RÜZGARIN PEŞİNDE
11.bölüm
Rüzgar telefonu kapatınca göz göze geldik.
"Ne oluyor Rüzgar ?!" dediğimde kötü bir haber aldığının farkındaydım.
"O...Babam" dedi istemsizce "Hastaneye kaldırmışlar ." dedi donuk bir
ifadeyle."Hadi Rüzgar hemen çıkalım" Elinden tutup çekiştirdiğimde bir iki adım ilerleyip durdu .
"Yapamam..." dediğinde gözlerini kaçırdı.Onu anlıyordum. Kolay değildi tabi.Ancak bazı şeyler geç değilken hall olmalıydı.Ve ben bundan sonra Rüzgarın yapamadıkları için pişman olmasını istemiyordum.
"Rüzgar " deyip iki elini de tuttum.
"Bak Rüzgar.Biliyorum hiç kolay değil ,ancak o senin baban.Ve senin onunla konuşman gerek.İlerde pişman olmaman için adım atmalısın arkadaşım"
dediğimde Rüzgar bana baktı öğlece . Sessiz sakin kalmaya çalışsa da içinde kopan fırtınaların farkındaydım.
"Tamam...Ama bu durumdan şimdilik hiç kimsenin haberi olmayacak.tamam mı?"
"Tamam Rüzgar .Hadi hemen çıkalım"
Az sonra arabadaydık.Çok dikkatli şekilde hiç kimse uyanmadan evden ayrıldık Rüzgarla .Şimdilik Esra ve Hatice hanımın bişeyden haberi olmazsa iyiydi.İlk önce Rüzgar babasını görmeli ve onunla konuşmalıydı.
Yarım saat sonra hastanedeydik.Resepsiyondaki kızdan Rüzgarın babasının oda numarasını sorup yukarı kata çıktık.Rüzgar odanın önünde durduğunda omuzuna dokunarak ona baktım.Bir kaç saniye baktı mana öylece .Daha sonra kapı kolunu aşağı indirerek açıp içeri geçti.Ben onları şimdilik yalnız bırakacaktım.
Hemen gidip doktoru buldum.Rüzgarın babasının hastalığı hakkında ,hastalığının ne olduğunu sorduğumda doktorun "Maalesef Hakan bey kanser,çok az ömrü kaldı." dediğinde çök üzüldüm. Bu gerçekten çok üzücüydü.
Doktorun odasından ayrılıp Hakan beyin odasına yaklaşmıştım ki odanın kapısı çok sert bir şekilde açıldı.Çıkan Rüzgardı. "Kahr etsin !" deyip iri adımlarla uzaklaştı oradan. Anladığım kadarıyla o da öğrenmişti artık.
Açık kalan kapıdan Hakan beyle göz göze geldik.Odaya geçip "Şey Hakan bey Ben Havin,Rüzgarın arkadaşıyım.Geçmiş olsun."
"Teşekkür ederim Havin kızım.Lütfen onun arkasından git ve onu yalnız bırakma .Ben ettim onu yalnız bıraktım hep...Ve şimdi çok pişmanım..." dediğinde "Tamam efendim.Ben şimdi gidiyorum ama söz her şeyi düzeltmeye çalışacağım " deyip odadan ayrıldım.Rüzgarı hastanenin bahçesinde buldum.Tanıştığımız günden beri ilk defa onu sigara içerken görüyordum. Bir o taraf bir bu tarafa gidip geliyordu.Bedenen burda olsa da ruhen burda değildi.
Yoluna çıkıp önünü kesiğinde kollarından tutarak "Yeter artık Rüzgar" deyip ağzındaki sigarayı alıp söndürerek yanımızdaki çöp kovasına attım."Başına gelen her olayda neden kendine zarar veriyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Farkında bile değilim " dedi oflayarak.
"Gel şöyle otur." dediğimde dinledi beni.
"Kansermiş Havin...O yüzden dönmüş.Bizimle vedalaşmak için."
"Ona bu şansı tanıman gerek Rüzgar "
"Ama Nasıl Havin? Sen söyle sen olsan yapar mıydın? Bu kadar çabuk affeder miydin? Onun yüzünden annemi hep gözü yaşlı gördüm ben.Bize belli etmezdi ama hep bir köşede ağlardı benim annem.Ne uğruna ? Onu başkası için terk edip gitmiş biri uğruna !"
![](https://img.wattpad.com/cover/374536098-288-k924621.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarın peşinde
RomanceGenç yakışıklı ve professional Polis Rüzgar ve onunla her hemen hemen her operasyonda karşılaşan güzel ince zarif ve bir o kadarda güçlü kadın Havinin hayat hikayesi...