FİNAL

9 2 4
                                    

*KUYTU – YENİDEN DOĞSAM*

Ya hayatını yeniden yazma şansın olsaydı? Hiç düşündün mü bunu?

Ben düşündüm.

***

"İyi misin?" Bu ses biraz önce huzura kavuşmasına yardım eden kadının sesiydi. Omzundaki el ise bizzat o kadına aitti anlaşılan. Selim konuşmadan kafasını iki yana salladı. Kadın Selim'in ayağa kalkmasına yardımcı olduktan sonra koluna girerek onu bir banka oturtturdu. Selim derin derin nefes almaya çalışırken göz ucuyla karşısında dikilen kadına baktı. O anki stres ile kadında anımsayabildiği tek şey bileğinin üstündeki dövmesi oldu, bir yıldız. Aynı yazdığı karakterin ismi gibi.

"Sana su getireyim." Yıldız dövmeli kadın su getirmek için oradan ayrıldığında Selim kendini biraz da olsa toparlamıştı. Artık daha düzgün nefes alabiliyordu. Beş yıldır ara ara da olsa bu duruma alışıktı ve nasıl baş etmesi gerektiğini biliyordu aslında fakat bu farklıydı. Duyduğu fren sesi, atağın hızlıca geçmesine yardımcı olmamıştı ve daha da etkilemişti. "Duymak istemiyorum..." diye fısıldarken kendi kendine, yıldız dövmeli kadın elinde bir şişe suyla geri döndü. Kapağını açıp Selim'e uzattı. "Daha iyi misin?" Selim suyu kafasına dikerken konuşamayacağı için gözlerini yumarak evet cevabı vermeye çalıştı. "Yani, çok kötüydün ama merak etme bir şey yok." Selim pet şişeyi buruşturup yandaki çöp kutusuna fırlattı. Ağzını elinin tersiyle sildikten sonra ayağı kalktı ve derin bir nefes verdi. "Teşekkür ederim." Deyip elini uzattı kadına başka hiçbir şey demeden. Kadın ise Selim'in konuşmamasını tuhaf bulmuş olmalı ki kaşlarını çattı ama yine de elini uzattı. "Önemi yok." Selim kadının elini sıkarken iyi olmanın getirisiyle bu sefer kadının sadece bileğindeki dövmesini değil artık yüzünü de net görebiliyordu. Bu yüzden birkaç saniyeliğine bakmıştı elini bırakmadan önce. Siyah ve uzun saçlar, ensesindeki bir kısım örülmüş... Gözlerindeki makyaj ise akmış, dağınık. Gözleri ise keskin bakıyordu kadının. Selim bir iki saniyede bu detayları aklına kazımış bir şekilde elini geri çekti. Kadın ise boşta kalan elini pantolonunun arka cebine sıkıştırdı yere bakarak. "Borçlu kalmayı hiç ama hiç sevmiyorum." Selim bunu derken bir yandan da çantasını karıştırıyordu. Kadın onu anlamadığını ifade etmek istercesine yine kaşlarını çattı. Gerçekten de ne dediğini anlamamıştı. Cevap vermeden Selim'in çantasından ne çıkaracağına baktı önce. Sonra tam ne olduğunu soracaktı ki Selim çantasından bir kalem çıkarıp kadına baktı. "Gerçekten bir önemi yok..." Kadının sözünü kesip onun elini tuttu. "Ne yapıyorsun?" Kadın meraklı ve bir o kadar da sevimsiz bir tonda sormuştu bunu ama Selim ona cevap vermek yerine kalemle kadının eline bir şey yazmakla meşguldü. Fakat tabii ki de yazacağı şeyi bitiremeden kadın elini hışımla geri çekmişti. "Sapık mısın ya sen?" Kadın kaşlarını çattı ve sinirli bir şekilde eline baktı. Elinde yarım kalmış bir telefon numarası görünce histerik bir şekilde güldü. "Ne bu? Yeni taktiğiniz mi?" Diliyle parmağını ıslatıp elindeki numarayı silmeye çalışırken Selim boş bakışlarla kadına bakıyordu. Bu bakışı numarası tam silinmeden sonlandırdı ve kadının elini tekrardan kendine çekti. "Birincisi, sapık filan değilim. Sadece çok yanlış bir zamanda atak geçiren biriyim ve yine söylüyorum, teşekkürler." Bunu kadının gözlerinin içine bakarak söylemişti. Kadın ise cevap vermek yerine karşısında duran bu anlam veremediği adama öylece baktı. Yine elini çekecekti ki, Selim bu sefer sıkıca tuttu ve numarasını tamamlarken, "İkincisi, evet tuhaf biliyorum ama borçlu kalmayı seven biri değilim. Bu yüzden bir şeye ihtiyacın olursa ilk bu numarayı arıyorsun, tamam mı?" Numarayı tamamlayıp kalemi çantasına attı. Kadın oldukça şaşırmış olmalı ki cevap verme tenezzülünde bulunamadı bile. Sadece boş boş elindeki numaraya ve karşısında dikelen bu çatlak adama baktı öylece. "İyi günler." Selim yapmacık bir gülümseyle oradan ayrılmak için yeltendi fakat gülümseyerek arkasını döndü hala yürümeye devam ederken. "Bu arada, makyajın. Silmeni öneririm, akmış." Selim oradan hızlıca uzaklaşmıştı henüz bir cevap gelmeden. Elinde bir adet numara ile orada kalan kadın ise öylece Selim'in arkasından bakakaldı. Tek ayağını yere vurdu sinirle. "Sana ne be makyajımdan!" Numara yazılı olan elini yumruk yaptı. "Manyak!"

KESTİK! (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin