🎶Marsis- Sevduğum🎶
__________
5. BÖLÜM: Kalbimin Neşesi
Kalbim sensin Mavi. Bir başkası değil. Aldığım nefesin bile sebebi senken senden başkası nasıl bana gelebilir ki?
Gülşah Mina Dinçer'den
İnsan hep yorulurdu ancak onu dinlendiren, ferahlatan insanlar olmayınca o yorgunluk üzerine mıhlanıp kalırdı. Yardım etmem gereken bir ailem vardı. Orada belki de şu an ölen onlarca insan vardı ama lanet olsun ki elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Bazen hani denir ya bitti diye. İşte tam da kendimi bu durumda hissediyordum. Ne eksik ne de fazla. Gözlerimi yarım yamalak açabiliyordum. Korku tüm bedenimi sarmışken bile olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordum.
Koşa koşa fazlasıyla yorulmuştum. En sonunda düştüğüm yerden geri kalkamadığımı fark ettiğimde yanımdaki ağaca yaslanmıştım. Gözlerimi kapattığımda bile dudaklarımdan dökülen nidalar çocukluğumdan kalan parçalardı.
"Benim annem, güzel annem
Beni al kollarına
Kucağında okşa beni
Ninniler söyle bana"Belki kulağa saçma gelebilirdi ama beni ancak anne hasreti çeken biri anlayabilirdi. Yanında olmasına bunca zaman kalbine dokunamamış birisi bana hak verebilirdi. Yanıma gelse bile yaralarımı sarmaktansa onları daha çok deşerdi. Bunu biliyordum ama yine de içimdeki çocuğa laf dinletemiyordum.
"Bugün hâlâ kulağımda
Çınlıyor tatlı sesin
Benim annem, kalbimin sen
En büyük neşesisin"Kanlı ellerime göz gezdirdim o sırada. Yüzümde alaylı bir tebessüm belirmişti kendi kendime konuşmaya başlamıştım. "Kalbimin neşesi." Dedim ve yeniden güldüm. "Kalbim neşeyi hak ediyor mu ki?" Kendi kendime cevabını vermiştim.
Benim kalbim neşe hak ediyor muydu? Yoksa ben gerçekten hak ettiğimi mi yaşıyordum? Her türlü acı çeken ben oluyordum. Her türlü canı yanan bendim ve her türlü gözyaşı döken ben oluyordum. Ben güçlü birisi olmak istiyordum ama elimdeki gücü öyle bir hızla alıyorlardı ki bir anda dizlerimin üzerine düşüyordum.
Kendimi fazlasıyla yorgun, bitkin ve güçsüz hissediyordum. Gözlerim kapalıydı. Kendimi uykunun kollarına bırakmak istiyordum ama kaderime başımı eğemezdi bu bunca zaman yaptığım tüm her şeyi silmek anlamına gelirdi. Ve ben buna bunca zaman izin vermezken Karadeniz'e sığınmışken izin veremezdim.
Ninniye devam etmedim daha doğrusu edemedim. Her sözümde canım daha da yanmaya başlamıştı. Bunu kendime çok görmüştüm. Kalbimi fazla kirli hissediyordum ama bildiğim ancak kabul etmediğim bir şey vardı. Ben daha kirli kalp görmemiştim. Kaderim bunu bana gösterecekti. Bunu en içten hislerimle doğruluyordum.
Gözlerimi açtığımda gözlerimi gezdirdim etrafta, ardından yanımdaki çiçekler dikkatimi çekmişti. Papatya hem de bir sürü papatya vardı. Bu hava da bunlar burada nasıl yaşıyordu ki? Acı bir şekilde gülümsedim onlara karşı.
"Sizin burada ne işiniz var? Yanlış zamanda doğru yerdesiniz güzellerim." Benim çiçek sevgimi duymayan, bilmeyen kalmamıştı. İzmir'deki seramı görmeyen yoktu. "Sizinle burada ölmek isterdim aslında. Sizinde zamanınız dolmuş benimde. Uykum var aslında beraber uyuyalım mı?" Onlara sorduğum soruyu kendi kendime cevaplamıştım.
Her ne kadar bunu istesem de olmazdı, başımı iki yana salladım. "Sizinle bir şeyler konuşalım mı? Hem belki uykum da gider." Yeniden gülümsedim ve sözlerime devam ettim. "Ben çok yoruldum. Şu bir akşamda yaşadıklarım asla unutabileceğim cinsten değil." Gözlerimden birer birer yaşlar akmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHŞENA
Aktuelle Literatur(Karadeniz Kurgusu) Derinlerde hissedilen acı üzeri örtülen olurdu, karşılanmak istenmeyen hep geriye atılandı. !!!+18 SAHNE YOKTUR ANCAK KÜFÜR, HAKARET VE KANLI SAHNELER BULUNMAKTADIR!!!