(Kafeyi bazen 'K' ile bazen 'C' ile yazabilirim, takılmayın)
Elif'in Ağzından
Amcamlara gelmiş yemek yiyorduk hep birlikte. Yengem yine döktürmüştü. Hepimiz sessizce yemeklerimize gömülmüştük. Bu sessizliği amcam bölmüştü.
Amcam; "Eee gençler nasıl gidiyor kafe işleri?"
Tuğberk ile birbirimize bakmıştık.
"İyi gidiyor amca, ben kafedeydim zaten bugün. Her şey gayet güzel gidiyor çok şükür. Bir problem yok."
Amcam; "Güzel güzel. Bir problem olursa mutlaka söyleyin bize. Biz daha ölmedik he"
Hepimiz gülmüştük amcamın bu haline.
Tuğberk; "Allah razı olsun baba ya, sende olmasan nasıl yöneticez bu kafeyi"
Amcam; "Kes lan hıyar! Dalga geçiyor bir de! Biz olmasaydık sen nah görürdün kafe falan. Ekstra gelirin var işte, konuşma da !"
Tuğberk; "Ya baba, ben onu mu dedim. Çocuk muyuz biz? Bir problem olsa bile halledebiliyoruz evelallah merak etmeyin siz. "
Hayriye; "Birakun çocuklari, ne yapayilerse kenduleri yapsun. Karişmayun. Ben güveniyirum uşaklaruma"
Babam; "Heh bende dedim Hayriye Sultanın sesi neden çıkmıyor, mutlaka karışması lazım diye. Meğerse zamanını bekliyormuş."
Kahkaha atmıştık babamın bu söylediğine.
Amcam; "Olur mu abi, Hayriye Sultan bu konulara karışmazsa koca bir eksiklik olur. Mutlaka savunması lazım torunlarını."
Hayriye; "Siçtuğum boklara bakun siz, susun bakayim! Savunurum tabi, uşaklarum onlar benum. Beğenmeyisanız kapi orda, yallah dişari!"
Babam; "Hayır yani hem sinirinden saçlarına yapışıp hem de torunlarını bu kadar savunmam bir tuhaf Hayriye hanım."
Hayriye; "Yaparum ben, hem severum hem doverum. Fuşki yiyenun uşağu seni. Sana mi soracağum?!"
Babam; "Tamam tamam sinirlenme. Bir şey demedim sakin ol."
Amcam; "Saçlara yapışma derken? Hayırdır bir şey mi oldu?"
Amcamın sorusu ile annemle babam bıyık altından gülerek bana bakıyorlardı. Onların bakmasıyla masadakilerin hepsi bana bakmaya başlamıştı, tabi babaannem hariç.
Tuğberk; "Hayırdır yeğen? Konu sensin galiba?"
"Hiç sorma Tuğberkçim çok sevgili babaannem geçen saçlarımı koparıyordu kökünden sağ olsun. "
Amcam; "Hayırdır ne oldu ki?"
"Ya amca aslında benim açımdan büyük bir konu değil ama bizimkiler bir tık şok oldukları ve bir anda kabullenmek istemedikleri için biraz fazla tepki verdiler. Ama neyse ki konuyu tatlıya bağladık en sonunda."
Amcam; "Şu konuyu düzgün bir anlat bakayım, ne oldu?"
"Biliyorsunuz ki en son çalıştığım işimden kötü bir şekilde ayrıldım. " hepsinin yüzü bir anda gerilmişti. "Sonrasında da uzun bir süre evden dışarıya çıkmadım, yemeden içmeden kesildim, kaç kere hastanelik oldum, depresyona falan girdim. Sonrasında toparlamaya başladım. Arkadaşlarımın ve en önemlisi sizlerin desteği ile tabii. Sonra güzel ve adını duyuran, ünlü bir klinikte iş buldum. Kafeye de gidip geliyorum, orda da her şey yolunda çok şükür. Hayata yeniden döndüm resmen. Durum da böyle olunca ayrı eve çıkmak istedim. Tam anlamıyla kendi ayaklarımın üzerinde durmak istedim. Sizin gözünüzde çocuk olarak kalabiliriz ama ayrı bir hayatım olsun istedim. Şuan kendi maaşımı kazanacak olsam da bir yandan da babama bağımlı bir birey olarak yaşıyorum. Ama ayrı bir evim olursa kendi alın terimle kazandığım parayla kendi geçimimi sağlamaya başlayacağım ve bu çok daha iyi olacak benim içim. Kötü bir şey istemiyorum yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efulim
Fiksi Penggemar+ Gidiyorsun yani? -Gidiyorum... +Sorarlarsa, ne diyim? -Başaramadık dersin...