Kucak Oğlanı

Yalvarırım-Ahmet ve Yaman

Ahmet yeni yeni normal yürüyordu, iki haftadır adamı üstünden atamıyordu. Hoş, atmayı istemiyordu da...

Her gece içinde uyuyordu ve Ahmet itiraf edemese de buna bayılıyordu. Bu gece ise onu altına alan o olacaktı, hevesle duşunu aldı ve hazırlandı. Siyahlarını çekmişti yine, adamın bakışlarını bile üstünde istiyordu.

Gülümseyerek çalışma odasına girdi, Yaman o odaya girdiği gibi gözlerini ona dikti. Kararan gözlerle yutkundu Ahmet, bu bakışları anlamıştı artık. Adam doyumsuzdu ona karşı ve buna bayılıyordu.

"Gel güzelim." Yaman koltuğunu geri itip kucağını açtı, Ahmet gülerek yan bir şekilde oturdu kucağa.

"Çok mu işin?" Boynuna sokulup kokusunu içine çekti, adam anında yutkunmuştu.

"Az kaldı, biter bir kaç dakikaya. Yeni bir konak yapılıyor. Kardeşim gelecekmiş eşiyle, köylerinde bunalmış ikiside. Orada kalırız bitince, ne dersin güzel gözlüm?" Ahmet sokulduğu boynu öpüp hafifçe emdi, Yaman dişlerini sıkmıştı.

"Hmm, olur. Seninle olduktan sonra... fark etmez nerede olduğum." Bir anda sırtı masaya serildi, yüksek sesli bir haykırış patlattı.

"Lan, ödümü koparttın deli herif. Adam gibi yatırsana..." hırçın güzeline bakıp sırıttı Yaman, kemerini yavaşça çözmeye başladı.

"Adam gibi yatırıp oğlan gibi inleteyim mi seni? Tarladan bile duysunlar mı sesini? Ben deli herifin tekiyim ya, seni de delirteyim mi?" Yaman konuştukça oğlanın nefesi kesiliyordu.

Yüz üstü çevirip pantolonunu aşağı sıyırdı hızla, yüzü masada, gözü kapıda yatıyordu Ahmet. Nefesi o kadar sıktı ki, başı dönüyordu hafifçe.

Yaman eğilip kalçasını öptü dantelin üstünden, siyah dantelden bir baksır vardı oğlanın altında. Dilini arada gezdirip tırnağıyla yırttı dantelin deliğe gelen kısmını, o aralıktan dilini yolladı.

"Sen böyle hepsini yırtarsan ne giyeceğim ben...." Yaman sırıtıp daha derinini yaladı deliğin, oğlan inlemeye başlamıştı.

"Bir daha alırsın, böyle birer tane falan değil... düzinelerce al hemde. Bir giydiğini bir daha giymesen bile olur, alırım yine ben." Ahmet güldü, içine dalan sertlikle gülüşü yüzünde donup kaldı.

"Sana öyle aşığım ki, tenine, kokuna, gülüşüne, tadına..." Yaman oğlanın kulağına doğru fısıldarken tenindeki ürpermeyi fark etti ve kulağını yavaşça yalayıp emdi.

Bu hareket oğlanın sonu olmuştu, masanın altına doğru akıttı sıvılarını. Yaman geri çekilip hala ucundan damlayan sıvıları yalarken istemsizce yine sertleşti, gözleri kayıyordu zevkten. Adamı ensesinden tutup bir anda yerlerini değiştirdi, Yaman bu kuvvet karşısında sırıtmıştı.

Ahmet eline tükürüp adamın bacağını kaldırdı ve elindeki sıvıyı deliğine yaydı. Onun nazik hareketlerinin aksine oldukça sertti ve Yaman bunu sevmişti. İçine kayan iki parmakla sırıttı, sadistçe gülümsüyordu.

Oğlan onu sertçe parmaklayıp gevşetti ve yavaşça ama durmadan içine kaydı. O dolulukla geriye yasladı adam, koskoca ağa alttaydı ama mutluydu. Gülüp oğlanı izlemeye başladı, Ahmet ilk kez hissettiği sıcak sıkılıkla dişlerini sıkmıştı.

Adamın içinde hareket ederken tamamen içgüdüsel davranıyordu. Hazla yoğrulmuş hareketleri oldukça hızlıydı, kendini hızla içine çarpıyor ve Yaman inledikçe de hızlanıyordu.

Elini iri sertliğe atıp okşarken Yaman fısıldayarak konuştu, Ahmet'in iplerini çözen bu olmuştu. Dağılmış ifadesi ve arzuyla koyulaşmış fısıltısı...

"Yalvarırım... içime gel..." Ahmet onu daha hızlı çekerek kendisini ve onu sona taşıdı. Kendini adamın üstüne attığında kalp atışları birbirinin göğsünü dövüyordu.

"İçimde uyumak istemeni anlıyorum artık, için sıcacık." Bu sözlerle yüksek sesle gülen adamın gülüşü onu da güldürmüştü.

Boynuna gömülüp derin derin öptü adamı, huzuru olan adamın onu kaçırışı aklına geldiğinde gülmesini tutamadı.

"Ne oldu, ne geldi aklına?" Yaman gülerek konuşunca yine güldü oğlan.

"Beni kaçırırken bu hale geleceğimizi düşünmediğine eminim, o geldi birden aklıma." Daha çok güldüğünde Yaman kollarını sırtına sarıp sarıldı.

"Herşeye razıydım aslında, kabulümdün..."