Başka Oğlan-Yaman ve Ahmet

1.8K 264 24
                                    

Sabah Ahmet uyandığında yalnızdı, genelde Yaman ondan önce uyanıp onu izlerdi. Bugün ne olmuştu da erkenden kalkıp gitmişti acaba...

Giyinip siyahlarını çekti üstüne, Yaman onu böyle giyinmiş görünce uzun uzun izliyordu ve iyiden iyiye hoşuna gidiyordu bu durum. Merdivenlere yöneldi, aşağıya baktığında onu narin bir kucak oğlanıyla konuşurken gördü. Bu yüzden mi kalkmıştı koynundan, onun koynundan kalkıp bu oğlanın yanına mı gelmişti yani... sinir oldu bu duruma, zaten karnı açtı....

Yaman gence bakıp birşeyler söyledi, utangaç bir gülümsemeyle başını salladı genç. Yavaşça merdivenleri inip ağasının yanına yürüdü, adamın onu iyice süzmesi hoşuna gitmişti.

"Günaydın ağam.... günaydın..." istemsizce soğuk konuşmuştu gençle.

"Günaydın ağam..." gencin sözleriyle Yaman'ın dudakları kıvrıldı, hoşuna gitmişti sevdiğine ağa denmesi.

"Sezgi hamile de..." Ahmet'i görünce konuşma yetisini kaybedecek hale gelen Yaman sadece bunları söyleyebilmişti.

Olayı tamamen yanlış anlayan Ahmet kucak oğlanına baktı, ellerini karnına koymuş sakince gülümsüyordu. İçinde bir yer yandı, kırıldı, paramparça oldu.

"Hayırlı olsun.... çocuğunuz..." tutuk konuşmasıyla Yaman ayağa kalkıp kolunu tuttu.

"Eşin birazdan gelecek, yeni çalışma yerini gösterir sana. Sen de kendine dikkat et Sezgi..." Ahmet'i kolundan tutup bu kattaki çalışma odasına ilerletti. Kapıyı açtığı gibi oğlanı içeri itti, Ahmet olayı yanlış anladığını fark ettiği için hem rahatlamış hem de utanmıştı.

"Lan sen beni ne sanıyorsun... sana olan sevdamla yanarken başkasını mı alacağım koynuma? Hadi öyle bir salaklık yaptım, birde çocuk peydahladım diyelim.... tam sana kavuşmuşken gözüne mi sokacağım..." Yaman'ın sinirle ettiği laflar nabzını hızlandırmıştı Ahmet'in, utanç yerini uyarılmaya bırakmıştı. Adamın kollarına koyduğu ellerini omuzlarına kadar çıkarttı, Yaman bu hareketle donup kalmıştı.

"Lan kıskandım işte, her sabah koynuma sokulmuş halde uyanmaya alıştım. Yoktun yanımda, oğlanı da görünce kurdum kafamda... kızma, kırılma da. Kıskandım işte..." Yaman doğru mu duyuyordu....

Ahmet omuzlarını okşayıp ona daha da sokulunca sertliğini hissetti, bacağına dokunan sertlik gerçek miydi?

Yutkunup oğlanın gözlerine baktı, ona bariz bir ilgiyle bakıyordu. Uzanıp yanağını öptü Ahmet adamın, donup kalmış gibiydi. Sonra gözlerine bakıp dudaklarına yaklaştı, Yaman kendisine uzanan dudakları yarı yolda karşıladı.

Bu bir rüyaysa uyanmamalıydı, ama dudaklarındaki tat rüya olamayacak kadar gerçekti. Oğlanı itip kapıya yasladı ve daha derin öptü, Ahmet boğazdan bir sesle inledi. Yaman onun bu kabullenişini kullanmalıydı, elini pantolonuna atıp kemerini ve fermuarını açtı.

Dizlerine kadar indirmişti hepsini, elini sertliğine atıp okşadığında oğlan öyle bir inlemişti ki yan odayı temizleyen oğlanlar bile duyup kıkırdamışlardı. Yaman ona açtı ve daha fazlasını istiyordu, önüne eğilip kasıklarına sokuldu. Kokusunu içine çekti, oğlanın her yeri ayrı güzel kokuyordu.

Dilini sertliğinde gezdirince sımsıkı yumduğu gözlerini açtı Ahmet, ağası onun önünde dizlerinin üstündeydi. Ona oldukça koyu gözlerle bakıp sertliğini ıslak ıslak yaladı ve yavaşça ağzına aldı. Oğlan bu zevkle kendini asla tutamazdı, sesi o kadar yüksekti ki... duymayan kalmamış olmalıydı.

Yaman sevdiğinin tadını ağzında hissettikçe mest oluyordu, sonunda tadına bakabilmiş olması bir mucizeydi. Ona kendi ayaklarıyla ve kendi isteğiyle gelmişti, bir kez daha boğazına kadar aldı sertliğini.

Ahmet sona çok yakındı, dizleri titriyordu yoğun zevkten. Tam o anda deliğine uzanan parmağı hissetti, tüm zevk bedeninden çığlıklarla koparken parmak sadece onu okşuyordu.

Yaman'ın deliğini okşadığı parmağı kararan gözlerle emmesi onu mahvetmişti. Tam o an anladı Ahmet, onun kucak oğlanı olduğunu ve bundan deli gibi hoşlandığını.... artık inkar etmeyecek ve onu kalbine de, yatağına da kabul edecekti....

Kucak OğlanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin