Prenses Yasmin den
.....
İlyas destur istediği an girmiştik Valide sultan yani namı değer nurgül hatun da buradaydı. Biz girer girmez Prense bağırmaya başlamıştı. Prens bu saygısızlığa dayanamayıp cevap vermişti. Çünkü hiç bir kişi destur istedikten sonra otağa girer girmez azarlanmasi doğru değildi.
"İLYAS BU HATUNU BİZİM BAŞIMIZA BELA ALIYORSUN. NEDEN BUNU GETİRDİN"
"SAYGISIZLIĞIN BOYUNU AŞTI NURGÜL HATUN DESTUR İSTEDİM NE BU EDEPSİZLİK. AYRICA PRENSES LE TOYUM OLACAK PRENSESE BİRDAHA SAYGISIZLIK EDEN OLURSA KELLESİ ALINIR."
Son sözu Nurgül hatunun gözüne bakarak demişti. Nurgül hatunun gözlerinden ateş püskürüyor du. Neden böylelerdi bunlar?
Noluyor du?
Aralarında bir sorunmu vardı?
Ana oğul gibi değillerdi?
Uzaklardı, fazla uzaklardı.
Nurgül hatun "o benim oğlum değil" demişti ama bunu sinirden söylediğini sanardım. Demekki tek sırları olan saray bizimki değilmiş.
Düşünceler den çıkıp duruma bakmıştım. Atası derin bir nefes çekmişti o da sıkılmıştı , Nurgül hatun ise sinirli idi öldurucu bakışlar atıyordu.
Prens derin bir nefes aldı sakinleşti ve tekrar konuşmaya başladı."Ben ve Prenses toy kuracağız."
"Oğul."
Atası ilk defa lafa girmişti itiraz edicek gibiydi. Ama eğer bana canını bana verir misin deseydi verirdim şuan, çünkü öyle içten oğul demişti ki ben prensin yerinde olsam itiraz edemezdim.
"Kızım seni tanımak isterim kimlerdensin."
Atası iyi bir bey idi. Ben sevmiştim bana iyi davranıyor du. Beni tanımak istemesine karşılık hemen cevap vermiştim çünkü atam bana saygı ve disiplini hep önde durmasını söylemişti.
"Yale sarayından Prenses Yasmin."
"Eğitimin nasıl dır?"
"9 sene kılıç eğitimim, 4 sene yay eğitimim, 6 sene ise dil ve din eğitimim olmuştur."
Bunları duyunca Valide Sultan'ın daha içten baktı, prens ise atasına bakıyordu tepkisinden korkuyordu. Atası ise gülümseyerek lafa girdi.
"Çok güzel eğitim almış sın kızım, üstelik bir prenses sin senden daha iyisini nasıl bulacağız. Benim rızam vardır lakin sana birazdaha sual im vardır. Yakından tanımak gerekir."
"Tabi efendim istediğiniz suali sorabilirsiniz."
"Ailenden bahs edermisin biraz?."
"Atam Mehmet bey kraldır. Ağabeyim var prens Aktemur bey."
"Anan eğitimi üslupu nasıldır malum kız çocukları analarindan alır."
Nurgül hatun böyle bir söz söyledikten sonra prens tam birşey söyleyecek iken benim lafa girmem ile durmuştu. Nurgül hatun bilmiyor idi anamın şehit olduğunu lakin bende alışmıştım sorun yok du gülümseyerek cevap vermiştim.
"Anam ben 5 yaşındayken Moğol istilasında şehit düştü. Lakin dedem derviş Yusuf bey olarak anılır anam ise derviş kızı dır "
"Hangi saraydandır atan."
Nurgül hatuna göre kralın söyledikleri, nazikliyi ve huzur verici bir sesi vardı onun tüm suallerine cevap vermek isterdim.
"Yale sarayından."
"Kazım beyi tanır mısın?"
"Kendisi amcam olur."
"Kazım bey benim en yakın arkadaşım dır ama onu uzun bir süredir göremem."
"Kendisi konya da toya geliceğin den şüpheniz olmasın efendim."
"Gözlerin ceylan gözlerini anımsatır. Duruşun dik dir. Edebini deden den almışsın belli."
"Dedemi hiç tanımadım lakin anam derviş kızı olarak beni eğitmiş tır."
"Amcan ile hukukumuz eskidendir. Güzel kızım, edebin ve disiplinin öyle her prenseste veya her hatunda olan birşey değildir."
"Toyu burada yapıcağız. Atanı buraya beklerim bir konusalim anlaşalım."
"Tabi efendim saraya gidip haberinizi verebilirim."
"Sen burada kal kızım Oğluma emanetsin o olmadan gitme bir yere. Burda kal ve toy hazırlıklarına yardım et ben sarayıniza elçi göndericegim.".
"Tabi efendim."
"Kızlarım siz çıkabilirsiniz İlyas Hızır siz kalın."
Kızlarım derken benden ve Meryem den bahs etmişti. Beni hemen sahiplenmislerdi buna sevinmiştim tek sorun Nurgül hatun du. Onun bu saraydan olmadığına adım kadar eminim. Meryemi kolunu koluma bağlamıştım ve saraydan çıkar çıkmaz kapıda Aybars beyi görmüştüm. Meryem görür görmez tacını ve elbisesini düzelmişti. Bunlar çok masum sevdalılardı belliydi. İlyas dediğimi duysa kızardı ama ben bunları yapıcağım. Aybars Meryeme bakıyordu Meryem de Aybars'a ben lafa girdiğimde ikiside bana baktı.
"Hayırdır Aybars bey ne ararsın burda."
"Prensi beklerim."
"Eceline mi susadın."
"Prenses bir dakika gelebilirmisin."
Meryeme baktığımda bana doğru gulumsemisti bu gidebilirsim demekti. Onu yanlız bırakmak istemiyor dum. Aybars beni biraz öteye götürmüştü önden gidiyordu durmuştu ve bende durdum Meryem ise şövalyelere birşey anlatıyordu.
"Prenses İlyas beni öldürecek."
"Farkındayım."
"Nasıl?"
"Meryeme bakışlarım taa öteden belli İlyas ve Hızır onu kendilerine yakınlaştırmaların dan da belli oluyor istemedikleri."
"Ben meryeme çocukluğum dan beri seviyorum. çocukkende böyley di sim siyah saçlar, kara gözler, kara kaşlar. Gözleri hep keskindi saçları kömur du ama hep çok güzeldi."
"Çok güzel bir hatun sana hak veriyorum."
"Lakin İlyas la kardeş gibi büyüdüm benim kardeşim birlikte yedik birlikte ilim derslerine gittik. Birlikte yaramazlık yaptık. Birlikten talim yaptık. İlk düşmanım esirine bile birlikte düştük."
Bunları anlatırken gözleri parlıyordu çok seviyordu İlyası. İlyas ta seviyordu ne kadar kızgın bakmaya çalışsada içindeki sevgiyi gizleyemiyordu. İlyas bakışlarını hiç gizleyemiyordu hep açıktı.
"Benden ne dilersin?"
"İlyası biraz oyalasan bende kaçsam

YOU ARE READING
Rino'nun Yale'si
ActionPrenses Yasmin 10 yasindayken Moğol savaşında ölen annesi Leyla sultan'ın kızıydı. Onun gibiydi. Tüm hatunlardan iyi savaşan, herkesi zarafeti ve edebi ile etkileyen, ilmine hayran bırakan bir prensesti. günlük yaptığı şeyleri yaparken bir mucize ol...