(Karadeniz Kurgusu)
"Sen nesin böyle ya?" Bakışları yeniden değiştiğinde bu sefer kırık değilde daha çok hayran bir gülümseme belirmişti dudaklarında. Sanki bir sürü şey söylemek istiyordu fakat söyleyemiyor gibiydi.
"Neyim?"
Sustu. Hiçbir şey söyl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kimi zaman gelir insan yanlışa düşer. Kimi zaman gelir doğruyu yanlış sanar. Bazense öyle zamanlar olurduki pusula bile kuzeyden şaşardı.Benim pusulam ise kuzeyi değil seni gösteriyor Mavi Gül.
Her doğrunun peşinden gelen yanlışlar olurdu. Bazen o yanlışlar o doğruları görmezden gelmemize neden olurken bazen de yanlışlarımız sayesinde doğru sandıklarımızın en büyük hatamız olduğunu anlayabiliyorduk.
Benimse yanlışlarım doğrularımı da kendisi ile beraber hiç etmişti. Ne bir şeyler anlayabiliyordum ne de olan biteni kavrayabiliyordum. Elim avucum bomboş bir şekilde olduğum yere dikilmiştim. Ayaklarım yere çivilenmiş gitmeme izin vermiyordu.
Hayallerindeki doğrularım gerçeklerimdeki yanlışlarımla aynı yoldaydı. Bilinmezlikler hep bir yandan karşıma çıkıyordu. Dört bir yanımı sarmışlarken ben aralarında sıkışıp kalıyordum.
Feride ile beraber arabaya binmiştik. Ben arkaya geçerken o öne geçmişti. Aklımda sürekli onun söyledikleri dolaşıyordu. Sözlerinin beni bu kadar etkilemesi normal miydi? Nereye gittiğini söylememesi zaten içimde bir merak oluşturmuştu ki telefon sesi sessiz arabanın içini doldurmuştu.
Feride telefonunu çıkarttığında hiç beklemeden açmış ve kulağına götürmüştü. "Abi? Neredesin sen? Beni çağ-" derken bir süre onu dinlemiş ardından ise telefonu bana uzatmıştı. "Paşam seni istiyor." Kaşlarımı anlamadığımı belirtecek bir şekilde çattığımda kısa bir açıklama yapmıştı. "Seni istiyor."
Alsana telefonu Gülşah.
Elindeki telefonu aldığımda titreyen ellerimle kulağıma götürmüştüm. Neden titrediğimi bile bilmezken sesimin de titremesinden korkmuştum. "E-efendim?" Tam da tahmin ettiğim gibi olmuştu. Sesim de titremişti. Korkmuştum ancak bu korkum onu sesini duymam ile hafiflemiş gibiydi.
"Mavi? Sesin niye titriyor?" Anlamıştı. Zaten anlaşılmayacak gibi değildi ki. Beni benden daha iyi anlıyor daha iyi tanıyordu bunu mu anlayamayacaktı! Sanki yeni tanışmamıştık da senelerdir tanışıyormuşuz gibiydik. Bu benim için öyle mi bilmiyorum ancak onun için böyleydi. Sanki daha öncesinden başlamıştık konuşmaya.
"Boş ver sesimi." Kısa bir süre sustuğumda hemen kendi sözlerine başlamıştı.
"Seninle ilgili hiçbir şeyi boş vermeyeceğimi sana söylemiştim Mavi. Şimdi söyle neden titredi sesin?" Beni bu kadar düşünmesi bana kendimi farklı hissettiriyordu. Ömrüm boyunca kimseden bu sözleri duymamış, kimseden bu davranışları görmemiştim. İlklerimi bana o yaşatıyordu.
"Şey..." Devam edemedim. Sustum. Ne diyecektim ki?
Adam sana neler diyor Gülşah! Senin için endişelendim demek bu kadar zor olmasa gerek!