19-) BEKLENMEDİK OLAY

130 8 0
                                    

19. BÖLÜM: Beklenmedik Olay

Senin sevdan öylesine değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Senin sevdan öylesine değil. Senin sevdan çölde susuzluktan kavrulana su vermek, soğuktan donanı ısıtmak gibi. Senin sevdan yaşatmak demek Mavi. Ölüm sana nasıl yakışsın?

Gözlerimin önüne gelen her bir olay benim geçmişimden birer parçaydı. Sanki hayatımı parçalara ayırmışlardı ve bana her bir parçasını özenle hafızama kazanıyor gibiydi. Elimde avucumda hiçbir şey kalmamış gibi hissediyordum. Sanki elimde tuttuğum tek bir gül yaprağı bile kalmamıştı. Bir yandan yüküm azaldı diye mutlu oluyordum ancak bir yandan da ayakta durmak için kendime bir bahane bulamıyordum.

Kendime gösterdiğim sayılardan biriydi heralde o kulübeden kaçmak. Bilmiyorum. Belki de orada kalıp ölümümü beklemek daha doğru olurdu çünkü ben burada yalnız hissediyordum kendimi. Onca insanın arasında yine yalnız hissediyordum. Ailemden daha aile insanlar ile aynı çatı altındaydım ama yine de onları özlüyordum.

Bela seni çekmiyor Gülşah. Sen belayı kendine aşık etmişsin.

Eğer önümde hiçbir engel olmasaydı bile buradan gidebilir miydim bilmiyordum. Gözlerimi kapatmış bir şekilde yatakta öylece uzanıyorum ancak bir türlü uykum gelmiyordu. Sabah gördüğüm o kabustan sonra uyuma isteğim sıfıra inmişti.

Masmavi bir odanın içerisinde maviden nefret ederek kalıyordum. Aslında mavi bu ev için güzeldi çünkü Deniz'in oğlu için ne ifade ettiğini biliyordum. Onun için güzellikleri sırtlanmıştı benim içinse acıyı peşine takmıştı.

Gözlerimi açtığımda ne yapacağımı bilmez bir halde tavan ile bakışıyordum. Aklıma gelen onlarca olayın yanında ağlamak istemiyordum. Geçmişimin yüzüme çarpılmasından nefret ediyordum ancak yapabilecek bir şeyde bulamıyordum.

Kapının tıklatılması ile irkilmiştim. "Gülşah uyudun mi?" Feride olduğunu anladığım zaman derin bir nefes almıştım. Korkuyordum. Sadece bir düğünden sonra başıma bunca şey gelmişti. Korkmakta bence gayette haklıydım ancak bu evde korkmalı mıydım işte orasını bilemiyordum.

"Evet yani hayır. Gelebilirsin bu arada." Kapının açılması ile lila geceliği ve dağınık ev topuzu ile Feride'yi görmüştüm. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır ya bir şey olmadı. Uyku tutmayınca belki biraz konuşuruz diye düşündüm. Hem istersen mutfağa gidip bir şeyler hazırlayabiliriz." Gülümseyerek başımı olumlu anlamda sallayarak cevap verdiğimde kocaman gülümsemiş ve başı ile 'hadi' işareti yapmıştı.

Yataktan kalktığım gibi aşağıya inmiştik. Merdivenlerden gelen tıkırtı sesi ile kimseyi rahatsız etmemek adına yavaş yavaş inmeyi tercih etmiştik. Mutfağa geldiğimiz anda Feride ışığı açmıştı. Buralar hala daha sıcacıktı.

"Anam evi hep sıcak tutar. Yaz kiş fark etmez. Hep sicacuktur." Feride'nin kısa açıklaması ile istemsizce aklıma kendi annemi getirmiştim. Hiçbir şekilde Gülsüm Hanım ile ortak yanları yoktu. Eğer benim anne dediğim kadın gerçekten anne ise Gülsüm Hanım bu durumda ne oluyordu? "Sen geç. Kahve içersin demi?" Başım ile onu onaylarken masaya geçmek yerine gördüğüm su ısıtıcısını doldurmaya başlamıştım. Tezgahın bir köşesinde durduğundan bulmak için çaba sarf etmeme gerek kalmamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AHŞENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin