Bölüm 6 - Hayatımın Yeni Sayfası

145 6 0
                                    

O gecenin üzerinden tamı tamına bir ay geçmişti. Koskocaman bir ay...

Bu ay içerisinde Burcu ile birçok kez dışarı çıkmıştık, annemlerle dokuz aydır yapmadığım kadar bol bol zaman geçirmiştim, arada kafeye gidip gelmiştim, kendime zaman ayırmıştım, geçmişi eskiye kıyasla artık çok az düşünüyordum ve umursuyordum, kendimi ve olanları kendimce affetmiştim çünkü affetmediğim sürece sürekli yakamda bir kuruyup atılmayı bekleyen bir gül gibi duruyordu ve en en önemlisi artık bir işim vardı...

Yaptığım iş başvurularının neyse ki birçoğundan olumlu dönüş almıştım ve Başakşehir'de güzel bir klinikte işe başlamıştım. Güzel bir yerde staj yapmış olmam, tanık olduğum bir kaç vaka, yazdığım bir iki makale ve stajyerken yanında staj yaptığım psikoloğun çıkaracağı bir tıp dergisinde benim de yazı yazmamı istemesi ve daha niceleri ile dolu bir cv çokça işimi görmüştü. Çünkü hiçbir zaman çok çalışmaktan ve işim için ezilmekten asla kaçmamıştım, kaçmazdım. Online veya birebir bir sürü eğitime katılmıştım, söyleşilere gitmiştim. Ne kadar tecrübe kazanabiliyorsam o kadar iyi hissetmiştim. Üniversitedeyken bir hocam 'insanlarla uğraşmayı sevmiyorsanız şimdiden arkanıza bakmadan çıkıp gidin bu kapıdan' demişti. Gerçekten de doğru söylüyordu. Yanında stajyerlik yaptığım psikolog sağ olsun o kadar çok vaka göstermişti bana, her defasında halime şükrediyordum. Ama şimdi bu kadar emeğin meyvesini yeme zamanı gelmiş çatmıştı.

Bir hafta oluyordu işe başlayalı. Klinik çok nezih ve adını duyuran bir klinikti, eve çok uzak da değildi. Zaten arabam vardı uzak olsa da sıkıntı olmazdı. Meslektaşlarım gayet başarılı ve adını duyurmuş uzmanlardı. Benimde uzmanlığım ve tecrübem vardı ama onlar kadar adımı henüz duyurmuş değildim. Zaten amacım da adımı duyurmak değil, insanlara iyi gelmek, onlara destek vermek, bir yardım eli uzatmaktı... En azından başkalarına faydam olmalıydı. Zaten hep öyle oluyordu...

Şimdi de haftayı kapatan günde, sekreterim Selin'in günün son danışanını içeriye almasını bekliyordum. Sistemden girilen hasta kaydına baktığım zaman ise gördüğüm isim fazlasıyla şaşırmama sebep olmuştu. Neler oluyordu bu son zamanlarda böyle?

Kapının tıklatılması ile daldığım bilgisayar ekranında gözlerimi alıp; "Girin" dedim. 

İçeriye hafif bir tebessümüyle fazlasıyla gösterdiği nazikliğiyle Galatasaray'ın yıldız oyuncularından biri olan Kerem Aktürkoğlu girmişti. Burcu bunu duysa delirirdi ve her seansta burada olmak isterdi ama maalesef hasta bilgilerini paylaşmıyorduk, şansına küsmeliydi. 

"Merhaba Kerem bey hoş geldiniz,  buyurun oturun lütfen." deyip hemen masamın önünde olan iki koltuktan birini göstermiştim. 

Kerem; "Merhaba Elif hanım, hoş buldum." diyerek hemen gösterdiğim koltuğa oturmuştu.

"Nasılsınız?"

Kerem; "İyiyim teşekkür ederim, siz nasılsınız?" 

"Bende iyiyim çok teşekkür ederim."

Kısa bir merhabalaşmanın ardından sessizlik sarmıştı odanın içerisini. Ben çekmecemden yeni bir ajanda çıkartırken o da dikkatlice bana bakıyordu. Sanki beni tanımıştı ama bir yerden çıkarmaya çalışıyordu. Her hastama ayrı olarak çıkardığım ajandalardan Kerem'e ait olanı masaya bırakıp elime kalemimi aldım ve bakışlarımı ona çevirdim. 

"Evet Kerem bey, sizi buraya getiren nedir? " 

Kerem; "Yanlış anlamazsanız size bir şey sormak istiyorum, yani sizin sorunuzu cevaplamadan önce."

"Tabi buyurun, sorabilirsiniz."

Kerem; "Daha önce tanışmışlığımız oldu mu acaba? Ya da bir yerde karşılaşmış olabilir miyiz yakın zamanlarda? Yüzünüz hiç yabancı gelmiyor."

EfulimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin