FİNAL

3.8K 420 64
                                    

Semih ve Baran doktor kontrolünden çıkmış, oğlanın kocaman karnının el verdiği hızda çarşıda geziyorlardı. Baran ağa koluna sıkaca tutan elin varlığı yüzünden bile tebessüm eder haldeydi, gözleri karşıdan gelenlere takıldı.

"Aaaa, iyi günler. Eşiniz galiba, memnun oldum." Melih elini uzatıp Semih ile tokalaşırken diğer eli kendi karnındaydı, yine gebeydi.

"Evet eşim, siz nasılsınız Mustafa ağa?" Eşine gülümseyerek bakan Mustafa Baran ağaya bakıp gülümsedi, iki yıldır aralarındaki tüm geçmişi silip ortak iş yapmaya başlamışlardı.

"Sağolun Baran bey, bir miniğin daha babası olacağım için heyecanlıyım. Sizin ne kadar kaldı?" Semih karnını okşayıp gülümserken Baran cevapladı.

"Bir aydan az, sizin?" Mustafa sevdiğinin terleyen alnını sildi, teni kıpkırmızı olmuştu terleyip durmaktan.

"Haftaya nasipse, bu seferki hünsa. İlki kızdı biliyorsun..." Semih dudaklarını ısırıp ağasına baktı, onun gibiydi yani bebekleri.

"Bilmez miyiz ağam, bağda bahçede sesini duymayan yok." Herkes gülmüştü sözlerine.

Doğruydu, çocuk bağdan çıktığı gibi çığlık çığlığa kalıyordu. Herkesin kucağına gidip kendini bağa taşıtıyordu hanım efendi, konağın neşesi olmuştu. Ama bu bağ aşkı nereden geliyordu kimse bilmiyordu, küçük hanım herkesin dilindeydi.

Semih gülerek konuşunca herkes ona baktı bu sefer, oğlanın neşesi bulaşıcı gibiydi. Hatta az önce yorgunluktan nazlanan Melih bile kocaman gülümsüyordu.

"Bizim de kızımız olacak, inşallah arkadaş olurlar sizinkiyle. Yaşları da yakın sayılır, değil mi Baran?" Baran kafa salladı sadece.

"İki yaşına girdi bizim kız, çok olmayacak araları. Umarım bahtları güzel olur." Mustafa'nın sözleriyle herkes dua etti sessizce.

Alaz'ın aynı kendisi gibi bir oğlu olmuştu ve yürümeye başladığı andan itibaren herkes Yazgı'nın peşindeydi. Çocuk kendini zorla sevdiriyordu resmen, Melih'in kızıyla da çok iyi oynuyordu afacan.

Beklenmedik bir olay da Melih'in en büyük abisinin birisinin oğlanı olmak için kaçırılmasıydı, tüm aile şok olmuştu ama şükür ki abisi mutluydu. En başta en çok karşı çıkan kişiyken, şimdi kendisi de kucak oğlanı olmuştu.

Hala maço kişiliğinden ödün vermiyordu, ama Melih onun gizlice dantelli çamaşırlar giydiğini görmüştü. Satın aldıkları mağazada da karşılaşmış ve oldukça utandıkları bir alışveriş yapmışlardı.

En sonunda yolları ayrılan iki çift kendi konaklarına doğru yola çıktılar, Semih aslında biliyordu ağasının eskiden bu oğlana vurgun olduğunu.

Nasıl bilmezdi ki... tüm köy biliyordu sonuçta. Oğlan ilk başta üzülsede ağası onu öyle mutlu ediyordu ki her hareketi ile ona güveniyordu.

"Semih... güzelim... lavaboya girmek ister misin? Biliyorsun yolumuz uzun.." Baran oğlanın dalgınlığını bozmak için söylemişti bunu, ama gebeyken her yerde tuvalet arar olmuşlardı.

"Ayyy, ağam doğru söylüyorsun. Ben gideyim bir, bak bana şu büyük içecekten al yine tamam mı? Ben hemen geliyorum." O sakince adamı öpüp lavaboya giderken oğlanın istediğini almıştı Baran.

Semih lavabodan geldiğinde ayaklandılar hemen, konağın yoluna düştüler. Arabada bile adamın gözleri sık sık oğlana dönüyordu, onun can içi olmuştu uzun zamandır.

"Bu içecekten daha fazla neyi seviyorum biliyor musun ağam?" Adam oğlanın sözleriyle kafasını iki yana sallayıp elini dudaklarına çekti.

"Seni tabi ki.... nasıl bilemezsin... cık cık cık..." Semih kıkırdarken Baran sesli gülüşünü bastıramamıştı.

"Bak kızım... baba bizi sevmiyormuş..." Baran bir kez daha gülüp arabayı kenara çekti, Semih ona muzip bir ifadeyle bakıyordu.

"Ağan göstersin sana ne kadar sevdiğini o zaman, sen unutmuşsun belli ki." Oğlan gülerek kafasını salladı ve ikisi üç yıldır olduğu gibi birbirlerinin teninde kayboldular.

Onlar için zaman yada mekan fark etmiyordu, gözlerden uzaklaşıp birbirlerinde kayboluyorlardı. Sırf birbirlerine daha çok doymak için bu zamana ertelemişlerdi bebek yapmayı.

Kızları olduğu için mutlulardı ama yine de birbirlerine doyamamış hissediyorlardı, belki de hiç doyamayacaklardı.

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin