istiyorsan kendi başına yürü. Neden bizi de kendinle sürüklüyorsun."
Atanın sorusunu cevaplarken Kuzeyi azarladım. Bana göz devirip konuştu.
"Tamam lan. Gidip acılı bir şeyler alırım yer ısınırsın."
"İçecekte al."
"Siz ikiniz. Doğuyla sen yani. Baş başa burada bekleyin."
El sallayıp okulun yanındaki markete doğru yürümeye başladı. Geri zekalı çocuk, soğukta sinir ediyor adamı.
"Görüşürüz kanka o zaman. Ben gidip sıcak arabama binip eve gideyim."
"Siktir git Ata, sinirliyim zaten sinirimi senden çıkarmayayım."
Ata da gittiğinde Doğuyla ben Kuzey itini beklemeye başladık.
Karakluk oduğumuz olaydan bir hafta geçmişti.
Tabi yasımızın uymadığı yere gittiğimiz için ceza almıştık. İki gün okula yürüyerek gidip dönmüştük. Kasım ayının başları da olsa havalar baya soğuktu. Zaten o yüzden iki güncük yürümüştük. Hasta olurduk yoksa.
Fakat Kuzey beyin bu gün yürüyerek eve fidesi gelmiş. Bize haber vermeden Olca patronu arayıp hava çok güzel diye yürüyerek geliceğimizi söylemiş.
O söylediği güzel havada götümüz donuyor şu an amına.
Ha bu arada kasar Cereni merak edeniniz vardır. Ne oldu diye.
Yaptıklarını tüm okul öğrenince okulu bıraktı. Bizim sınıf başkanıda onu her kesin içinde küçük düşürdü. Sevgilisi ola ola onunla eğleniyor diye. Ata da zaten ayrılmıştı onunla.
Kısaca okula rezil olup defolup gitti. Tabi ben özürümü alamadım.
Herneyse. Bu göt Kuzey nerede kaldı?
"Marketi mi alıyor bu göt! Nerede kaldı donduk. Doğu çantamda bere olucaktı onu versene."
Sırtımdaki çantayı işaret edip Doğuya sordum.
"Yok. Sınıfta kalmış olmalı. Benimkini istermisin. Ben o kadarda üşümüyorum."
Anasını ya! Görevliler hala oradadır ama gidip almak istemiyorum.
"Yalan söylemiyorsan olur."
"Gerçekten senin kadar üşümüyorum."
"Napayım. Kansız birisiyim."
Gülüp kendi kafasındaki bereni bana verdi. Bende takıp gözlerimi kapattım.
"Dünya varmış la. Sıcacık. Kafana ısıtıcı mı taktın lan? Gel buruaya hele."
Buz tutmuş ellerimi yanaklarına koydum. Sıcacıktı şerefsiz.
"Isıtıcı mı giydin lan içine şerefsiz. Söylesene bunu. Götümüz donuyor sabahtan."
Yanaklarını mıncırdığımda ellerimi uzaklaştırmaya çalıştı. Gerçekten içine ısıtıcı giydiğinden şüphelenmeye başlıyorum. Ben burada parmak uçlatıma kadar buz gibiyken Doğu ben den ince giymesine rağmen sıcacık.
"Sıcak kanlı şerefsiz."
Onunla uğraşmayı bırakıp muhtemelen markette kuyu bulup içine düşmüş Kuzeyi beklemeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agir bu!(Gerçekailem / Erkekversiyon)
Mizah(BİTTİ BİLE!) hikaye isminin anlamı yok. karakterimi kafamda kurarken nedense "ayas bu" kelimesi aklıma gelince kitabın ismini öyle koymak istedim. Fakat diğer kitabın ana karekterinin adı olfuğu için "Agir" diye değiştirdim. kısaca hikayeyle bir al...