Ahmet bu adama alışmayı geçmişti artık, onu arzuluyor ve seviyordu da...
Burnunu göğsüne gömüp kokusunu içine çekti, Yaman avcunu kalçasına dayamış okşuyordu. Kendi sertliğinden sızan sıvılar adamın sertleşmeye başlayan aletine sızıp delirtiyordu onu.
"Islak, güzel oğlanım..." Ahmet'in çenesini tutup dudaklarına uzandı.
"Esmer güzeli ağammm...." Ahmet'in söyledikleriyle yutkundu, dudakların tadına bakmak için deliriyordu yine.
Hızlanan kalp atışlarıyla oğlanının teninin tadına baktı yine, dudakları tatlı bir zehirdi sanki. Hem içini yakıyor, hem de tadıyla mest ediyordu.
"Yaman, hadi... bekleyemiyorum..." derin bir nefesle aşağılara indi öperek, oğlanın deliğini görmek için bacaklarını ileri itti. Alt dudağını öyle bir ısırdı ki, ağzına kan tadı geldi.
"Bunun da tadına bakmak gerek ama güzelim, biraz daha sabret... ağan için sık dişini..." Ahmet sadece kafa sallayıp dizlerinin altından tuttuğu bacaklarını kendine çekti. Yaman bu görüntüyle demir gibi sertleşti, eğilip oğlanın deliğine bir öpücük bıraktı.
"Ağammm..." oğlanın sessiz yakarışıyla delirdi ve kontrolü elden bıraktı.
Deli gibi saldırdığı delik şimdiden açılıp kapanıyordu, dilini içine itiyor ve tadından deliriyordu. Gevşeyen deliğe iki parmağını itiverdi, Ahmet sessiz bir çığlık patlattı inlemeyle karışık.
"Biraz gevşeteyim, sonra içine dalıp bütün gece çıkmayacağım. Yalvarsan da, yeter diye ağlasan da içinde kalacağım. Senin hasretinden deliren şu kalbimi yatıştırana kadar sana doyacağım." Ahmet duyduğu arsız sözlerle iyice yükselmişti, adamı kocaman gözlerle izliyordu.
"İçime girmezsen ben seni sikeceğim, yeter artık. Gir amına koyayım, neyi bekliyorsun. Delirdim burada Yaman, yalvartacak mısın sik diye..." adam sesli sesli gülüp yandaki jele uzandı.
"Yalvarmana gerek kalmayacak, çünkü bu geceden sonra beni üstünden atamayacaksın." Ahmet güldü bu laflara.
"Altımda da aynı şeyleri söylersin artık, ben tadına bakarken seni yalvartmam böyle. Tadı damağında kalır, kendin soyunursun benim için." Yaman duyduklarıyla yutkundu ve kendini oğlanın içine itti, Ahmet resmen tısladı ama bacağını beline uzatıp kendine çekti onu.
"Olur güzelim, sen ne dersen o olur. İçime de gir, üstüme de çık. Kucağımda da zıpla, seninle olduktan sonra bana fark etmez." Dibine kadar girdiği delikte bir süre nefeslendi, dolu gözlerle gözlerinin içine bakan oğlanı derin derin öptü.
"Hareket et, hadi ağam." Boynuna sokulup hareket etmeye başladı Yaman.
"Yaman.... ben...ahhh" inlemeyle kesilen cümleyle gülümsedi.
"Sennn?" Merakla oğlanın yüzüne bakarken bir yandan da hızla girip çıkıyordu ve oğlanı daha yüksek sesle inletiyordu.
"Ben... seni...ahhh... seni seviyorum." Yaman öylece kalmıştı, Ahmet adamın donup kalmış haliyle panikledi.
"Ağam, lan, lan Yaman... konuşsana... ahhh, yok konuşma. Hareket et amîna koyayım, donup kalınacak zaman mı lan?" Ayağıyla kalçasını kendine çekip biraz sertçe sıktı adamı bacaklarıyla.
"Yaman, hadi yavrum. Kendine gel, bak devireceğim seni şimdi." Ellerini yanaklarına atıp kendine çekip öptü Ahmet.
"Beni seviyorsun?" Yaman sessizce fısıldayınca kafasını sallayıp onayladı, adam öyle bir gülümsedi ki... Ahmet zaten aşık olmasaydı bu gülümsemeyi görünce vurulurdu ona.
"Seviyorum, ama hadi. Kıvranıyorum ulan sen diye, devam et artık." Yaman gülerek oğlanı kucağına çekti, odanın duvarına kadar götürüp sırtını duvara dayadı.
"Elimden çekeceğin var güzelim, deli ağanın deliliği seninle katlanıyor. Sabahlara kadar, gün ışıyana kadar benimsin." Kafasını sallayan Ahmet geniş omuzlara sıkıca sarılıp boynuna sokuldu, adamın kulağını emmeden önce tek kelime fısıldadı.
"Seninim...."
Gerçekten de sabah olup gün ışıyana kadar birlikte oldular, hatta Ahmet bir ara gerçekten durması için yalvarmıştı adama. Kucakta, yatakta, küvette, odadaki yumuşacık halının üstünde saatlerce sevişmişlerdi.
Bir süre sonra Yaman oğlanını göğsüne alıp pikeyle sardı ve balkondaki büyük koltuğa oturdu. Günün ilk ışıkları oğlanın tenini aydınlatırken bir tek onu görüyordu gözleri, her bir kirpiğini ezberledi. Her kaş tanesini aklına kazıdı ve alnının her milimini öptü doyasıya.
Ömrünün her sabahına bu oğlanla uyanacağını bilerek balkondaki koltukta gözlerini kapattı. Oğlanın teninin hissi ve kokusuyla, kısa ama doyurucu bir uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kucak Oğlanı
RandomKadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu olaya gönüllü olmuştu, balbaş olduğunu bilmeden.... Balbaş.... doğurgan olan erkeklerdi ve nadir bulunu...