Semih Artık Özgür

2.8K 403 28
                                    

Baran ağa Musa denilen adamı araştırmış ve ellisinin üstünde bir adam olduğunu öğrenmişti. Bunu öğrendiği an sinir onu ele geçirmişti, yaşından da utanmayıp oğlana neler etmişti.

Semih'in odasına adımladı hızla, kapıyı çalıp içeri girdiğinde oğlan telaşla vücudunu örttü. Banyo yapmış, kremlerini sürüyordu. Yaraları geçmek üzereydi ama iz kalsın istemiyordu, hoş kokular sürünmüş mis gibi kokmuştu.

Kremleri sürüp öyle giyinmek istemişti, Baran ağa çocuğu istemsizce süzdü. Kaymak gibiydi güzel oğlan, yutkunup söze girdi.

"Bu Musa ağa, ellili yaşlarda bir adamdı değil mi? Doğru kişi olduğundan emin olmak istedim." Semih utancını geriye atıp kafasını salladı.

"Evet, yaşı geçmiş ama kendini hala onsekiz sanıyor." Karşısındaki otuzlarına mükemmel bir şekilde gelmiş olan adama bakıp iç çekti.

"Herkes sizin gibi harika şekilde yaş almıyor." Baran ağa durup kaldı oğlanın sözleriyle, hoşuna gitmişti beğenilmek.

"Öyle mi? Teşekkürler o zaman." Semih ufacık bir gülümseme yolladı adama, Baran ağa odaya girip tekli koltuğa oturdu.

"Neler yaptığını anlatacak mısın?" Oğlan derin bir nefes alıp ağanın gözlerine baktı.

"Beni kucak oğlanı olayım diye aldı ilk, sonra o şey yapamadı. İşte halveti yapamadı, beni suçlayıp dövdü. Her denediğinde olmadı ve her seferinde cezasını ben çektim. İlk kaçtığımda bacağımı kırdı, ikincide kaburgamı... bir daha kaçarsan vururum seni dedi ama ben yine kaçtım."

Baran ağa sinirden titrerken elinin üstünde ufacık bir dokunuş hissetti. Oğlan elini ufak hareketerle okşuyordu, bu nedense sinirini biraz da olsa yatıştırdı.

"Sizden başka kimse bana kol kanat germedi, ağam, sayenizde ilk kez mutlu hissediyorum. Sıcak bir evde ve güzel bir yatakta yatıyorum, haftalardır karnımı doyuruyor ve karşılık beklemiyorsunuz. Siz tanıdığım insanlar içinde en büyük kalbe sahip olan insansınız, herşey için teşekkürler." Oğlan eğilip adamın elini öptü gözlerine bakarak ve alnına koydu.

"Görevimiz... bunun için teşekkür etmene gerek yok Semih. Ben bu Musa denilen adamı bir ziyaret edip sana yaptıkları ile ilgili kulağını bükeyim." Semih ilk kez korunuyor olduğu için mutlulukla gülümsedi, keşke bu adamın kucak oğlanı olsaydı da kendini kollarına atabilseydi.

Adamın kaslı kollarına baktı, gövdesi de yapılıydı. Dudağını ısırıp göz süzdü adama, belki onu kabul ederdi ilerleyen zamanlarda. Nasıl olsa hala el değmemişti, adam ona sahip olamadığı için delirip dövmüştü zaten.

"Dinlen iyice, ev işlerine falan yardım etmeye çalışma. Herkes tembihli, haberin olsun." Semih başını sallayıp gülümsedi, boş boş oturacaktı yani bütün gün.

"El işi falan yapsaydım bari, ne yapmamı bekliyorsunuz odada..." Baran'ın dudakları kıvrıldı aylar sonra ilk kez muzipçe, bu oğlan kurtluydu herhalde.

"Kaçıp gitmeye çalışma da... başka bir şey demiyorum sana." Semih adamın yandan gülüşüyle erirken alt dudağını emdi ve cevap verdi adama.

"Sizden asla kaçmam ben..." koyulaşan mavi gözleri adamı yutkundururken elini hafifçe okşadı yine.

"Siz bana bu kadar iyi ve nazik davranırken kaçarsam nankörlük etmiş olurum. Değil mi ağam?" Parmak uçları alev alıyordu adama dokunduğu noktalardan, Baran hızlanan nefesine lanet etti.

Lise çağında bir ergen miydi de, ufak bir dokunuşla nefesi kesiliyordu. Daha kaç hafta önce 'Melih' diye yanmıyormuydu kalbi?

Gerçi artık eskisi kadar acıtmıyordu, en azından aşkı bulmuştu oğlan. Mustafa ağa da mert adamdı, oğlanı gözünden sakınıyordu. Bebekleri de olmuştu, mutluydu ilk aşkı...

Ayağa kalktı hızla, oğlanı yanlış anlıyordu kesin. Genç sadece ona minnet duyuyordu ona göre, kendine hakim olup bir ağaya yakışır şekilde davranmalıydı. Oğlana üstten bir bakış atıp kapıya yöneldi.

"İyi istirahatler Semih." Kapıyı çekip çıktı ve odasına ilerledi, sanırım serin bir duş alsa iyi olurdu.

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin