GİRİŞ: KAFESTEKİ GÜL

197 21 66
                                    

!!!+18 SAHNE YOKTUR ANCAK KÜFÜR, HAKARET VE KANLI SAHNELER BULUNMAKTADIR!!!

krpapatyassi 'nin kaleminden AHŞENA sizlerle🤍.

07.02.24 Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsinizz.
(Not: Tarih kurguyu yazmaya başladığım tarihtir.)

Üzerindeki uzun, mavi, tül elbisesi ile ne kadar güzelse ellerindeki kan lekeleriyle bir o kadar korkutucu duruyordu.

Ellerini hızlı hızlı yıkarken bile gözlerinden akan yaşlar, söylediği cümleler, kalbindeki ağıtlar can yakan türdendi.

"Özür dilerim." Dedi ve nefesini verip devam etti. "Özür dilerim. Kendimden, ablamdan, ailemden, herkesten, beni bilen, beni tanıyan tüm insanlardan." Kendi kendine söylediklerini duyan kimse yoktu. O sessizliğin içindeki ufacık bir ses dalgası haline gelmişti.

Onu kimse duyamazdı ama o kendi çığlıklarında boğuluyordu.

__________•°•°•°•__________

Hayatın her günü, her alanı, her yeri, her zamanı bir sınav içerisindeydik. Bilmiyorum belki de benim sınavım da buydu.

Hiç bilmediğim bir memleketin, hiç bilmediğim insanların, hiç bilmediğim ortamların içerisine düşmüştüm.

Belki o gün o eve görmeseydim her şey farklı olabilirdi. Hatta bu böyle olacaktı, kesindi ama kaderi değiştirmek imkansızdı.

Ben Gülşah Mina Dinçer babasının hatalarına kurban giden o kızdım. Karadeniz'in derin sularında boğulan, hırçınlığında kaybolan yalnızca hayallerinin peşinden giden o kızdım.

Kendime bir yandan ağlıyordum, bir yandan acıyordum, bir yandan da benliğimden utanıyordum.

Işıkların kapandığı bir odada siyah bir boncuk arıyormuş gibi hissediyordum kendimi. Ailem yoktu, karanlıktaydım ve o karanlıktan çıkmam gerekiyordu. Neden mi? Çünkü ben karanlıktan çok korkardım.

Normal şartlarda olsam insanların ne diyeceğini düşünmek şu an için, şu durum için belki de en son şeylerden biriydi ama burası öylesine bir yer değildi.

Karadeniz derlerdi buraya. Öyle bir yere sığınmıştım ki haberim bile olmadan kendime hem merhem hem de yara bulmuştum. Öyle bir yere sığınmıştım ki burası hem sıcacık bir yuva hem de bir sığınak gibiydi.

İstemiyordum. Gelmek, gitmek, yaşamak. Buraya ilk geldiğim günden beri hissediyordum aslında. Kendimi Karadeniz'e sevdirmem gerekiyordu, sevdirmem gerekiyordu ki o hırçın dalgaları bana zarar vermesin.

İçimdeki bencilliği dizginlemek bu kadar zor olmaması gerekiyordu. Bana merhem olmuş bir aileye karşı yine de bencil olmamam gerekiyordu ama babam bana her fırsatta masalların gerçek olmadığını söylerdi. Asıl masal gerçeklerdi.

AHŞENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin