Episode : The Herd Is Strong Together

11 12 0
                                    

Hikayem bir avlanma töreniyle başladı ve en eski ulumalarımızdan beri bu gelenekler bizim en önemli değerlerimizdir. Bazen her ne kadar bunu yapmak zorunda olsam bile tilki olup özgürlüğüme koştuğum zamanlarda oluyordu. Rüzgarı hissettiğim zamanlar , suya hükmettiğim zamanlar , ateşi bükebildiğim zamanlar , toprağı yeşillendirdiğim zamanlar. İnancım birçok şeye karşı farklıydı inandığım bir Tanrı vardı evet oda Amarok'tu. Sürümüzün yegane Tanrısı bütün kurtlar onun için avlanır sürü onun adına büyür ve her kan Amarok'un ruhlarımızı yüceltmesi için adanırdı. Amarok ölümsüzlüğü ve ruhtan ruha geçmesiyle bilinen bir buz kurduydu. Savaşçıydı ve sürüsü için ciddi avlar ve savaşlar gerçekleştirmişti. Bu yüzden her yüzyılda bir yeni sürülere bu inancı hatırlatmak için yeniden bir bedende ruh bulur. Ama bana gelecek olursak

Tilki olduğumu anlayana kadar bir kurt olarak onlar hakkında çok şey öğrenmiştim. Neredeyse hepsini yok edecek kadar bilgiden söz ediyorum. Öncelikle hepsi birer katildi evet buna abimde dahil. Kurt formuna dönüşünce kimlikleri değişmiyordu sadece görünüşleri değişiyordu içindeki zihin hala aynı zihindi yani bilerek öldürüyorlardı. Ama tabii ki sürüde buna "katil" demiyorduk. Bizler iyi birer avcıydık ve bizim için her şey birer av potansiyeli taşıyan yemekti. Ama kurtlarında bazı eksileri vardı tabi.

Mesela ayrımları. Çift kuyruklular avcılardı onlar avlanır sürünün yemek ihtiyacını karşılardı , kanatlılar savunmaydı onlar direkt olarak canlıların çiğ enerjisine hükmedebildikleri için düşmanı zayıflatmakta ustaydılar. Ve en önemli kuralımız " Asla tek avlanma , Sürü güçtür " bu ilk kurt olan "Pugnans Lupus Primus" yani ilk savaşan kurt demek. Ama biz ona Lobo diyorduk onun bir öğretisiydi ve sürü bunu uyardı.

O ormanın ruhuydu dengeyi sağlıyordu asla gereksiz yere can kaybına izin vermiyordu yada haksız avlanılmasına. Yüce bir varlıktı ve ona çok saygı duyulurdu torunları da aynı onun gibi ormanı ve içindeki ruhları koruyan birer savaşçılardı. Kabilemizin en yaşlısı Senex ve Mariam kabilemizde ateşi ve toprağı bükebilen tek kurtlardı ama Senex yakın zamanda vefat etmişti ve Mariam kalmıştı. Onun içindeki ruh ona Amarok tarafından bahşedilmişti..

Tarihimizi öğrenmeye bayılıyordum her bir bilgi beni kendime daha çok yaklaştırıyordu. Ta ki Abimin bazı şeyleri fark etmesi ve benim gerçeği daha fazla saklayamadığımı öğreninceye kadar.

Bir akşamdı Hilary ve Lenora ile birlikte nehir kenarına gitmiştik sürümüzdeki birkaç erkekte oradaydı hatta içlerinden abimin en yakın dostu Alvin bile oradaydı. Birbirleriyle şakalaşıyor erkeklik taslıyorlardı bizse kumda yatıyor sohbet ediyorduk.

Harley : Lenora o Frank değil mi? Fazla hormon salgılamaktan beynini tüketti sanırım baksana kafasını kuma gömüyor *gülmeye başlar*

Hilary : Ciddi olamazsın o Frank Scotch mı?

Lenora : Of rezil oluyorum artık *yüzünü eliyle kapatır*

Harley : Hey sakin ol kızım hadi biraz oyun oynayalım

Hilary : Ne yapacaksın?

Harley : İzle ve öğren

Gözlerimi o tarafa çevirdim ve Ryan'ın zihnine girmeye çalıştım biraz zorlansa da zihnine sızabilmiştim. Elini kuma götürdüm ve eline aldığı ıslak kumu Alvin'e atması için onu yönlendirdim. Bir anda hepsi şaşkına döndü ve

Alvin : Sen Ryan artık ölüsün! *güler*

Ryan : Yemin ederim bunu ben yapmadım *şaşkın*

Ve hepsi birbirine kum atmaya başladı. Lenora bana bakıyordu şaşkındı.

Lenora : Bunu tam olarak nasıl yaptın toprağa hükmedebiliyor musun yoksa?

Harley : Bu gizlediğim bir şeydi ama evet toprağa hükmedebiliyorum

HarmonyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin